Dua Müminin Silahıdır

Dua gücümüzün yetmediği insanoğlunun çaresiz kaldığı olayların, üzerimizde gerçekleşip bize nasip olması için, Allah'a yalvarma ve o yüce yaratandan yardım dilemek demektir. 
Dua sözlükte Çağırmak istemek, yardım talep etmek, anlamlarına gelmektedir. Allah'tan İsteyip dilediğimiz talepleri içeren metinlere de Dua denir. Dini terimde ise Dua: Allah’ın yüceliği karşısında kulun acizliğini itiraf etmesi, sevgi ve tazim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemektir.
Allah’u Teâlâ Kur’an’ı Keriminde "Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin. Çünkü o haddi aşanları sevmez.” (Araf:55) diğer bir ayeti kerimede “Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim.” (Mümin:60) Buyuruyor. Peygamber efendimizde Bir hadisi şeriflerinde "Dua ibadettir. İbadetin iliği ve özüdür. Allah, bir kul elini açınca onu boş bırakmaz. Dua rahmet kapılanının anahtarı, Müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yeryüzünün nurudur." buyurmuştur.
Sevgili okurlar Allah'u Teâlâ 3 şekilde duayı kabul eder, duaya cevap verir.
 1-Evet der kabul eder kulun istediğini verir. 
2-Hayır der daha iyisini verir. 
3- Bekle der en iyisini verir. 
Yani bundan da anlıyoruz ki Allah’u Teâlâ açılan hiçbir eli boş çevirmiyor. Yeter ki kul Hulusi kalple dua etsin. İçten gelerek, duanın önemine inanarak dua etsin. Şimdi aklımıza acaba duayı nasıl ve ne şekilde yapalım sorusu gelebilir. Onu da kısaca anlatmaya çalışalım. Dua ederken Euz’u besmeleyle ve Allah’a Hamd-ü Sena ila başlanmalı Duadan önce günahlara tövbe ve istiğfar edilmeli. Allah’ın güzel isimleri ile dua edilmeli, mübarek ay ve gecelerde dua artırılmalıdır. 
Kabul olunacağına inanılarak dua yapılmalı. Duada meşru şeyler istenmeli, aşırıya kaçılmamalıdır. Sadece Allah’a dua edilmeli. Duayı ihlaslı ve bilinçli bir şekilde kalpten gelerek, Ümit ve korku arasında dua etmeli ve dua sonunda eller yüze sürülmelidir. Nefsimiz ve insanlık için güzel dileklere dua dediğimiz gibi, bir işin kötü olması, kabul edilmemesi için yapılan duaya da Beddua diyoruz.
Hulusi kalple yapılan duaya yakın zamanda yaşanan bir olayla örnek vermeye çalışalım. Ürdün’ün başkenti Amman'da hali vakti iyi bir kişi rahatsızlanır, Doktora gider. Doktorlar muayene ettiklerinde önemli bir rahatsızlığa rastlarlar. Doktorlar hastaya "Sizin rahatsızlığınızı burada tedavi edemeyiz Ancak İstanbul'da tedavi olabilir, ameliyatınızı yaptırabilirsiniz.” derler. Hasta vakit kaybetmeden İstanbul’a gelerek doktorlara muayene olur. Doktorlar "Çok riskli bir ameliyat Yüzde yirmi kurtulma şansın var. İstersen yaparız.” derler Bunun üzerini Ürdün Amman'lı hasta "Bana müsaade edin Ürdün’e gidip işlerimi yoluna koyup geleyim." diyerek İstanbul’dan ayrılır.
Hasta, memleketi Amman'a gelir işlerini yoluna koyar Borçlarını öder alacaklarını alır. İstanbul'a gelmek için yola çıkar. Şehrin içinde arabasıyla yol alırken bir kasabın önünde ağlayan dört çocuk ve annelerini görür. Hemen arabasını durdurup Kadına "Çocukların niçin ağladığını sorduğunda, Kadın, “Çocuklar aç, bize et alıver diye ağlıyorlar. Benim ise et alacak param yok. “der. Hasta adam kadına "Siz burada bekleyin Ben hemen geleceğim." diyerek kasaba girer Elinde beş kilo etle geri döner ve kadına “Bacım bu eti al. Çocuklarına yedir. Bundan sonra bir yıl boyunca her hafta bu kasaba gelerek beş kilo etini al. Bir senelik et paranı kasaba ödedim." der,
Kadın hasta adamın bu jesti karşısında şaşkına döner ve gözlerinden sevinç gözyaşları su gibi akarak diz çöker ve içten gelerek Hulusi kalple ellerini açarak yüce yaratana "Yarabbi bu muhterem insan nasıl bizi sıkıntıdan kurtarmış ise, sen de bu kardeşimizin sıkıntısını gider. Derdi varsa derman ver. Borcu varsa eda etmesini nasip et. Sen bu kardeşimizi iki cihanda aziz eyle Yarabbi!" diyerek gözyaşları içinde dua eder. Hasta adam oradan ayrılarak İstanbul'a doktorlarına gelir. Ameliyat için tetkik yapmaya başlarlar. Yaptıkları tetkikte şaşkına dönerler. Tekrar tekrar tahlilleri yaptıkları halde eski rahatsızlığından bir eser kalmadığını görürler. Hasta doktorlara, “Durun hiç şaşırmayın. Ben peygamberimizin MALLARINIZI ZEKÂTLA KORUYUN HASTALARINIZI SADAKAYLA TEDAVİ EDİN, BELALARI DUA ILE SAVIN.” Buyurduğunu duymuştum. Ben ihtiyaç sahibi bir kadının duasını aldım. Onun duasına Rabbim bana sağlığımı geri verdi.” dedi. Demek ki içten gelen bir dua her şeye bedelmiş. Dualarda buluşmak üzere hoşça kalın sevgili okurlarım…