TOPLUMDA VE DÜNYADA BARIŞ VE SAADETİN ANAHTARI: NEFSİ ISLAH ETMEK
(27.03.2025)
Değerli kardeşim Berat PINAR'ın kaleme almış olduğu.
Nefs terbiyesiyle âlâkalı çok kıymetli yazısını.
Siz değerli okuyucularımın da istifade etmesi için, aynen olduğu gibi paylaşmak istedim.
Rabbim okuyup anlamayı, anladığıyla, amel etmeyi.
Sizlere, bizlere ve cümlemize nasip eylesin inşaallah.
Sevgili okuyucular, bizler "Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin." diyen bir peygamberin ümmetiyiz. O halde her birimiz sevgi, şefkat, hoşgörü ve bağışlama gibi aramızdaki kavgaları bitirerek barış ve selamı yayacak hasletlerin sahibi olmalıyız.
Değerli okuyucular, Kuran-ı Kerim'e baktığımızda bu hasletlere ulaşma konusunda büyük bir engele sahip olduğumuzu görüyoruz. Bu engelin adı nefstir.
Nefs, tabiyatı itibari ile şeytanın telkinlerine açık, dünyayı talep eden, şeytanın emirlerine tamamen itaat eden, Allah'ın emirlerine ise bütünüyle karşı çıkan bir yaratılışa sahiptir. Yapısında afetler diğer adıyla marazlar (kötü huylar) vardır. Şeytan bu afetlere telkin ulaştırarak bizim bir günahı gerçekleştirmemize sebebiyet verir. İşte şeytanın bize telkinlerini ulaştırdığı kapı nefs kapısıdır. Allah Şems suresinin 8. Ayetinde buyuruyor ki:
91/ŞEMS-8: Fe elhemehâ fucûrehâ ve takvâhâ.
Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.
İşte kıymetli okuyucular, Allah Kuran'da nefse şeytanın telkinlerine açık bir fücur kapısı dizayn ettiğini söylüyor. Nefsin manevi kalbi vesveselere açıktır ve bu sebeple insanlar günah işlemektedir.
114 / NÂS - 4 Min şerril vesvâsil hannâs(hannâsi).
Hannasın vesveselerinin şerrinden.
114 / NÂS - 5 Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs(nâsi).
Ki o (hannas), insanların göğüslerine vesvese verir.
Sevgili okuyucular "Hannas" ifadesi vesvese verenlerin genel adıdır ve görüldüğü üzere şeytan ve avaneleri insanlara nefsin fücur kapısından vesvese vererek insanları günah işlemeye davet etmektedir. Şeytanın bu teklifi üzerine nefs şerr'e yani günaha yönelir.
12 / YÛSUF - 53 Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Muhakkak ki nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) Emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm'dir (rahmet nurunu gönderen ve merhamet edendir).
Görülüyor ki nefs şeytandan her an telkinler almakta ve yapısı itibari ile şerri günahı talep etmektedir. Ama ayeti kerime bir farklılığı da ortaya koyuyor. Allah'ın Er-Rahim esmasına muhattap olan nefsler hariç diyor.
O halde sevgili okuyucular bizler Allah'ın Er-Rahim (rahmet nuru göndererek merhamet eden) esmasına kimlerin muhattap olduğunu bilerek hayatımıza bu yönde istikamet vermeliyiz.
Hani bir Allah dostu diyor ya;
"Nefstir insanı yolda koyan, yolda kalır nefsine uyan" diye, işte bugün toplumumuzdaki tüm kavgaların huzursuzlukların suç oranlarının artışının ve Allah'tan uzaklaşmamızın tek sebebi ve ana unsuru nefsi ıslah etmenin yaşam standartından çıkarılmasıdır.
Nerede bir zulüm görüyorsanöz arkasında nefs var.
Nerede bir adaletsizliğe tanık oluyorsanız arkasında nefs var.
Nerede bir kavgaya bir mutsuzluğa şahit oluyorsanız arkasında nefs var.
Kısaca nefs şeytanın bir kuklası, insanlar için Allah'ın bir imtihanı ve mutlaka terbiye edilmesi gereken ilahi bir sorumluluktur.
O halde nefsimizin afetlerini devreden çıkararak Allah'ın faziletlerini (sevgi, dostluk, adalet, tevazu, itaat, cömertlik vs.) kalbimize yerleştirmek ve bu hasletleri tatbik etmek bizlerin asli görevi olmalıdır. Toplumun ihya olmasının yolu bu kıymetli vazifede saklıdır.
Yüce Allah Şems 9'da buyuruyor ki:
91/ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ.
Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir.
Görüldüğü üzere toplumumuzun felahı ve ahiretteki kurtuluş anahtarımız nefsi tezkiye ederek kötülüklerden arındırılması iledir.
Allah Resulü de bu kıymetli vazifeyi şu hadisi ile desteklemektedir:
"Mücahid, Yüce Allah’a itaat yolunda nefsinin isteklerine karşı mücadele eden kimsedir."
Saygıdeğer okuyucular, o halde Allah'ın bizim için hedefi nefsi terbiye etmek, peygamber efendimizin bize öğüdü de nefsin terbiyesinin bizim için ne kadar elzem olduğunu hatırlatmaktır. İnsanların nefslerindeki afetleri temizlediği ve böylece erdemli ve faziletli kişiler olduğu bir toplumda; sevgi, barış ve adaletin vücuda gelmesi kaçınılmazdır. Sahabe efendimiz gibi tüm çirkinlik, kötülük ve afetlerden kurtulup güzel ahlaka ulaşmamızın anahtarı nefsin terbiyesidir. Bizler ancak o zaman Resûllullah’ın "İslam güzel ahlaktır." sözüne mazhar oluruz. O halde ahir zaman ümmetine, yani sizlere atıfta bulunan şu güzide dörtlüğü paylaşarak huzurlarınızdan ayrılmak istiyoruz.
İşte geliyor ümmet ahir zaman neslinden
Resulün sünnetiyle ecdadının izinden
Yüce rabbe aşk ile veliler himmetinden
Yürüyorlar heybetle, "Allah! Allah!" ismiyle
Muhterem okuyucular, bir yazımızın daha sonuna geldik, Yüce Allah'ın sizleri iki cihan saadetine ulaştırmasını dileyerek sözlerimizi burada tamamlıyoruz inşallah. Allah hepinizden razı olsun.
Berat PINAR
Yorumlar
Kalan Karakter: