İSLAM DİNİNE GÖRE ÇOCUK
İnsan hayatının bölümlerinden yetişkinlik dönemi kişinin büyük ölçüde önemli kararla alıp hayatını şekillendirdiği dönemdir. Çocukluk, yetişkinlik, yaşlılık… Yetişkinlik döneminin arka bahçesi ise çocukluk dönemimizdir. Her dönem kendi içinde ayrı bir önem arz etse de biliyoruz ki çocukluk dönemi bireyin en önemli anlarının, ortaya koyduğu karakterinin özü ve hayat çizgisinin belirlendiği dönemdir. Etkileri ömür boyu sürecek olan çocukluk dönemi kişinin bedensel ve ruhsal açıdan önemli yapı taşlarını inşa ettiği evredir.
İslam dini kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’de çocuk kelimesinin karşılığı olarak “Sabi, Tıfl, Veled, Gulam, Rebaib” gibi gelimeler kullanılmıştır. Bahsi geçen kelimeler buluğ çağına ermemiş kız ve erkekleri işaret etmektedir.
İnsan fıtratının neslini devam ettirmek gibi bir arzusu vardır. Kuran-ı Kerim çeşitli surelerinden anlaşılacağı üzere insan nesli yaratandan kusursuz bir çocuk dileme eğilimindedir. İslam rehberi Kuran’ın Kehf 18/46, Sebe 34/37 ayetlerinden anlıyoruz ki, çocuk; ebeveynlerinin asıl amaçlarını onlara unutturup, yaratandan uzaklaştıran engeller arasında göstermiştir. Birçok insan fazla mal, mülk ve çocuk ile dünya hayatının hırslarına kapıldığını ima edilmiştir. Yine Kuran’ı incelediğimizde çocuklarımız ve mallarımızın bizim için birer imtihan aracı olduğu da görmekteyiz.
İslam dini çocuk sahibi olmanın kişiye büyük sorumluluklar yüklemesi şeklinde değerlendirmiştir. Buna göre ebeveynlerin çocukların varlıklarını ciddiye almalarını, onları birer birey olarak değerlendirip o anlayışla muamele edilmesi gerektiğini öğütlemiştir. Çocuğunun iyi bir Müslüman olarak yetişmesi anne babanın sorumluluğundadır. Onların dünya ve ahiret mutluluğu gözetmeli, bu hususta hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamalıdır. Bu düşünceyi destekleyen Tahrim 66/6 ayetini paylaşmak isterim. “Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun”.
İslam dini peygamberi Hz. Muhammed (sav) çocuk ve çocuk yetiştirme hususu konusunda çok titiz yaklaşmış ve örnek davranışlar sergileyerek döneminin çocuk algısının çok ötesinde davranmıştır. İlk olarak tebliğcisi olduğu İslam dininin kölelik ve cahiliye devri uygulamalarından olan kız çocuklarını diri diri gömme uygulamasını yasakladığını ilan etmiştir. Anne babaların çocukları üzerinde olan haklarından ve sorumlarından her mecliste konuşmuş ve halkı bilinçlendirmiştir. Çocuklara güzel isim konmasından, değerler eğitimine, dünya ve ahiret mutluluk tavsiyelerinden, çocuk yetiştirme terbiyesine kadar birçok alanda örnek davranışlarda ve öğütlerde bulunmuştur. Çocuklar arasında ayrım yapılamamasını, cinsiyetti yaklaşımdan uzak durulmasını önermiştir.
Çocuklara karşı derin bir sevgi besleyen İslam peygamberinin “Kimin çocuğu varsa onunla çocuklaşsın” hadisi onun çocuklara karşı tutumu konusunda bize bilgi vermektedir. Yine İslam peygamberinin yolda karşılaştığı yetişkin ve çocuk ayırt etmeden selamlaştığı da rivayet edilmektedir. Torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in onun namaz kılarken sırtına çıktığı bizlere hep anlatılan anılarındandır. Çocuklara karşı derin sevgi ve merhameti hep var olmuş ve bu anlamda çevresine örnek olmuştur.
İslam âlimi Ebu Hureyye’ye göre öldükten sonra amel defteri kapanmayanlardan biri de kişiye dua eden hayırlı evlattır. Bu yaklaşım çocuk yetiştirmenin ne kadar önemli bir görev olduğunu da göstermektedir.
Yazımızın yavaş yavaş sonuna yaklaşırken paylaştıklarımızdan da anlıyoruz ki İslam dini çocuğa günahsız gözü ile yaklaşmış ve onların yetiştirilmesinden anne ve babasını mesul tutmuştur. Doğduğu Arap coğrafyasına devrim niteliğinde yenilikler getirerek kadın ve çocuğa karşı var olan çağdışı uygulamalara son verdirmiştir. Onlara bir birey olarak yaklaşıp, tebliğcisi Hz. Peygamber aracılığıyla yeni bir düzen başlatmıştır.
Yorumlar
Kalan Karakter: