50. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT..KÜLTÜR
SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİ: “ Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çükü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyendir.” (Hucurat Su: 12)
&&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİ: “Kul vefat edince, bütün amellerinin sevabı kesilir. Ancak arkasında şu üç şey bırakanların ameli kesilmez: Sadaka-i cariye, kendisiyle insanların faydalandığı ilim, ölene dua eden Salih çocuk.” (Tirmizi)
&&&
BAŞYAZI: ŞABAN KORKMAZ
ALLAH (C.C.) DOSTLARINA KARŞI NASIL DAVRANMALIYIZ?
Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri bir gün Ahmed Han’ı ziyarete gitmişti. Padişah:
-Efendim! Seyyid Abdülkadir Geylani hazretlerinin, kıyamet günü talebelerine ve pek çok günahkâr mümine şefaat edeceği hakkında rivayetler var. Bu rivayetlerin doğruluğu hakkında ne buyurursunuz? Diye sual eyledi. Aziz Mahmut Hüdayi hemen cevap vermedi. Bir müddet murakabe halinde kaldıktan sonra;
-Bu söz doğrudur, buyurdu. Sonra Padişah;
-Efendim! Acaba zat-ı âliniz bizlere bir vadiniz ve müjdeniz yok mudur? Diye sorunca, Aziz Mahmut Hüdayi ellerini kaldırarak:
“Ya Rabbi! Kıyamete kadar bizim yolumuza katılan, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip ruhumuza fatiha okuyanlar bizimdir. Bize talebe olanlar denizde boğulmasınlar. Ömürlerinin sonlarında fakirlik görmesinler, imanlarını kurtararak gitsinler ve öleceklerini bilip haber versinler.” Diye dua eyledi.
Not: Âlimler ve evliya bu duanın kabul olduğunu, bu yola mensup kimselerin hiç denizde boğulmadıklarını ve pek çok kimsenin de vefat günlerine yakın, öleceklerini haber verdiklerini bildirirler.
Bu okunanlardan ve öğrenilenlerden ortaya çıkan önemli hususlar şunlar olmalı: Bu dünyadaki Allah (c.c.) dostlarını tanıyın, onların sözlerini dinleyin, eserlerini okuyun, sohbetlerini katılın, öğrendiklerinizle amel etmeye bakın.
Allah dostlarının türbelerini ziyaret edin, onlara okuyun, dua edin. Bir şeyler isteyecekseniz onların yüzü suyu hürmetine Allah (c.c.)’tan isteyin. Bu dünyanın bir ikindi gölgeliği kadar olduğunu aklınızdan çıkarmayın, Yüce Allah’a gereği gibi kul olmaya ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in sünneti seniyyesi üzerine yaşamaya bakın, fakirin, yetimin ve öksüzün hamisi olmaya ve onların yaralarını sarmaya bakın. Hiçbir kimsenin kalbini kırmayın, yalan söylemeyin, başkasının kul hakkına girmeyin, hiçbir kimsenin gıybetini yapmayın. Her bir işe de Besmele ile başlamayı sakın unutmayın. Rabbim cümlemizin yar ve yardımcı olsun. Rabbim hepinizden razı olsun.
Önemli not: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerinin türbesi İstanbul’un Üsküdar semtinde bulunmaktadır.
&&&
PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜ
Müslümanlar problemlerinin çözümü için ilk olarak Kur’an’ı Kerim’e müracaat ederler, orada bulamazlarsa Sünnete müracaat ederler. Orada da bulmazlarsa icmaya, onda da yoksa kıyasa müracaat ederler. Onda da bulamazlarsa iki büyüğe bir küçüğe danışırlar, istişareye ve istihareye önem verirler.
Hiç şüphesiz ki İslam’ın özü hiç şüphesiz ki SEVGİDİR, hedefi eşrefi mahlûk olarak yaratılan İNSANDIR, emri ise GÜZEL AHLAK, BİRLİK VE BERABERLİKTİR.
&&&
YASİN SURESİNİN SIRLARI
“Her şeyin bir kalbi vardır. Ve Kur’an’ın kalbi de “YASİN”dir. Her kim Yasin suresini okursa Allah ona, bu sureyi okuması sebebiyle, Kur’an’ı on kere okumuş kadar sevap yazar.” Tirmizi, Hz. Enes (r.a.)’den.
***
“Bir kimse ana babasının veya birinin kabrini her Cuma ziyaret eder ve orada “YASİN” okursa, Allah onu Yasin’i Şerifin her harfi miktarınca mağfiret eder.”
***
“YASİN’i okuyunuz.O’nda on bereket vardır. Aç olan okursa doyar, çıplak okursa giyinir, bekâr okursa evlenir, korkan okursa emin olur, mahzun okursa ferahlar, misafir okursa seferde yardım görür, kayıp bulunur ve hasta okursa şifa bulur, ölü üzerine okursa azabı hafifler, susayan okursa suya kavuşur. (Yani hangi hacet için okunursa o hâsıl olur.)” Deylemi. Hz. Ali (ra.a.)’den
***
“Bir kimse “YASİN Suresini yazar ve sonra da suyunu içerse, içine bin nur girer, bin rahmet ve bir bereket girer. Bin devam girer ve bin hastalık çıkar.”
Er Rafii, Hz. Ali (r.a.)’den
Rabbim her sabah cümlemize YASİN suresini okumayı ve geçmişlerimize bağışlayarak dua etmeyi nasip etsin. Âmin.
&&&
GELMEDİ
Okudum anladım ummana daldım,
Azgın nefsim kadir kıymet bilmedi.
Dostların içinde yalnızca kamdım,
Zalim nesim yine yola gelmedi.
