İnsan birçok devir geçirmiş bir varlıktır. Birinci devri vahşet ve bedevîlik devri, ikinci devri memlûkiyet(kölelik) devri, üçüncü devri esir devri, dördüncüsü ecir (ücretli kölelik) devri ve beşinci devir ise malikiyet ve serbestiyet devridir. Her devir insanın gayreti ve mücadelesi ile aşılmış ve insanlık için yeni bir dönem başlamıştır. İnsan, insaniyete ait değerlerin farkına vardıkça kendisini bağlayan zincirleri kırmış ve her türlü engeli aşmayı başarmıştır. İnsanlığın ilk devri olan vahşet devri semavi dinlerin getirdiği temel değerlerle ve devletleşmenin başlaması ile aşılmış ancak insanların akıllı ve kuvvetlileri insanların bir kısmını kendilerine köle haline getirerek kölelik devrini başlatmışlardır. Sonra bu kölelerde uyanarak hak ve hukuklarının farkına varmışlar, büyük mücadeleler sonucunda bu devri kapatmayı başarmışlardır. Ancak yine hükmeden galiptir zalim düsturu ile güçlüler zayıflara esir muamelesi yapmışlardır ve böylece esir devri başlamıştır. Sonra, Fransız ihtilâli gibi çok inkılâplarla o devirde ecir (ücretli kölelik) devrine inkılâp etmiştir. Yani zenginler olan havas tabakası halkı ve fukarayı ücret mukabilinde hizmetkâr ederek çalıştırmışlardır. Sermaye sahipleri daha çok kazanma hedefi ile işçileri ve ameleyi küçük bir ücrete mukabil istihdam etmişlerdir. Bir zengin kendi yerinde oturup bankalar vasıtası ile bire on kazanırken, bir işçi yeraltı madenlerinde bir günlük rızkını kazanmaya çalışmaktadır. Ücretli kölelik devri maalesef devam etmektedir. Malikiyet ve serbestiyet devri kısmen kendini gösterse de hâlâ bu devre adım atılamamıştır.