62. HAFTA TÜRKELİ SANAT—KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYETİ KERİMESİNİN MEALİ: “En güzel isimler Allah’ındır. O halde Allah’a o güzel isimlerle dua edin. O’nun isimleri hususunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yakında yaptıklarının cezalarını göreceklerdir.”(A’raf Suresi: 180)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bu isimleri hıfzederse, her gün okursa v e ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever.” (Buhari-Müslim)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
HER NEDENSE BİR TÜRLÜ ÖZ ELİŞTİRİ YAPAMIYORUZ
Bir ailenin iki çocuğu var. Zamanla kız da büyümüş, oğlan da büyümüş, her ikisi de liseye devam ediyor. Anne ve baba ne kızından ne de erkek evladından memnun. Her ikisinin de ihtiyaçları her halükarda karşılanmakta, bir dedikleri iki edilmemesine rağmen yine de mutsuz görünüyorlar, ana ve babasına işitilmeyecek sözler sarf etmeye devam ediyorlar.
Anne ve baba zaman zaman sabretse de hep bu durumları şikâyetçi olsalar da hiçbir kimseye bir şey diyemiyorlar. Çünkü her ikisi de bütün kabahati kız ve erkek evlatlarına atmaya çalışıyorlar. Güya hep kendilerini haklı görmeye çalışıyorlar.
Hem kızından hem de erkek evladından memnun olmayan anne ve baba karı koca bir araya gelip te:
“Biz nerede hata yaptık?” demeyi akıllarına bile getirmek istemiyorlar.
Bu anne ve baba çocuklar daha küçükken milli ve manevi değerleri çocuklarının kalplerine yerleştirmedikleri için, haramı helali, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşma duygularına çocuklarının kalplerine yerleştirmedikleri için çocuklarından bu isyan bayrağını çekişlerini, edep dışı konuşmalarını her gün dinler hale gelmişler de ama zaman öylesine geçmiş ki, yağmur öylesine bir gelip yağmış ki, artık hiç kepeneğe ihtiyaç kalmamış.
Bütün bu olanlar diğer anne ve babalara örnek teşkil etmelidir. Atalarımız boşuna mı demişler:
“ÇOCUK YEDİSİNDE NE İSE YETMİŞİNDE DE ODUR.” “GÖRGÜLÜ KUŞLAR GÖRDÜĞÜNÜ İŞLER.” Sözü hiç mi akıllara gelmiyor? Yağmur öylesine yağdı ki, sel oldu bütün köprüleri yakıp yıkıp geçti. Ne yapılsa nafile gibi geliyor bana. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
.
&&&
AHİRET V E DÜNYA!
“Dünyaya bur daha mı geleceğiz? Deyip her türlü harama bulanlara söyleyin!...”
“AHİRETE İKİ DEFA MI GİDECEĞİZ?”
Ladikli AHMET AĞA
&&&
HELE BİR OKUYUN VE TEFEKKÜR EDİN!
-Düşün ve tefekkür et! Secde olmasıydı; Dünyadan sıkıldığında nereye hicret edecektin? Elhamdülillah!
***
-Hiç şüphesiz ki hayata 3 T ile bağlanmak gerek: Tevekkül, Tefekkür, Tebessüm.
***
-Ve sükut…Tefekküre duran derviş gibi narin.. Sızı ince, yara derin… Melekül mevt.
***
-Hiç şüphesiz ki yine yalnızlık insanın seyyar Hira’sı. Nereye gitse tefekkür için bahşedilmiş bir nimettir o…
Fehmi SAĞBİLGE
&&&
ÜÇ ADET İNCİ!
“Cahiller helak oldu, âlimler kurtuldu. Âlimler helak oldu, amiller kurtuldu. Âlimler helak oldu, muhlisler kurtuldu.”
-------
“Yediğinden içtiğinden başkalarına tattırmamak onulmaz dertlere sebep olur.”
-------
“Nimetlere şükür, “Şükür Ya Rabbi” demekle olmaz! Her nimetin şükrü, kendi cinsinden olmalıdır. Şükür sözde kalmamalı, fiilen yapılmalıdır.”