Zulüme uğradım suskunca durdum,
“Doymak nedir” diye dostlara sordum,
Alaca şafağa planlar kurdum,
Zalim nefsim yine yola gelmedi.
Tefekküre daldım deryada yüzdüm,
Günahla sevabı gizlice süzdüm,
Doğruyla güzeli kalbime dizdim,
Zalim nefsim yine yola gelmedi.
Hazırdan harcadım biter mi diye,
Yanmadan dumanım tütür mi diye,
Bu tenim bu canı çeker mi diye,
Zalim nefsim yine yola gelmedi.
Çıkar için hiçbir dostu satmadım,
Korkmaz gibi söze yalan katmadım,
Haram diye eksik fazla tartmadım,
Zalim nefsim yine yola gelmedi.
Şaban KORKMAZ
(Sevgi Kıvılcımları İsimli Kitabımdan)
&&&
OKUYABİLECEĞİMİZ ÖNEMLİ DUALAR
“Allahümme, Ya mugallibel gulüb, sebbit kalbi, ala dinik.”
Manası: Allah’ım, kalpleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren sensin. Kalbimi, dininde ve senin sevginde sabit kıl, dininden ve sevginden ayırma.
***
“Allahümme Ya muhavvilel havli vel ahval, havil halena ile ahsenil hal.”
Manası: Ey halleri değiştiren Allah’ım, bizi en iyi hale çevir.
***
“Rabbiğfirli verhamni, vehdini, verzugni”
Manası: Allah’ım” benim günahlarımı bağışla.
Rabbim bu duaları her namazımızın ardından okumayı nasip eyle. Âmin.
&&&
DUAMIZ
-Allah’ım, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve her türlü kötülüklerden muhafaza eyle.
-Allah’ım, senden bilip bilmediğim her hayrı ister, her türlü şerlerden sana sığınırım.
-Alah’ım, gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.
-Allah’ım, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) senden ne istemişse bizlerde onları istiyoruz, nasip eyle.
-Allah’ım, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) nelere sığındıysa bizlerde onlardan sığınmak istiyoruz, nasip eyle.
-Allah’ım, hasta kullarına şifa, dertli kullarına deva, borçlu kullarına edalar nasip eyle.
-Allah’ım, görünür görünmez bela ve kazalardan sana sığınırız, Sen bizleri koru.
-Allah’ım, okumayı, anlamayı, anladıklarımızla yaşamayı nasip eyle. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünneti seniyyesi üzerine yaşamayı bizlere nasip eyle.
-Allah’ım, helal lokmalara beslenmeyi, hiçbir zaman yalan söylememeyi, fakiri, yetimi, yoksulu gözetmeyi bilerek senin verdiklerinden birilerine vermeyi nasip eyle. Âmin.
&&&
UTANSIN
Tohum saç, bilmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen,
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa, bırak utansın!
Ey bin bir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın.
Necip Fazıl KISAKÜREK
&&&
İŞTE GÜZEL ÖZLÜ BİR SÖZ!
“Görünüşe göre sakın hüküm vermeyin. Zengin bir kalp ucuz bir ceketin altında olabilir.”
&&&
SAKIN UNUTMA EMİ!
Bundan yıllar öncesi cep telefonları yoktu. İnsanlar bir yere telefon edebilmek için PTT’ye giderler ve orada isimlerini yazdırdıktan sonra telefon beklemeye başlarlardı. Bazı evlerde bir zamanlar radyo bile yoktu. Şimdi ise her bir çocuğun elinde telefon bulunmaktadır.
Her şeyde bir orta yol bulunmalıdır mutlaka. “Her şeyin azı karar, çoğu zarardır.” diyen atalarımız bu sözü boşuna söylememişler herhalde. Çocuklarımız okula gitsin ve ya gitmesin bu telefonlarla sabah akşam durmadan oynamaları sağlıklı bir durum değildir. Anne ve babalar bu konuya acil olarak bir çözüm bulmak zorundadırlar. Yoksa çocuklarımızın gözleri kısa zamanda bozulmaya başlayacaktır. Anne ve baba çocuğuna telefonla ne kadar oynaması gerektiğini, her şeyin fazlasının zararlı olabileceğini güzel bir şekilde anlatmalıdır. Bunu yapmazsak sonradan dizlerimizi dövsek neye yarar?
&&&
ANNE VE BABANIN SORUMLULUĞU
On iki yaşına girmiş bulunan Ayşe aynı zamanda ilkokul beşinci sınıfa devam etmektedir. Anne ve babası abdest alıp zamanında namazlarını kılmaktadırlar. Sınıfta sınıf öğretmeninin anlattıklarını hatırlayarak annesine dedi ki: “Anneciğim ben ne zaman namaza başlayacağım. Öğretmenim bana dedi ki. “On iki yaşına girdin artık Ayşe, senin de artık namaza başlaman gerekir.”
Bunun üzerine annesi utandı, sıkıldı ve Ayşe’ye namaz kılmasını öğretti. Öğretmeni zaten sınıfta ona namaz surelerini öğretmiş ve ezberletmiş bulunuyordu.
Anne ve babalara düşen en önemli görev çocuklarına küçük yaşlarda namaz kılmasını öğretmeleri en önemli görevleri arasındadır. Öğretmedikleri sürece sorumluluktan hiçbir zaman kurtulamayacaklardır ve vebal altında kalacaklardır, bizden söylemesi…
&&&
SAKIN HA!
“Sakın ha, bir dilim ekmeğiniz bile varsa yalnız yemeyin. Abdestsiz olarak sakın bir şey yemeyin, yerseniz dert olur.” Sad-i Şirazi (k.s.)
&&&