Hukuk devletinin en büyük özelliklerinden birisi fikir hürriyetinin uygulanıyor olmasıdır. Toplum en aşağıdan en yukarıya kadar konuşabilmesidir. Vicdan hürriyeti, fikir hürriyeti, ilmen ve fikren muhalefet bir ülkenin gelişmesini sağlar. Bugün bir akademik çalışma ile ekonomik gelişmişlik arasındaki bağlantı bundandır. Uluslararası kabul görmüş çalışmaların daha fazla olduğu memleketlerin ekonomik durumu diğer ülkelere göre daha fazladır. Yani konuşabilen fikir üretebilen özellikle üniversiteleri hür ve bağımsız olan ülkeler ekonomik düzeylerini yükseltmektedir. Ancak başta üniversiteleri olmak üzere yeni fikirler ortaya koyamayan aksine eski bilgilerin tekrarı, taklidi ve ezberi ile uğraşan ülkeler gittikçe fakirleşmektedir. Türkiye’de her alan da –kavga değil- medeni tartışmalar olmalıdır ki kendimizi yenileyerek ilerleyebilelim. Demokrasiler fikir hürriyetini her yönüyle uyandırır. Onun için önce demokrasimizi tahkim etmek ve güçlendirmek gerektir. Demokratik gelişmişlik ile ekonomik gelişmişlik arasında ki bağlantıyı ve doğru orantıyı kaçırmayalım. Türkiye’nin çıkış yolunu açan her zaman medeni tartışmalar olmuştur. Şahsi garaz ve intikam fikirlerinden uzak tamamen doğruyu ve güzeli aramaya odaklanmış medeni tartışmalar. Haklı çıkmak değil hakikate ulaşmak hedefinde olan tartışmalar. Öğretmekten çok yeni bir bilgiyi öğrenme heyecanı ile yapılan tartışmalar. Farklı düşüncelerden ortak bir hareket noktası bulmayı sağlayan tartışmalar. Herkesi konuşturan ve herkes için biz olabilmeyi sağlayan tartışmalar. Sonucunda sadece memleketin kazandığı tartışmalar.