Demokrasimizin bir unsuru ve paydaşı hükmündeki siyasi partilerimiz ne kadar demokratikleşirse ülkemiz ve milletimiz de o kadar nefes alır. Siyasi partiler arasındaki demokrasi ile bağdaşmayan meydan okumalar, haysiyet kırıcı davranışlar, tehditler, iftiralar, karalamalar, demagojiler bizlere bir katkı sunmamaktadır. Ortak değerlerimiz olan dini ve milli değerlerimiz inhisar altına alınmakta, siyaset malzemesi ve propaganda unsuru olarak kullanılmaktadır. Siyaset adeta bir savaş alanı ilan edilmekte, siyasiler arasında acımasız meydan muharebeleri vuku bulmaktadır. Hiçbir insani ve vicdani değer gözetilmeden şahsi hayatlara müdahale edilmektedir. Kişilerin aile hayatları bile siyaset malzemesi olarak kullanılmaktadır. Demokrasiye aykırı hareket eden siyasi partiler nasıl ülkeye demokrasi getirecektir? Adaletsizce davranan siyasilerden ülkede adaleti temin etmelerini nasıl bekleyebiliriz? Başkasına söz hakkı tanımayan, konuşma hürriyeti vermeyen siyasetçiler herkesin hukukunu eşit bir şekilde nasıl koruyabilecektir? Siyasi partilerin siyasi cinayetleri konuşur olması topluma güvensizlik ve emniyetsizlik aşılamaktadır. Can güvenliğinin olmadığı bir yerde kim neye hizmet edecektir? Siyasi partiler ülke yönetimini ele geçirmek isteyen menfaat yapılanmaları olamaz. Siyasi partiler ülkeyi yönetmeye talip olmuş geçici ve süreli hizmetkârlardır. Ülkenin ve devletin sahibi değillerdir. Siyasi partiler öncelikle demokrasiyi içselleştirmeli, demokrasiyi gücü ele geçirmenin bir aracı olarak görmemelidir. Başkasının hukukuna tecavüz etmemek şartı ile en geniş şekilde fikir hürriyeti ve konuşma hürriyeti sağlanmalıdır. Demokratik olgunluk yakalanmalı, demokrasi değerleri hayatımıza taşınmalıdır. Yoksa siyaset kavga merkezi olmaktan bir adım ileri gidemez. Bizde siyasetin hâli bu demeye devam ederiz.