Muzaffer OZAK (k.s.)
&&&
İNSANIN YARATILIŞ GAYESİ
İnsanın bir yaratılış gayesi var değil mi? İnsanın yaratılış gayesi elbette kendisini yaratana gereği gibi kulluk yapmasıdır. İbadet, yaşadığımız hayatını bütününü kuşatan bir kulluk göstergesidir. Kim ki Allah’a kulluk yaparsa o kişinin Allah indinde kıymeti değer kazanır. İslam’ın beş şartının yerine getirilmesinin yanında rızkın helal yoldan kazanılması için gösterilen çaba ve gayret de elbette ibadet hükmündedir.
Sakın şunu aklımızdan çıkarmayalım sevgili canlar:
“Bizi yaratan bizi çok mu çok seviyor ve bunun göstergesi olarak ta bu dünyanın bütün nimetlerini bize bahşetmiş bulunmaktadır. Peki, biz bizi yaratan Yüce Allah’ı ne kadar seviyoruz, hiç düşündük mü?”
İşte şimdi bunu düşünme zamanı olsa gerek. Geç mi kaldık acaba?
&&&
İNSANLARIN AHVALİ
Bir Allah (c.c.) dostu olan Sad-i Şirazi (k.s.) Hazretleri diyor ki:
“On derviş bir kilimde uyurken, iki padişah bir dünyaya sığamaz.”
Allah’ı bilen, O’na itaat eden, Resulünün sünneti seniyyesini bilen, dünya için hiçbir şekilde kaygılanmayan, birbirlerini sadece Allah rızası için birbirlerini seven insanlar birbirleriyle iyi geçinirler. Yataklarını bölüştükleri gibi yemeklerine de bölüşürler. İş dünya menfaatine, makama ve mevkiye gelince işler bir bakarsın ki birden değişiverir. Çıkar ve menfaat meselesi ortaya çıkınca insanlar birbirine düşmanca bakmaya başlarlar. İşte o zaman bilin ki fitne hamuru karılmaya başlamıştır. Hâlbuki şu yalan olan dünyada insanlar neyi bölüşemiyorlar ki? Birbirlerine Allah rızası için sevmek varken.
Siz, siz olun sevgili can dostlarım elin etlisine sütlüsüne pek karışmayın. Elinizde bir dilim ekmek bile varsa sakın onu yalnız yemeye kalkmayın, bölüşmeyi ve paylaşmayı bilir hale geliniz ki dostlarınızın sayısı gün be gün kabarık olsun ve artmaya devam etsin olur mu? Hiçbir şey zorlamayla olmaz. Rabbim neyler, neylerse güzel eyler, değil mi?
&&&
KISA BİR DUA!
-Rabbene ve etine me ve adtene ala rusulike vela tühzine yevmel gıyameh, inneke la tuhlifül miad. (Ali İmran-102)
(Rabbimiz! Bize Peygamberlerin vasıtasıyla vaat ettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz Sen vaadinden caymazsın.). Amin Velhamdülillahi rabbil aleminel Fatiha.
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Küçük yaşlarda Kur’an-ı Kerim’i öğrenip YEDİ yaşında camide mukabele okumaya başlayan, OTUZİKİ yaşına kadar ÜÇ fakülte bitiren, 1921-1923 yılları arasında Ankara Lisesinde öğretmenlik yapan, 1947 yılında Diyanet İşleri Başkanı olan, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı imam hatip okullarının açılmasını sağlayan, sağlığında YETMİŞ ‘e yakın eser veren, Türkçeden başka Arapça, Farsça ve İngilizce bilen, o günlerde radyoda ilk Kur’an-ı Kerim’in okunmasını sağlayan, Diyanet İşleri Başkanı iken vefat eden, sağlığında ÜÇBİN ciltlik özel kitaplığındaki kitaplarını Diyanet İşleri Başkanlığı kütüphanesine bağışlayan kişinin;
Ahmet Hamdi Akseki olduğunu biliyor muydunuz?
