Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivinden tutanakları takip ettiğimizde şehrimiz milletvekillerinin gerçekten kaliteli insanlar olduklarını görebiliyoruz. Öncelikle geçmiş dönem vekillerimizi takip ediyoruz ki unutulup gitmesinler. Zaman içerisinde görevdeki vekillerimizin de meclisteki önemli konuşmalarını gündeme getireceğiz. Çünkü meclis milletin kalbi hükmündedir. Kalp çalışmazsa beden ölür. Eğer kalp sağlıklı çalışırsa bedende o kadar sağlıklı ve dinç olur. Maliye Bakanımız İsmet Attila; “Allah devletimize ve meclisimize zeval vermesin” diyerek dua eder. Yani devlet eşittir meclistir. Geçen ki yazımızda bahsettiğimiz Sayın Mahmut Koçak beyle bu yazımızda da devam edelim. Şu “almalar” meselesi neymiş ondan dinleyelim. “Değerli arkadaşlar, ‘Alma ağacının altında büyüdü’ diye Anadolu'da bir laf vardır. İnsanlar, demokratik hakları kendileri için istememeli, milleti için istemeli. Ne zaman kendi önleri tıkandı o zaman demokrasi akla geliyorsa, hukuka sarılıyorsa, millî irade akla geliyorsa, insanların ister istemez zihinleri de bulanır, akılları da karışabilir ve insanlarımız bugün onu diyor. Diyorlar ki: "Almalar, almalar, canım almalar/Vermeye gelince yüreğim tırmalar" diyor. Evet, vermeye gelince yürek tırmalanıyor.” (28.05.2007) Sayın Koçak’ın söylediği gibi herkes “almaları” çok seviyor. Ama birazda halka verelim, milletle paylaşalım deyince yürekler tırmalanıyor. Aman bizim “almalardan” siz almayın deniliyor. Bu “almalar” anca bize ve bizimkilere yeter anlayışı güdülüyor. Kendimiz için istediğimizi milletimizin tamamı için de istemeliyiz. Vatanperverlik, milliyetperverlik “almaları” önce millete vermekle olur. Alma ağacının altında büyüyenler “almadan” mahrum kalanları görmek zorundadır. Vermeye gelince yürekler sızlamamalıdır.