KATİL APO’DAN SAYIN APO’YA
Bu başlığı atarken biraz endişelenmedim değil, acaba katil Apo desek suç sayılır mı diye. Çünkü gündemimiz ve siyasi paradigma o kadar hızlı dönüşüm, değişim yaşıyor ki hızına yetişmek ve olup bitenden kaygılanmamak mümkün değil.
Kimdir bu Apo.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.1949 Nisan Şanlıurfa doğumlu. Her vatandaş gibi Cumhuriyetin okullarında okumuş, meslek sahibi olmuş (Ankara Tapu Kadastro Lisesini 1968 yılında bitiren Öcalan, aynı yıl kadastro memuru olarak Diyarbakır’a atandı.) Yükseköğretim için Hukuk, Siyasal Bilgiler Fakültelerine kaydolmuş Maliye Bakanlığından burs almış. Ülkü ocakları, komünizmle mücadele derneklerinden devrimci sol, komünist fraksiyonlarına kadar hepsine girmiş çıkmış. Mahir Çayan ve ekibinin Kızıldere’de öldürülmelerini protesto etmek için Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bildiri dağıtıp boykota katılmaktan 1972 yılında gözaltına alınır ve Mamak Askeri Cezaevinde yaklaşık 6 ay yatar. “Cezaevinden çıkışı, halen tartışılmaktadır. Rahmetli Uğur Mumcu hayatının son günlerinde kafasını Öcalan’ın nasıl tahliye olduğuna takmıştı. O dönemin ünlü savcısı, Baki Tuğ, Uğur Mumcu’ya konuşmak istememişti.”( Bayram Yurtçiçek: Abdullah Öcalan kimdir)
1974 yılında PKK kuruluş hazırlıkları yapılır. (Partiya Karkerén Kürdistan ) 1978 tarihin de resmen kurulur ve ilk eylemine başlar. Dost -düşman bütün istihbarat örgütleriyle el ele kol kola işbirliği içinde olan Abdullah Öcalan 1979 yılında Suriye’ye kaçar artık Uluslararası bir figüran olmuştur. Bekaa vadisinde, Kuzey Irak ta (Mesut Barzani ile 1982 anlaşarak) 9 Ekim 1998 de Suriye’den çıkarılana kadar ülkemizde ki terör faaliyetlerini sevk ve idare eder. 1999 yılında Nairobi'de Kenya güvenlik birimlerince yakalanması sonrasında, 15 Şubat 1999 günü Türk güvenlik görevlilerine ( idam edilmemek ve zamanı gelince serbest bırakılmak şartıyla) teslim edilerek Türkiye'ye getirilir. 8 Nisan 1999'da, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre vatana ihanet suçu gereğince hakkında idam cezası istendi. 29 Haziran 1999 yılında Mahkemenin verdiği idam kararı, Yargıtay tarafından 25 Kasım 1999 tarihinde onandı, idama mahkûm edilse de, idam cezası MHP nin ortağı olduğu Ecevit iktidarında idam edilmedi ve Ağustos 2002'de Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi. İdam cezası 2006’da Tayyip Erdoğan Hükümetinin önerisiyle tamamen kaldırıldı.
VATAN BÖLME FAALİYETLERİ
Coğrafyamız savaşların sürekli yaşandığı bölge. Milat’tan öncesi de sonrası da kavimlerin, Milletlerin birbirleriyle savaştıkları coğrafyada yaşıyoruz. Bin yıl öncesi atalarımız hangi düşmanla hangi nedenle karşı karşıya geldi ise bugünde hemen hemene aynı nedenlerle karşı karşıyayız. Yani tarih tekrar ediyor. Bir kez zafiyet göstermeye gör hemen aç kurtlar gibi üstüne çullanırlar. Selçuklunun dağılma döneminde haçlı seferleri, Moğol istilası, iç kavgalar. Osmanlı dönemimde fetret dönemi, son iki yüz yılında yaşanan Savaşlar, iç isyanlar, Etnik, Dini ayrılıklar, yaşadığımız toprakları kan ve gözyaşı ile sulamıştır.
Osmanlı Devletinin yıkılmasını fırsat bilen İsrail( Siyonistler)1900 yılların başından itibaren kutsal kitaplarında kendilerine vaat edildiğini iddia ettikleri Nil den Fırat’a kadar olan toprakları ele geçirmek için en acımasızca saldırmaya devam ediyor. 1 Dünya Harbi Yahudilerin Filistin’e yerleşmelerine, 2 Dünya Harbi (1945) İsrail’in Resmen devlet olarak kurulmasına imkân sağladı. Sürekli topraklarını genişleten İsrail ülkemize komşu olmaya ramak kaldı.