&&&
UYAN HELE!
TATLI DİL GÜLER YÜZ YAKIŞIR SİZE,
ALLAH DİYEREKTEN ÇIKSANA DÜZE,
SEVABA KOŞ DA GÜNAH GELSİN DİZE
SEVGİLERİ NAKIŞ GİBİ ÖR DE GEL,
UYAN HELE BİR ALLAH’I BİRLE GEL.
Şaban KORKMAZ
&&&
İŞTE NAZİK BİR SÖZ!
Kaliteli mal varken kalitesiz malı kim alır? Elbette o malın kalitesinden anlamayan alır. Malın iyisi iyi paradır. İnsanın hası da imanı kavi olandır, imanını gecede gündüzde kuvvetlendirmek için çaba ve gayret gösterendir. Nelerin peşinden gideceğini iyi bir şekilde hesaplayan ve kendini zaman zaman yoklayandır. Kısacası bu işin kendisi için gelirini ve giderini her an hesap edebilendir. Allah’ın vermiş olduğu nimetlere her zaman hamdeden ve şükredendir. Elinde bulunanla yetine, elin elinde olana haset etmeyendir. Neyin kıymetli neyin kıymetsiz olduğunu bilendir. Şurası hiçbir zaman unutulmamalıdır ki:
“Küçük ve kalitesiz insanlar yalan olan bu dünyada dengini, Allah’ı ve Peygamberi bilen insanlar da kendini aramaya ve bulmaya çalışırlar.” Ecz. Güler Korkmaz Ağca
&&&
GAZAP VE RAHMET
Günahın olsa yığın,
Yine de O’na sığın,
Gazabından fazladır,
Rahmeti Allah’ımın.
Şaban KORKMAZ
&&&
TEMBİHLERİN EN GÜZELİ!
Bakınız iki şık var mutlu ve mesut olmak için. Bir üçüncüsü yok. Çünkü diğer aradıkların her bu iki şıkkın içerisinde yer almaktadır.
Tembih de öylesine ucuz bir tembih değil ki! Bazıları bunu satın alabilmek için servetini bile vermeye razı amma olmadı mı olmuyor işte. Yüce Peygamber Bizlere ne güzel seslenmekte ve güzel bir tembihte bulunmaktadır:
“Kalbinin yumuşamasını dilersen, ya bir fakiri doyur, ya da bir yetimin başını okşa.” (Hadis-i Şerif)
&&&
NÜKTELERDEN BİR DEMET:
EVLİLİK VE NAMAZ
Yeni evlenen genç hanımına der ki:
“Öylesine her gün kahvaltımı yatağa getirmeni istemem, beni sabah namazına kaldır yeter.”
Günümüzde bu sözleri hanımına diyen kaç tane babayiğit var acaba hiç düşündünüz mü?
Seni doğuran anaya, seni besleyen babaya binlerce kere selam olsun yiğidim. Sen de senin gibi düşünen evlatlar yetiştirdiğin an unutma ki karanlık olan ufuklar birden aydınlanacaktır. Hiçbir zaman ümidini yitirmeden o ufuğa doğru koşmaya bak ki, karanlıklar gecene güneşler gibi doğsun.
Şurası hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, evli eşler birbirlerini sadece Allah rızası için severlerse boşanmaların sıfıra düşeceğini göreceksiniz ve şaşıracaksınız. Rabbim cümle eşlere iyi bir şekilde geçinmeyi nasip etsin. Âmin. Engin ÖNDER
&&&
NAMAZ VE İLAÇ
“Namaz sancıma ilaç, yanık yerime merhem,
Onsuz ebedi âlem benim olsa istemem.”
Necip Fazıl KISAKÜREK
&&&
YETER!
“Bir kişilik yemek üç kişiye yeter. Üç kişilik yemek beş kişiye yeter. Beş kişilik yemek on kişiye yeter. Yeter ki o yemeğe BESMELE ile başlanılsın. Ramazan ÖNER
Yorumlar
Kalan Karakter: