Dün bilim kurgu filmlerinde hayretle izlediğimiz sahneler, bugün evlerimizde, ellerimizde, cebimizde. Daha 20 yıl önce "imkânsız" dediğimiz teknolojiler artık günlük rutinlerimizin vazgeçilmez parçası. Sabah telefonumuzdaki yapay zekâ asistanı ile güne başlayıp, anlık çevirilerle farklı dillerden insanlarla görüşüyor, akşam uzaktan erişimle evdeki cihazları yönetebiliyoruz. Şaşırtıcı olan, bu hızlı değişime ne kadar çabuk alıştığımız. Bu yenilikler sadece teknoloji ile sınırlı kalmıyor; aile yapımız değişiyor, çalışma koşullarımız dönüşüyor, komşuluk ilişkilerimiz yeniden tanımlanıyor. İşte tam bu noktada sormamız gereken soru şu; İçinde yaşadığımız toplum, hangi dinamiklerle ve nasıl değişiyor? Bu sorunun cevabını bilmek, sadece bugünümüzü anlamamıza değil, geleceğimizi şekillendirmemize de yardımcı olacak.
'Toplumsal değişme ve dönüşme' nedir, önce bunu tanımlayalım ve ardından bu kaçınılmaz sürecin detaylarını birlikte keşfedelim. Çünkü yüzyıllardır söylenen o söz hâlâ geçerli; "Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir." Toplumsal değişme ve dönüşme, toplumların ve içindeki sosyal yapıların zaman içinde geçirdiği farklılaşmalardır. Kültürel, ekonomik, siyasal ve demografik (nüfus olayları) dinamiklerle şekillenen bu süreç, tarihin her döneminde var olmuştur. Sadece hızı ve boyutu farklılaşmıştır. Bugün, belki de insanlık tarihinin en hızlı değişim dönemini yaşıyoruz. Bu değişim dalgasını anlamak, ona yön vermek ve geleceğimizi şekillendirmek için önce onu tanımak gerekiyor.
Bu değişim sadece bir farklılaşma süreci değil, aynı zamanda toplumsal yenilenme ve ilerleme için de bir fırsattır. Modernleşme, sorunların çözülmesi, kültürel çeşitliliğin artması, çevre bilincinin gelişmesi ve sağlık alanındaki ilerlemeler, hep bu değişim sürecinin olumlu sonuçlarındandır. İşte bu noktada GELİŞİM kavramı öne çıkar çünkü değişimi doğru yönlendirebilen toplumlar, ilerlemenin sağladığı güçten ve kaynaklardan gerçek anlamda yararlanabilme avantajına sahip olurlar. Bu yazı dizimizde, içinde yaşadığımız toplumsal değişimin boyutlarını, nedenlerini ve olası sonuçlarını inceleyeceğiz. Toplumsal gelişmenin dinamiklerini anlayarak, değişim dalgasını olumlu bir güce dönüştürmenin yollarını aydınlatacağız.
Toplumda yenilikler yaşanırken, değişim sürecinde düzen ve kaos ayrılmaz bir ikili olmuştur. Alışkanlıkların ve toplumsal normların değişmesinin getirdiği belirsizlikler insanlarda güvensizlik yaşattığı için beraberinde karmaşa getirir. Yeniliklerin getirdiği bu kaoslar geçici olur ve toplum zamanla yeni düzene uyum sağlar. Yeni dinamiklerin kabul süreci, olayların büyüklüğü, olayların gidişatı vb. kavramlar, toplumları tekrar şekillendirir. Bu dönüşümün altında yatan, olayların nasıl yeni bir hal aldığını bize gösteren bazı bileşenler mevcuttur. Bunlar;
- Değişimin Boyutu
- Değişimin Vadesi
- Değişimin Hızı
- Değişimin Yönü
- Değişimin Faili
Değişimin boyutunu açıklarken bunu 'küçük, orta ve büyük ölçekli' değişimler olarak adlandırabiliriz. Büyük ölçekli değişimler tüm toplumda büyük farklılıklar yaratan dönemlerdir. Sanayi devrimi (18.yy) veya Fransız Devrimi (1789-1799) gibi olaylar küresel boyuttaki en büyük toplumsal dönüşümlere verilebilecek örneklerdendir. Orta ölçekli değişimler dünya çapında farklılıklara yol açmasa da içinde bulunduğu toplumun yapısını etkilerler. 'Köleliğin kaldırılması, oy kullanma hakları, medeni haklar hareketleri' vb. olaylar toplumunda hatırı sayılır farklılıklar yaratır. Küçük ölçekli değişimler ise toplumun yapısında değişiklikler yaratmaz ama davranış ve iletişim zincirlerinde farklılıklar yaratır. Örneğin bir muhite açılan yeni bir eğlence alanı, bir köye açılan sosyalleşme dernekleri vb. yenilikler o topluluğun iletişim yapısını da değiştirmektedir. O halkın birbirleriyle olan etkileşiminin artmasına, bir tür sosyal kaynaşmaya sebep olur.
