Avrupa’nın bazı ülke liderlerinin İslam dini hakkında söylediklerini ve sözde mizah dergilerinde çıkan çirkin karikatürleriyle dinimizi ve Peygamberimizi(a.s.m) hedef almalarını gördünüz ve duydunuz. Bu konuşmalar ve bu karikatür saldırılarının içeriğine baktığımızda dinimizin herhangi bir esasına hücum edilemediğini görüyoruz. Kur’an’ın semavi, kutsi, cihanşümul hakikatlarine karşı muaraza edemeyenler ancak kaba kuvvetle saldırmaya mecbur oluyorlar. Her bir fiilinde ve her bir hâlinde, her bir kâlinde(sözlerinde) doğruluk görünen Peygamberimizin(a.s.m) büyüklüğünü kabul edenler (birçok Avrupalı meşhur zatların sözleri buna şahit) ancak rezil, hiç bir anlamı olmayan karikatürlerle mukabele etmeye çalışıyorlar. Bir âlimin dediği gibi “Muaraza-i bilhuruf mümkün olmadı, muharebe-i bissüyufa mecbur oldular." Yani fikirle İslamiyet’in esaslarına karşı koyamayanlar her zaman savaşmayı seçtiler. Eğer ilim ve fikirleri yetseydi savaşa mecbur kalmazlardı. Şimdiki savaşlarını ise eskisinden daha alçakca yapmayı tercih ediyorlar. Çizdikleri karikatürleri kitapçık haline getirerek okullara dağıtmayı düşünüyorlar. Belki bu girişim o masum gençleri İslamiyet’i araştırmaya sevk eder. Bu sayede müslümanlığı kabul edenler bile olur. Son söz olarak diyoruz ki;“ İslamiyet güneş gibidir üflemekle sönmez, gözünü kapayan ancak kendisine gece yapar.”