Bizim düşmanımız ve bizi asıl mahveden cehalet ağa ve oğlu zaruret (zorunluluk) efendi ve hafidi (torunu) husumet beydir. İnsan çok kitap okuyabilir ama zihninde kodlanmış bazı inanmışlıklardan vazgeçemez. Düşünce değişikliği o insana çok zor gelir. Başka fikirler ve düşüncelere tahammülü yoktur. Kendi hayatına müdahale istemez ama başkalarının hayatına müdahale etmeyi hak görür. Kendi dünyasının dışındakileri anlamak yerine yok saymayı tercih eder. Öğretilmiş doğrularının dışına çıkanı düşman ilan eder. Herkesin kendisi gibi görmesini, duymasını ve yaşamasını arzular. Eğitim seviyesinin yüksekliği onu körü körüne inandıklarından kurtaramamıştır. İçine düştüğü cehalet halini en yüksek intibah hâli sayar. Cehaleti sebebiyle karşı fikirlere düşmanlık etmeye hazır vaziyettedir. Düşmanlıklar üreterek var olabileceğini düşündüğünden husumet ortamından faydalanmayı hedefler. Bilgi sahibi olmadığı şeyler hakkında sanki bilgi sahibiymiş gibi yaparak ahkam kesmekten memnuniyet hisseder. Özgürlükler sadece kendine ve kendi gibi olanlar için vardır. Karşı taraftan olanların özgürlüğünün elinden alınması onlar için rahatsız edici bir şey değildir. Hatta kendinden olmayanların özgürlüğe lâyık olmadığını düşünürler. Ayrıca şahıslarını yaşadıkları toplumun seçkinleri olarak ifade ederler. Toplumun farklı kesimleri ile ortak yaşam alanlarından hoşlanmazlar. Kendi düşünce dünyasından olanlardan destek bulmak onlar için yeterlidir. Yani kısacası bizim düşmanımız insanları bu hâle sevk eden cehalettir. Herkes kendi cehaletinin farkında olursa sorunlarımız çözülecektir. Düşmanlıkların kaynağı olan cehaletlerimizin farkına varalım. Böylece düşman arayışlarımıza son verebiliriz.