Değişimin vadesi uzun, orta ve kısa olarak adlandırılabilir. Uzun vadeli değişikliklerde eski düzen yıkılır ve yeni bir düzende yaşanmaya başlanılır. Etkileri genelde nesiller boyu devam eder çünkü yeni nesil yeni düzen içinde büyür ve benimser. Buna Atatürk'ün devrimlerini örnek verebiliriz; harf devrimi, medeni kanunun kabulü, eğitim ve ekonomi alanında yaptığı reformlar Türk Toplumunun yapısını uzun vadede etkilemiş, günümüze kadar etkileri devam etmektedir. Orta vadede değişim etkileri belirli bir zaman diliminde toplumu ve yapılarını etkiler. Örneğin eğitim alanındaki sistem değişiklikleri, 4+4+4 sisteme geçiş gibi ya da tıp dünyasındaki aile hekimliğinin öne çıkarılması, sağlık ocaklarının düzenlenmesi gibi değişiklikler orta vadeli değişime örnek gösterilebilir. Kısa vadede değişim daha çok toplumun bir parçasının etkilendiği süreçlere denir. Bir takım ortak akımları örnek verebiliriz bu etkiye. Bir müzik akımının peşinden sürüklediği akım ile veya moda döngüsü sebebiyle siyah renk seçimli kıyafet seçimi artabilir. Saç stili, makyaj tipi ve renkleri de böyle bir döngüye bağlı olabilir ama çoğunlukla süreç içinde bu tercihler değişir. Bu örnekler toplumun sadece bir parçasının kısa vadede etkilendiği değişim örneklerindendir.
Değişimin hızı toplumun dönüşüme ne kadar açık olduğu, yani yapısı ve olan olayların büyüklüğü ile ilintilidir. Dönüşümün hızlı mı yavaş mı olacağı bir takım iç ve dış faktörlere bağlıdır. İç faktörler, toplumun içinde yaşadığı kültürel dinamikler, ekonomik durum ve politik sistemleri ile alakalıdır. Kültürel dinamikler gelenekler ve eğitim seviyeleri ile bağlantılıdır. Geleneklerine ve değerlerine çok sıkı bağlı olan toplumlar, kültürel miraslarını korumak adına daha temkinli yaşar ve değişime kapalıdırlar. İçinde yaşadığı topluluk dışından gelen yeni fikir ve etkilere direnç gösterirler. Her koşulda gerçekleşen değişim bu toplumlarda daha yavaş olmaktadır. Eğitim seviyesi ise bir toplumda arttıkça yeniliklere daha açık olunmaktadır. Gelişmelere uyumlanabilmek için kaynak oluşturur ve uyum sağlamaya çalışırlar. Yani eğitim seviyesi, değişimin hızını arttırmaktadır. Bir başka etken hepimizin bildiği üzere ekonomik durumdur. Maddi olarak refah ortamında yaşayan ve kalkınmış toplumların toplumsal dönüşümleri çok hızlıdır çünkü yaşanan yenilikleri yakalayabilmek ve bilgiye ulaşabilmek için tüm kaynaklara erişebilir, yapılanmalar için kolaylıkla fırsatlar oluşturabilirler. İş piyasası da buna bağlı bir diğer etmendir. İş piyasasındaki değişiklikler, para akışının yönü değiştikçe toplumsal ihtiyaçlar tekrar şekillenir, yeni mesleklerin doğumunu veya yok oluşunu hızlıca tetikler. Bazı mesleklerin kaybolması veya oluşması iyi mi kötü mü o tamamen durumu hangi bakış açısıyla değerlendirdiğimize bağlı bir durumdur. Ama önemli olan sosyal değişimin sağlıklı olması, bilim yönünde ilerlemesi ve buna uyumlanmasıdır. Değişimin hızı konusunda en önemli faktör, ait olduğu toplumun politikaları ve hukuk sistemleridir. Toplumu yöneten kesim ne kadar muhafazakâr ve otoriterse değişim o kadar yavaştır çünkü daha tutucu politik sistemlerin, geleneksel değerlere ve toplumsal kurumlara sıkı sıkıya bağlı ve değişime karşı direnen yapıları vardır. Bu sebeple yenilenmeler ve sosyal değişim daha yavaştır. Politik sistemleri tutucu yapıların, yasal düzenlemeleri ve kanunları da benzer özellikler gösterir, dolayısıyla modern projeler ve yenilikçi girişimler yasal engellerle karşılaşabilir ya da direnç gösterebilir. Bu yönetim toplumsal düzenin devamını ve istikrarını sağlayabilir ancak bireysel özgürlüklere ve gelişmeye karşı da direnç gösterdiği için, kısıtlayıcı olabilmektedir. Kısıtlamalarda genellikle esas şudur; neyin istenmediği baz alınır! Oysa; BİLGİ YOLUNDA, bilim ve teknolojik yenilikleri yakalamak adına, sağlıklı bir gelecek için neyin istendiği sorgulanmalıdır, neyin istenmediği değil!
Buraya kadar toplumsal değişim ve dönüşümün boyutları, vadesi ve iç faktörlerin değişimin hızına etkilerini ele aldık. Yazımızın ikinci bölümünde, dış faktörlerin toplumsal değişim üzerindeki etkisini, değişimin yönünü ve failini inceleyeceğiz. Teknolojik ilerleme, küreselleşme, demografik farklılıklar ve doğal afetler gibi önemli dış etmenlerin toplumları nasıl şekillendirdiğini göreceğiz. Ayrıca değişimin ilerleme, durağanlık ve gerileme döngüleri içinde nasıl seyrettiğini ve bireylerin bu süreçteki rolünü ele alacağız. Toplumsal dönüşümün çok boyutlu doğasını keşfetmeye devam edeceğimiz bu yazı dizisinin ikinci bölümünü gazetemizin önümüzdeki sayılarında takip edebilirsiniz.
Sosyolog, NLP, Yaşam Koçu
ÖZLEM TUNA
Yorumlar
Kalan Karakter: