Bir memleketin huzura kavuşabilmesi için adalet, meşveret ve kuvvetin sadece kanunda olduğu bir sistemin tesis edilmesi gerekmektedir. Bu üç ana sütun üzerine inşa edilmiş bir devletin beka sorunu yoktur ve hiçbir zaman olmaz. Beka sorunu adaletin olmadığı, meşveretin bulunmadığı ve kuvvetin kanundan alınarak şahıslara geçtiği yerlerde görülür. Adaletin işlediği, meşveretin hakkıyla yapıldığı ve sadece kanunların kuvvetli kılındığı toplumlarda beka sorunu olmadığı gibi büyük problemlerde yaşanmaz. İşleyen sistem dâhilinde her şey kendi içerisinde çözüme kavuşur. Anayasa Mahkemesi eski başkanı Sayın Haşim Kılıç, Demokraside Birlik Vakfı tarafından düzenlenen bir programda bu konuya dikkat çekmiştir. “ Türkiye’de üç tane kurum var; Anayasa Mahkemesi, Hâkimler Savcılar Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu. Bu üç kurumun tarafsız ve bağımsız olmasını temin etmedikçe sorunlarımızdan asla kurtulamayız.” Diyerek, özellikle bu üç kurumun tarafsız ve bağımsızlığına vurgu yapmıştır. Yazımızın başında belirttiğimiz adalet, meşveret ve sadece kanunda kuvvet esası işte bu üç temel kurum için olmazsa olmaz bir şarttır. Bu üç kurum adaletten şaşamaz ve şaşırtılamaz, kendi içerisindeki haklı ve hakikatli meşvereti sağlayan bağımsız yapısına müdahale edilemez, kanun kuvveti dışındaki hiçbir kuvvet tarafından yönlendirilemez. Bu üç esasın uygulanması ile demokrasimizin temeli olan bu kurumlar özelliklerini ve kendilerine has yapılarını koruyabilir. Yoksa bu üç esas ortadan kalkarsa bu üç kurumunda bir kıymeti ve önemi kalmaz. Demokrasimiz gerilerken ona bağlı olan ekonomimizde bundan nasibini alır.