Kur’ani bir hakikat ve İslami bir düstur olan adalet, hayatımızı intizam ve nizam altına alıyor. Adalet terazisi her bakışımızı, her sözümüzü, her hareketimizi hassasiyetle tartırıyor ve neticelerini kaydediyor. Büyük bir muhasebenin kurulacağı gün için en ufak bir şey adalet terazisi dışında bırakılmıyor ve ihmal edilmesine izin verilmiyor. Kendi irademizle yaptıklarımızın ve kendi tercihimizle işlediklerimizin hem dünyada hem de ahirette bir karşılığının olacağı hatırlatılıyor. Adaletli davranmak, adaletle muamele etmek, adaletle yaşamak ve yaşatmak, adaletsizliğe rıza göstermemek ve adaleti birinci önceliğimiz yapmak gerektiği anlaşılıyor. Adalet terazisine koyacaklarımızın dünya ve ahiret hayatımızı şekillendireceği görülüyor. Adalet terazisinin böyle mükemmel işlediği bir sistemde, hiçbir adaletsiz insan kendini kurtulmuş zannetmemelidir. Ben yaptım oldu veya benim yaptıklarım unutuldu demek ancak kendini avutmak olacaktır. Bilinmelidir ki adaletin tecellisi her insan için geçerli ve muhakkak bir husustur.