Yazımızın ilk bölümünde toplumsal değişim ve dönüşümün tanımı, boyutları, vadesi ve değişimin hızını etkileyen iç faktörleri ele almıştık. Bugün ise toplumsal değişim ve dönüşümün hızını etkileyen dış faktörlere odaklanacağız. Bu faktörlerin toplumları nasıl olumlu yönde ileriye taşıdığını ve insanlığın gelişimine güç verdiğini de inceleyeceğiz.
Toplumlardaki değişim ve dönüşümün hızını tetikleyen diğer etmen de dış faktörlerdir. Teknolojik ilerlemeler, küreselleşme, demografik farklılıklar, doğal afet ve pandemiler toplumların değişmesine karmaşık ve hızlı bir şekilde etki yaratmaktadır. Teknolojik ilerleme son yüzyıl içerisinde muazzam bir hızla dönüşüme sebep olmuştur. Özellikle bilgi teknolojileri, yapay zekâ, nanoteknoloji (çok küçük ölçekte yapılan çalışmalar), biyoteknoloji (insan, hayvan ve bitkiler üzerinde, canlıların yaşam fonksiyonlarını anlamak ve iyileştirmek üzerine yapılan modern teknoloji teknikleri) gibi alanların toplumlardaki etkileri çok büyüktür. Nanoteknoloji ile sağlık konusunda devrim yaratan sonuçlar doğmaktadır. Örneğin; kanser gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan robotlar hastalığın seyri ve tedavisinde başarı oranlarını arttırmaktadır. Bu teknoloji sayesinde geliştirilen hassas tanı yöntemleri, hastalıkların erken teşhisini mümkün kılmakta ve tedavi süreçlerini hızlandırmaktadır. Biyoteknoloji sayesinde de hastalıkların genetik sebepleri, tedavileri bulunmakta, gıda güvenliği arttırılmaktadır. Modern gen terapileri, önceden tedavisi imkânsız görülen hastalıklara umut olurken, tarımsal verimlilik artışı sayesinde dünya nüfusunun beslenmesi daha sürdürülebilir hale gelmektedir. Bu teknolojik gelişimler insan sağlığı ve özellikle dünyamızın geleceği açısından çok önemlidir. Biyoyakıtlar ve biyoplastikler gibi çözümler ile günümüz dünyasının kurtarıcısı olabilirler. Yenilenebilir enerji teknolojileri ve akıllı şehirler, kaynak kullanımını en uygun hale getirerek gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya sunmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, teknolojik ilerlemenin önemi tartışılmazdır. Bu gelişmeler ne kadar hızla ilerler ve yaygınlaşırsa, insanlığın refah seviyesi o denli yükselecek, yaşam kalitesi artacak ve dünyamızın sürdürülebilirliği güvence altına alınacaktır. Teknolojik ilerleme, insanlığın parlak geleceğinin ve dünya üzerindeki tüm canlıların sağlıklı yaşamının anahtarıdır.
Küreselleşme ile uluslararası ticaret ve yatırımlar artmaktadır. Ülkeler arası sermaye dolaşmakta ve ekonomik büyümeyi sağlamaktadır. Medya ile bilgi akışı daha hızlanır dünya genelinde ortak noktalarda buluşmayı sağlar. Küresel iş birlikleri; uluslararası bilginin paylaşılmasını, araştırmaları, yeni projeleri ve ileri teknoloji gelişmeleri, günümüzün teknolojisine ulaşmak isteyen toplumlar için yakalama fırsatı vermiş olur.
Bu çağda, küreselleşmeyi kavrayabilmek ve onun dinamiklerini etkin biçimde yönetebilmek, toplumlar için hayati bir güç kaynağıdır. Çağdaş sosyolojik çalışmalar da göstermektedir ki, gerçek anlamda "zamanı yakalamak", küresel eğilimleri öngörebilmek, dünya standartlarını takip etmek ve gelişmelere hızla uyum sağlayabilmektir. Küreselleşmenin sunduğu imkanları değerlendiremeyen toplumlar, adeta tarihin kenarında kalırken; bu dalgayı doğru yöneten toplumlar, ekonomik refahtan teknolojik üstünlüğe, kültürel zenginlikten diplomatik güce kadar pek çok alanda öne geçmektedir. Bu kaynaklardan yararlanma ve küreselleşmenin yarattığı değişimin hızı o toplumun küresel dinamiklere uyumlanma becerisine ve yeniliklere ne kadar açık olduğuna bağlıdır. Günümüzde gerçek güç, küresel ağların bir parçası olabilmek ve bu ağları kendi gelişimi için etkin bir şekilde kullanabilmektir.
