Dinimizin özü samimi ihlastır. Yani yaptığını sadece Allah rızası için yapmak. Dini mukaddesatını dünya çıkar ve menfaatlerine alet etmemek. Dini değerlerini dünyayı kazanmak için basamak yapmamak. Bütün dünya kendisine verilse dini inanç ve değerlerinden vazgeçmemek ve asla taviz vermemek. Dünyevi makamları kazanmak için dini bir araç olarak kullanma yanlışından vazgeçmek. Dini siyasete alet edecek şekilde siyasileşmemek ve meşru olmayan şekilde ticarileşmemek dindarlar için elzemdir. Ayrıca dine hizmet etmenin devlet gücünü ele geçirmekle olacağı yanlışından vazgeçmek gerektir. Dinin bir hakikatini bin siyasete tercih edecek dindarlar lâzımdır. Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek yerine siyaseti için sevmek ve siyaseti için buğz etmek düşüncesi ikame edilmiştir. Onun için melek gibi bir Müslüman kardeşine düşmanlık ve şeytan gibi bir siyaset arkadaşına muhabbet ve taraftarlık gösterirler. Siyaset cazibesine aldanarak bütün değerlerini rahatlıkla feda ederler. Amaca ulaşmak için her şey mübahtır ve helâldir gibi bir aldatmacaya tutulurlar. Kendi gibi düşünmeyenler inanç sahibi bile olsa onlar için dinsiz sayılabilir. Halk içindeki farklı dünya görüşlerini ısrarla dindar ve dinsiz ayrımına getirmek isterler. Kutuplaşma sınırları ne kadar kesin ve keskin olursa kendinden olmayanları o tarafa kolayca atabilirler. Dini kendilerine has ve özel görürler. Dindar olmak için onlarla aynı dünya görüşünü paylaşmak ve savunmak zorundasınızdır. Halbuki bu dini inhisar altına almaktır. İnsanlığa hitap eden dini kendileri ve taraftarları ile sınırlandırmak dine karşı bir cürümdür. Evet, dinimizi siyasete ve diğer tüm dünya çıkarlarına alet etmek bir cinayettir. Böyle bir cinayetten Allah’a sığınmak gerektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: