Doğum ve Ölüm tarihi hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamadık.
Didar Gelin Çavuşbaş Mahallesi'nde bulunan Kâbe mescidi camii, civarında otururmuş ve buranın bakımıyla ilgilenir temizler meşgul olurmuş.
Bu camii Kâbe ebadında olduğu için ölçüleri birebir aynıdır.
Bu yüzden Kâbe mescidi ismi verilmiştir, Didar Gelin'in mezarı kaynaklarda, bu Kâbe mescidi Camii'nin altında duvarın hemen dibinde olduğunu bildirmektedir.
Didar gelinin kocası ahlâksız birisi şer, şör, içkici sürekli Didar Gelin'e eziyet eder.
O, da bu duruma katlanır evinin düzenini bozmamak için, Allah'a dua eder yalvarırmış, Allah bu sabrından dolayı, Didar Gelin'e bazı tasarruf ve kerametler vermiştir.
DİDAR GELİN HAKKINDA ŞÖYLE BİR HİKÂYE ANLATILIR .
Bazı kadınlar sokakta oturup gevezelik, dedikodu, gıybet ederler.
Fakat o mahallede eskicilik yapan fakir, Mehmet Efendi'nin karısını hor görüp sürekli laf çarparlar onunla alay ederlermiş.
Birisi benim şuyum var öbürü benim buyum var bir başkası benim herif üç defa hacca gitti öbürü,
Benimki de bir defa gitti gibi bir takım lâf sokuşturup alay konusu ederlermiş.
Eskici Mehmet Efendi'nin karısına seninki ne zaman Hacca gidecek derler, bir başka kadın da alaylı bir tavırla O, nereden gitsin eskicilik yapmakla hacca gidilirmi gibi bir takım rahatsız edici sözler söyleyip kadını canından bezdirmişler.
Kadın bir gün kocasına Mehmet Efendi'ye bunları anlatmış, herif ne et, ne yap, sen de hacca git demiş. Bakmış Mehmet Efendi karısının bu üzgün haline dayanamayıp gece, Teheccüd namazından sonra, öyle içten bir dua etmiş ki sanki yüreği yanarcasına gözünden yaşlar gelmiş ve sonra uykuya dalmış.
Rüyasında bir zat görmüş o zat demiş ki Mehmet Efendi mahallenizde, Didar gelin diye birisi var.
Onun duasını al demiş Eskici Mehmet Efendi sabahleyin kalkınca heyecanla hemen, Didar gelin'e haber yollamış ve olan biteni söylemiş.
Didar gelin'de Eskici Mehmet Efendi'ye şu haberi göndermiş, evinizde bulunan bir dolaba veya sandığın içine gece şu saatte besmele çekerek gir gözlerini kapat ve bekle demiş.
Eskici Mehmet Efendi Aynen bir dolaba girer o saatte ve gözlerini kapatıp beklemeye başlar, Didar Gelin dua eder ve seslenir, Mehmet Efendi bu seslenişini duyar gözünü aç der, Mehmet Efendi gözünü açıp baksa ki mekke'dedir.
Orada Mehmet Efendi'yi gören, Afyon'lu hacılar şaşırmış ve eskici Mehmet Efendi'ye nasıl geldiğini sormuşlar ama Mehmet Efendi bu sırrı açık etmemiş.
Hac farizasını yerine getirdikten sonra, Afyon'a nasıl döneceğini düşünmeye başlamış.
Mehmet Efendi bu düşünceyle yatmış ve yine bir rüya görmüş, rüyasında bir zat, Mehmet Efendi'ye Harem-i şerifte sabah namazını kıldıktan sonra imamın arkasında yeşil cübbeli birisi seni memleketine götürecek var onun cübbesinin ucundan tut der.
Mehmet Efendi sabah namazına Harem-i şerife gittiğinde gerçekten üçüncü safta yeşil cübbeli adamı görür ve hemen namazdan sonra varıp cübbesinin ucuna yapışır.
Ben filan memleketliyim geri dönüş için param yok beni memleketime gönder der, bu zat eskici Mehmet Efendi'ye gözünü kapat der, eskici gözünü kapatır.
Ve bir ses duyar haydi gözünü aç diye, gözünü açıp baksa ki kendisini karakuyu nun yanındaki keltepe denilen yerde bulur.
Eskici Mehmet Efendi her ne kadarda ben hacca gittim desede insanları inandıramamış 'ta ki, Afyon'lu diğer hacılar dönüp Mehmet Efendi'yi doğrulayınca'ya kadar.
Kaynak:
1.Afyonkarahisar Âlimleri ve Evliyaları. Mehmet Gündoğan. 2019. Sayfa.270-271.
2.Afyon Evliyaları ve İlim Adamları.Fikri Yazıcıoğlu : 1969. Sayfa. 72-74.
Yorumlar
Kalan Karakter: