Türk Hava Kurumu 1925 yılında kurulmuş Cumhuriyetimizin tarihi kurumlarındandır. Bu kurum hiçbir zaman kıyıda köşede işlevsiz bir kurum olmamıştır. Milletin takdir ve desteğine her zaman muhatap olmuş daha da güçlenmesi için elbirliği ile çalışılmıştır. İstikbal göklerdedir anlayışı ile ilerlemenin ve yenileşmenin merkezi sayılmıştır. Ancak son zamanlarda bu kurumun kurumsallığına zarar veren gelişmeler olmuştur. Kayyım ve yönetiminin atandığı 2019 yılına kadar gelinen süreçte yönetim ve idare zafiyetleri ortaya çıkmıştır. Mevcut kayyım yönetiminin de herhangi bir değişime ve dönüşüme vesile olamadığı görülmektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ında dediği gibi kurum kendini ve envanterini bir türlü yenileyememiştir. Bu eksikler özellikle yangın sürecinde kuruma ait yangın uçakları ile gündeme gelmiştir. Uçaklarla ilgili tartışmalar devam ederken birçok orman alanı da yanmaya devam etmiş bu durum milletimizin büyük tepkisine sebep olmuştur. Kurumların değeri en çok ihtiyaç olduğu anda anlaşılmaktadır. Özellikle kritik kurumların ciddi manada kurumsallaşması ve bozulmayacak şekilde sistemleşmesi gerekmektedir. Şahıslar değişse de işleyen sistem değişmemeli sadece günün şartlarına göre geliştirilmelidir. Ayrıca bu kurumun başındaki insanlar özenle seçilmeli, kim olursa olsun yeter ki koltuk boş kalmasın denilmemelidir. Yönetimin başarısı kabiliyeti ile ölçülür. Böyle kurumların yönetim kurulu sadece isim listelerinden değil kurumun işlevini hakiki olarak idrak etmiş görev bilinci olan kişilerden oluşmalıdır.