İktidarın yanlış dış politikası sonucu 2011 yılında Suriye’yi işgal eden ABD, İsrail’den sonra terör örgütü PKK/PYD yi de himayesine almış Suriye’yi üç-dört parçaya bölüp PKK terör devleti oluşumuna destek sağlamaktadır. Sınırlarımızın yakınında kalıcı askeri üstler kurarak çıkmamasına yerleşmiş durumda.
Ülke içinde yaşanan isyan hareketleri de bu çirkin oyunun bir parçası.
Ülkemizin İnsan Hakları sorunu var, Demokrasi Sorunu var. Bunun yanında düşmanlarımızın teşvik ettiği, desteklediği terör sorunu da var.
Vatan bölme faaliyetlerine kalkışan PKK gibi terör örgütleri ne ilk ve nede sondur. 1920 Koçgiri isyanı, 1925 Şeyh Said isyanı, 1937 Dersim isyanı bunlar yakın tarihimizde çıkarılan isyanlarından bazıları. İsyanların ana nedeni ülkenin bölünmesi, zayıflatılması, güçsüz bırakılmasıdır. İsyancıların destekçileri hep aynı odaklar. Sevr anlaşmasının Lozan anlaşmasıyla ortadan kaldırılmasını hazmedemeyen taraf ülkeler her fırsatı değerlendirip güzel vatanımızı paramparça etmekteki maksatları, Yüce Türk Milletini tarih sahnesinden silmek, kendilerinin emrinde ufak devletçikler oluşturup hükümranlıklarını sürdürmektir. Bu projenin eski adı Şark meselesiydi yeni adı da BOP projesidir, Açılım sürecidir vs.vs.
Son günlerde Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, yerine emperyalist Devletlerin kuklası yönetim kurmak amacıyla, çocuk, kadın, yaşlı, Türk-Kürt demeden insanımızı katleden eli kanlı PKK terör örgütüne af, onun elebaşına Kutsal Meclisimizde konuşma hakkı tanıma gafleti gösterilmektedir.
Bu BOP projenin Türkiye ayağıdır. Bu proje Türk Milletinin kendi aklı ile ürettiği proje değil tamamen dış mihrakların kurguladıkları ve piyonları ile sahneye koydukları bir projedir. 7 Ekim tarihinde Hamasın İsrail’e saldırısı ile başlamış sürecin devamı niteliğindedir. Lübnan, Suriye ardından İran ve Türkiye’yi içine alacak şekilde tasarlanan iki bin yıllık hayal ürünü büyük İsrail projesidir.
Ülkemizde gündeme getirilen yeni açılım sürecinin amacı; Yakın tarihte Suriye’de oluşturulacak ABD-İsrail himayesinde ki PKK/PYD özerk bölgesini Türkiye tarafından tanınmasını sağlamak, ileri tarihte Barzani yönetimi ile PKK/PYD yönetimlerini birleştirip İran ve Türkiye’den toprak talep edip sözde büyük Terör Devletinin oluşumunu yapmak. Kurulacak bu uydu devlet Büyük İsrail’in sınırları içinde, İsrail’in emrinde, İsrail’in güvenliğini sağlamaya yönelik olacaktır.
Aziz Milletim Uyan.
Tehlikeyi gör. Bugün cumhur ittifakının yaptığı siyasi manevraların ABD ve İsrail’in nihai hedefine hizmet etmek gibi bir tehlikesi vardır.
Yüz yıl önce Filistin Topraklarında İsrail Devleti kurulacak dense idi hayal denirdi. Bugün gerçek oldu. 40-50 yıl önce Barzani Kuzey Irak’ta Devlet kuracak denildi, bazıları komplo teorisi dedi. Bugün gerçek oldu. Şayet olup bitenleri anlamaz gereken tedbirleri almaz isek yukarıda yazdığımız Ülkemiz için felaket olacak oluşumlar da bir gün Allah korusun gerçekleşebilir.
Duamız ülkemizin, coğrafyamızın huzur içinde yaşaması. Yöneticilerimizin Basiretli olması, vatandaşlarımızın olası tehlikeler karşısında uyanık olması.
Hoşça kalın. Sağlıcakla kalın.
Sağolasın teşekkür ederim Hasan bey,hislerimizi tercüman olmuşsunuz. Sağlık ve afiyetler dilerim.