Bayram kültürümüzde özellikle ikramların yeri ayrıdır. Genellikle bayramlarda tatlı ve hamurişi tüketimleri artarken Kurban Bayramında bunların yanına kırmızı et tüketimi de eklenir. Bu nedenle kilo vermek isteyenlerin yanı sıra özellikle kronik hastalığı bulunan bireyler için Kurban Bayramı nda beslenmeye özellikle dikkat etmeleri gerekmektedir
Kurban Bayramı özelinde kurban etlerimizi nasıl saklamalıyız pişirmeliyiz ve tüketmeliyiz sorularının cevabı daha önemli olmaktadır.
Öncelikle kesilen etlere ne gibi işlemler uygulamak gerek bunları siz değerli okuyucularımızla paylaşmak isterim. Hayvanın kesildikten sonra kasları kasılı kalır ve ölüm katılığı dediğimiz durum oluşur. Bu sertliği oluşturan madde asit yapıdadır ve etin tadını ilk etapta değiştirir. Bu sertliğin giderilmesi için etin pişirilmeden buzdolabında 12-24 saat bekletilmeli. Aksi halde bekletilmeden tüketilen et tuhaf bir tada sahip olması yanı sıra hazımsızlık şişkinlik gibi sindirim sorunlarına neden olur.
Bekleyen etler hayvanın kısımlarına göre küçük kuşbaşı parçalara ayrıldıktan veya kıyma şeklinde çekildikten sonra muhakkak -18 derecede buzdolabının derin dondurucu kısmında saklanmalı. Açıkta kalan veya yeterli koşullarda saklanmayan etlerde zararlı mikroskobik canlılar üreyerek etin bozulmasına neden olur
Donmuş etler pişirilmek istendiğinde derin dondurucu kısmından alınarak direkt dışarıda veya su içerisinde çözdürülmemeli. Yine bu durum zararlı mikroorganizmaların üremesine neden olarak bağırsak problemleri yaşamanıza neden olabilir. Dondurucudan çıkartılan et buzdolabınızın normal kısmına alınarak çözdürülmeli. Tüketilecek kadar et çözdürülmeli ve çözdürülen et tekrar dondurulmamalı. Bu durum hem etin besin değerini azaltacaktır hem de yine zararlı mikroorganizmaların üremesine neden olacaktır.
Konumuzun diğer kısmı et tüketimini sağlıklı şekilde nasıl yapabiliriz?
Özellikle kırmızı et doymuş yağ içeriği yüksek bir besin olması nedeniyle kolesterol içeriği yüksek bir besindir. Bu nedenle kurban etlerini pişirirken et kendi yağında pişirilmeli içerisine ekstra yağ eklememeli. Özellikle kolesterol hastası olan bireyler bu hususa daha çok dikkat etmelidir. Günlük tüketim miktarı kişinin yaşına, hastalık durumlarına ve kilosuna göre değişmekle birlikte kişinin elinin ayası kadar et veya 3 köfte veya 12 adet kuşbaşı yaklaşık 1 porsiyona denk gelmektedir.
Kırmızı et özellikle demir olmak üzere bir çok vitamin mineral açısından zengindir. Etleri pişirme yönteminiz kızartma şeklinde ise alınan yüksek kalori ve kolesterolün yanı sıra bu vitamin minerallerin faydaları da oldukça azalmış oluyor. Bu nedenle kavurma, kızartma yerine sebzelerle birlikte yahni, ızgara, fırında pişirme yöntemleri daha sağlıklı olacaktır. Kavurmasız olmuyor diyorsanız, içine ekstra yağ eklemeden et kendi yağıyla kavrulmalı ve sebze eklenmeli. Ayrıca uzun süre yüksek ısıda pişen veya direkt ateşe temaslı olarak pişen etlerde oluşan kanserojen maddeler nedeniyle etlerinizi bu şekilde pişirmemenizi şiddetle öneririm.
Kolesterolü olanlar ve kalp damar hastası olan bireyler mümkün olduğunca sakatat tüketiminden uzak durmalı ve et porsiyonlarını tüketirken kontrollü davranmalı. Özellikle bu bireyler ette bulunan büyük beyaz yağ parçalarını oldukça iyi ayırmaya çalışmalıdır. Yine kolesterol ve kalp damar rahatsızlığı olan bireyler etlerin yanında pilav-makarna gibi yiyecekler yerine sebze yemekleri ve salatalar tüketilmeli.
Yağ içeriği nedeniyle yüksek kalorili olan kırmızı et tüketiminizi akşam geç saatlerde yapmayın. Öğle saatlerinde porsiyon ölçülerine uyarak tükettikten sonra günün geri kalanında sebze ve kurubaklagil( nohut, mercimek, kurufasulye, barbunya vb.) yemeklerine yönelin.
Son olarak bayramda tatlı tercihiniz baklava gibi şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar olsun.
Sağlıklı ve mutlu bayramlar dilerim.