Demografik farklılıklar yani nüfus olayları dediğimizde, elbette göç ve kentleşme olayları, ilk aklımıza gelen oluyor. Göç ile farklı kültür, diller, dini inanışlar vb. sosyal pratikler bir araya gelir. Bu durum yerel halkın, göçmenlerle olan ilişkisini karmaşık ve zorlu bir sürece sokar. Ayrıca göçmenler için istihdam ve iş gücü sağlamak, sağlık, eğitim, toplu taşıma vb. gibi konularda alt yapının yetişmeye çalışması, ortaya çıkan yetersizlikler de yerel halk ve göçmenler arasında gerilime neden olmaktadır. Bununla beraber göçmen halk beraberinde kendi kültür ve yöresine ait iş gücü ve uzmanlık alanlarını da taşır ve kültürel zenginlik çeşitlenir. Özellikle uluslararası öğrenci araştırma programları, teknoloji ve bilimle alakalı, küresel çaptaki bilgi paylaşımının hızını arttırır. Sosyal ve ekonomik yapıyı hızla değiştiren bir başka konu da nüfus artış hızı ve yaş yapısındaki değişikliklerdir. Bu özellikle günümüzde hepimizin aşina olduğu, ülke gelişimi ile alakalı endişe duyduğumuz konuların başında gelir. Hızla büyüyen nüfus kontrol altına alınmadığı vakit kaynakların yetersizliği durumunu doğurmaktadır. Gıda, su, enerji vb. kaynaklar ihtiyaçlarını karşılamakta alt yapı sorunları çıkmaktadır. Bununla beraber kontrolsüz nüfus artışı işsizlik, yoksulluk ve eğitim sorunlarını beraberinde getirir. Tüm bunlar toplumun olumlu yönde, bilime, teknolojiye, küreselleşen dünyanın ortak faydalarına ulaşma hızımızı yavaşlatır. Bu nedenle nüfus artışının sürdürülebilir bir şekilde kontrol altında olması toplum açısından çok mühim ve önceliklidir. Göç hızı dengelenmeli ve göçmenlerin entegrasyonunu destekleyen politikalar ve programlar, toplumsal refah ve yeterlilik açısından kuvvetlendirilmelidir.
Doğal afetler ve pandemi ise fiziksel yapıyı, ekonomiyi ve toplumda tekrar yapılanmayı, adaptasyon sağlamayı gerektiren, toplumun olumlu gidişatının hızını genel olarak olumsuz etkileyen bir başka konudur. Doğal afetler halkın dirençliliği, hızlı bir şekilde yapılanma sürecine girmesi ait olduğu toplumun uyumlanma becerisine bağlıdır. Her bir yeni yaşanan felaket, yeni derslerdir ve bir sonraki felaketler için afet yönetimi ve etkili, öğretici toplumsal hazırlık, dayanıklılık programları, yönetmelikler oluşturulmalı, takip edilmelidir. Pandemiler için de aynı şey geçerlidir; sağlık sistemi kuvvetlendirilmeli, kapasitesi arttırılmalıdır. Felaketler öncesinde yapılan hazırlıklar, oluşturulan programlar, sistemin kapasitesini arttıran çalışmalar doğru değerlendirilir ve etkili planlamalar yapılırsa toplumları daha güçlü hale getirme fırsatlarıdır. Afet ve pandemiler söz konusu olduğunda toplumsal dayanışma ve yardımlaşma maksimum boyuta ulaşır. Bu güçlü toplumsal bağlar insanları korumak, kurtarmak, yaraları sarmak, tekrar yapılanma açısından dönüşümün hızını olumlu yönde etkilemektedir.
Şimdiye kadar toplumsal değişim ve dönüşümün tanımını, boyutlarını ve değişimin hızını etkileyen iç ve dış faktörleri ele aldık. Bu faktörlerin toplumları nasıl şekillendirdiğini ve özellikle teknoloji, bilim ve gelişimin, ayrıca afet öncesi hazırlıklar gibi önceden önlem alıcı çalışmaların toplumları olumlu yönde ileriye taşıdığını inceledik. Yazı dizimizin son bölümünde ise değişimin yönünü ve failini mercek altına alacağız. Toplumsal değişimin ilerleme, durağanlık, gerileme ve gelişme süreçlerini daha detaylı irdeleyerek, bireylerin değişimdeki kritik rolünü ve geleceğe yönelik öngörüleri değerlendireceğiz. Yazı dizimizin son bölümünü gazetemizin önümüzdeki sayılarında bulabilirsiniz.
Sosyolog, NLP, Yaşam Koçu
ÖZLEM TUNA
Yorumlar
Kalan Karakter: