131. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT-KÜLTÜR SAYFASI
YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Ey İman edenler! Size hayat verecek şeylere davet ettiğinde, Allah ve Rasulünün çağrısına uyun.” (Enfal Suresi: 8/24)
&&&
HAFTANIN HADİS-İ ŞERİFİNİN MEALİ: “Cehennem nefse hoş gelen şeylerle kuşatılıp örtülmüştür. Cennet ise zorluklar v nefsin istemediği şeyler le çepeçevre sarılmıştır.” (Buhari, Müslim)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
BİR ANNENİN KIZINA VERDİĞİ EN GÜZEL ÇEYİZ
Her anne kızı gelin olmadan önce bir takım çeyizler hazırlar. Bazı anneler vardır ki bu hazırladıkları çeyizin yanına bir de mektup koymayı ihmal etmeyenleri vardır. İşte böylesi kız evladını ALLAH rızası için çok mu çok seven bir anne kızının çeyiz sandığına yazdığı şu mektubu koyar. İşte o önemli mektup:
*Sevgili Evladım, ilk vazifen her şeyi yaratan, yoktan var eden ALLAH (c.c.)’ı bilmek, O’na inanmak, O’nun emir ve yasaklarına uymak olmalıdır. Her ne yaparsak yapalım bizi yoktan var eden Cenab-ı Allah’ın hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz. Sakın ola ki bunu aklından çıkarma, yaşadığın süre zarfında durmadan O’nu zikretmeye bak.
****
*Unutma ki, her şeyin başı Allah sevgisi ve Allah korkusudur. Allah sevgisi almış bir yürek sahibinden hiçbir kötülük beklenmez. Allah korkusu olanların elinden ve dilinden hiçbir kötülük gelmeyeceğini düşün. Her sevdiğini Allah için sev, darılacaksan Allah için darıl.
****
*Peygamberini iyi tanı. Hak Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’i iyi bil. O’nu sev, O’nun güzel ahlakını oku ve öğren ve O’na uy. O’nun yaşadığı gibi yaşamaya çalış.
****
*Annen-baban ve diğer büyüklerine karşı her zaman saygılı olmaya bak. Sözlerinde samimi ve içten ol, sakın yalan söyleme. Verdiğin sözünü unutmadan yerine getirmeye bak. Ağzına fermuarı çekerek helal lokmadan başkasına açma. Hiçbir kimsenin gıybetini yapma.
****
*Allah’ını, Dinini, vatanının, devletini, milletini sev, namusunu iyi koru, başkalarının ayıplarını örtemeye bak. Kendindeki eksikleri görerek düzeltme yolunu aramaya bak.
****
*Kötü huylularla ve fitne sahipleriyle arkadaş olma. Düşünmeden adım atıcı olma. Akşamdan akşama murakebe ve muhasebe yapmayı ihmal etme. Kocanı Allah rızası için sevmeye, kusurlarının görmemeye bak.
****
*Yalan yere yemin etme, hatta ve hatta hiçbir zaman yemin etmemeye bak. Sana söylenen sırları iyi sakla. Her konuşulan söz yerinde kalsın sakın ola ki taşıma. Sana emanet edilen şeyleri iyi koru ve zamanı gelince sahibine vermeye bak.
****
*Hayatta sakın kin tutma, kinci olma, kalp kırma, kibirlenme, hiçbir kimseyi küçümseme, hor görme. Hüsün zan içinde yaşamaya bak. Gereksiz şeyleri merak edip araştırmaya kalkma.
****
*Her zaman tatlı dilli ve güler yüzlü olmaya bak. Evlatlarını Allah’ın razı olacağı şekilde yetiştirmeye bak. İçinden çıkamadığın bir vaziyette olduğunda: “Bu durumda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ne yapardı?” diye sorarak içinden çıkmaya bak.
****
*Beş vakit namazını sakın kazaya koyma. Ayda bir hatmi şerif yapmayı ihmal etme. Esma-ül Hüsna’yı ezberlettiğim gibi her gün tekrar etmeye bak. Sevdiğini ölçülü sev. Her şeyde orta yolu takip etmeye bak. Fakirin, fukaranın, yolcunun dostu ol. Allah’ın verdiğinden verebildiğince vermeye bak. Bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu sakın unutma. Her şeyi kendine problem etme. Kalbinde fesatlık, cimrilik, kin, kibir gibi kötü duygularda sakın yer verme.
&&&
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ:
Toplum içinde aç açık gezdirme,
Boğazıma haram lokma dizdirme,
Melanet nefsime beni ezdirme,
Malın hevesinden kurtar ALLAH’ım…
Şaban KORKMAZ
&&&
BİLİYOR MUSUNUZ?
Eskiden camilerin bir duvarına yüksekçe bir yerde sadaka taşları vardı. Hayır yapacak kimse hiç kimsenin görmediği bir anda gelir oraya hayır parasını bırakırdı. İhtiyaç sahibi olanlar da gelir ne kadar ihtiyacı varsa alır giderdi. Böylece hayır yapanla hayır alan birbirlerini görmezlerdi. Bunu sadece Allah bilirdi.
Günümüze bir baktığımızda cami duvarlarındaki o sadaka taşları ortadan kalkmış. Ne hale gelmişiz. Ecdadımızdan bu yana özümüz gitmiş de külümüz kalmış. Öylesine tamahkâr bir hale gelmişiz ki, öylesine haset birileri olmuşuz ki sadaka taşlarını ortadan kaldırmışız. Sadece herkes kendini düşünür olmuş, kanaat denen maneviyattan uzaklaşmışız. Sadece ve sadece kendimizi düşünen insan konumuna gelmişiz. Ecdadımızın bu kadar hayırsever olduklarını ve zor şartlar zatlında yaşayanların durumunu bildikleri için bu sadaka taşlarını cami duvarlarına koyduklarını biliyor muydunuz.
&&&
BİR GÖREN VAR
Görünmeden yapamazsın,
Seni beni bir gören var.
Bir mevziye sapamazsın,
Seni beni bir gören var.
Kutuplara kaçsan bile,
Nile yelken açsan bile,
Gökyüzüne uçsan bile,
Seni beni bir gören var.
Ak karayı ayırt eder,
Doğruluğu teyit eder,
O her şeyi kayıt eder,
Seni beni bir gören var.
Her gün yunup paklansan da,
Rüşvet ile aklansan da,
Yer altına saklansan da,
Seni beni bir gören var.
Nöbetçi der, bu boş handan,
Her tarafı olsa zindan,
Kaçamazsın Yaratan’dan,
Seni beni bir gören var.
Nöbetçi Şair (Şahin ERTÜRK)
&&&
TÖVBE ETMENİN ÖNEMİ
Önce kalplerinizle, sonra da dillerinizle tövbe ediniz. Tövbe, galebenin kalbidir. Nefsinin, hevai arzularının, şeytanın ve kötü arkadaşlarının galebesini tersine çevirir. Tövbe eden ve bir daha dönmemek üzere günahlardan dönen kişi, nefsine, hevai arzularına, Şeytanına hâkim olur. Tövbe ettiğin zaman, kulağını, gözünü, dilini, kalbini ve bütün uzuvlarını günahlardan çevirmiş, yiyeceklerini ve içeceklerini haram ve şüphe endişesinden temizlemiş, kazancında ve alış verişlerinde takva sahibi olmuş, bütün himmet ve gayretini izzet ve Celal sahibi Mevla’ya yöneltmiş olursun. Artık alışkanlıkların yerini ibadete, ma’siyet-günahların yerini de teate bırakırsın.
Abdülkadir Geylani (k.s.)
&&&
GÜZEL BİR SÖZ!
Bazı dükkânlara girdiğimizde hemen gözümüze çarpan bir yazı görüyoruz. O önemli yazı da şu:
“BUGÜN BURADA GIYBET YAPILMAZ. YARIN YAPABİLİRSİNİZ.”
Bu çok önemli sözü evlere de asmak ne güzel olur.
“Mü’min hiç şüphesiz ki öğrendiğiyle amel edendir.” Demiş Peygamber Efendimiz.
Öyleyse gelin bu önemli sözü bir kâğıda yazarak devamlı olarak oturduğumuz odaya asılım. Gelen ve gidenden önce kendimiz uyalım. Gelen ve giden de ondan ders alsın ve evine assın. Böylece gıybet hastalığından cümleten kurtulmuş oluruz.
Bu durum da bir tebliğ yolu olsa gerek.
Rabbim cümlemizi her gün hiçbir kimsenin gıybetini yapmayanlardan eylesin. Âmin.
&&&
MÜMİN VE MÜNAFIK
“Mümin devamlı Allah’ı (c.c.)’ı düşünür, tabiata, kâinata, her şeye ibretle bakar. Münafık ise, hırs, öfke, uzun emeller peşinde koşar, nefsinin arzu v isteklerini yerine getirmeye çalışır. Mümin, ahireti, dünyaya tercih eder, rızkını Allah (c.c.)’tan ister, duasını O’na yapar, affını O’ndan ister. O’ndan korkar, dini için, malını gerekirse canının feda eder. Bu kadar işleri karşın yine de benliğini saran Allah (c.c.) korkusu ise ağlar.” Hatem-i Asam (k.s.)
&&&
NAMAZ VE İKİ ARKADAŞIN DURUMU
Saçları ağarmış adamın birisi, arkadaşına:
“NAMAZI BIRAKTIM” DİYOR.
Öbür arkadaşı da ona şöyle cevap veriyor:
“NAMAZI BIRAKMAK SENİN NE HADDİNE. ALLAH (C.C.) SENİ HUZURUNDAN KOVMUŞ HALA ANLAMIYOR MUSUN?”
Önemli Not: Sevgili Okuyucularım! Bu dünyada her bir kişi her biri şeye mazeret bulabilir. Ama kesinlikle ve kesinlikle namaz için hiçbir mazeret üretemeyiz ve bulamayız. O her insanın en önemli kırmızı çizgisi olmalıdır. Mutlaka ama mutlaka namazını kılmaya bakmalıdır.
Anne ve babalar namaz kıldığı gibi daha küçükken çocuklarına da küçük yaşta namaza başlamalarının sağlamaları kendi lehlerine olacağı şüphesizdir.
Şurası da kesinlikle bilinmelidir ki yevmi kıyamette Allah kuluna ilk sorguyu namazdan sorduracaktır.
Rabbim düzenli, devamlı ve ihlâslı bir şekilde namazını kılanlardan eylesin. Çocuklarına da kılmaya öğretenlerden eylesin. Âmin.
&&&
HOŞUMA GİDEN SÖZLER!
-Bedenin hastalığı ağrı ve sızılarla belli olur. Kalbin hastalığı ise günahlarla ortaya çıkar. Beden hastayken yemeğin tadını nasıl alamazsa, kalp te günah bataklığındayken ibadetin tadını ve lezzetini hissedemez. Zünnuni Mısri (k.s)
***
-Allah (c.c.) kendini arayanlarla beraberdir. (Molla Cami)
***
-Sevgi ve acıma insanlığın, şehvet ve hırs hayvanlığın vasfıdır.
Hacı Bektaş Veli
***
-Allah (c.c.) Size bir yol açarsa, on kimse kapatamaz.
Hz. Ebubekir (r.a.)
***
-Bugünün gerçek üniversitesi bir kitaplıktır. Gerçek üniversiteli de durmadan kitap okuyandır. (Thomas Çarlyl)
***
-İnsanların en cömerdi, istenmeden verendir. Hz. Hüseyin (r.a.)
***
-Öğrenilmesi gereken ilk dil, hiç şüphesiz ki tatlı dildir. (Barış Manço) Derleyen: Ecz. Güler Korkmaz Ağca
&&&
ÖĞRETMENİN SÖYLEDİKLERİ
(ANA KOLU ÖĞRENCİLERİ ÖĞRENİYOR)
-Bayrak yere atılmaz,
-Seccadeye basılmaz,
-Kıblemiz Kabe’ye ayak uzatılmaz,
-Ezan okunurken yatılmaz.
-Ekmek çöpe atılmaz,
-Ana babaya karşı gelinmez,
-Kitabımız Kur’an’ı Kerim, abdestsiz tutulmaz.
Rabbim sizin gibi öğretmenlerden razı olsun.
&&&
SİYAH SULTAN VE SÜT DEDE CAMİİ
Siyah Sultan Mescidi olarak da bilinen bu mescit, Hacı Yahya Mahallesindedir. Kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmiyor. XV. Yüzyıla tarihlenen mescidin 1810 tarihli çeşme kitabesinden tekke olarak kullanıldığı// anlaşılmaktadır.
Mescidin alt bölümü kadınlar kısmanda XV. Yüzyılda yaşamış olan Süt Dede ve Mevlevi Sultan Divani’nin arkadaşı Mevlevi Siyah Sultan Dede yatmaktadır.
Siyah Sultan Dede, Afyonkarahisar Mevlevi hanesinde yetişmiş, İran ve Mısır seferlerine katılmıştır. Hıdırlık eteklerindeki, Süt Dede olarak bilinen tekkesinde cilt hastalıklarının tedavisini yapardı. Şairlik yönü de olan Siyah Sultan Dede’nin 1550 Yılından sonra vefatının ardından bu mescidin altına defnedildiği bilinmekte. Buraya çam çiçeği olarak bilinen ve bu Allah dostlarının yüzü suyu hürmetine buradan şifa bulan kaşıntılı sivilce şeklinde vücudun her yerini kaplayan hastalar gelerek burada dua eder, çeşmesinden su içen ve bir hafta perhiz yaptıktan sonra Allah’ın izniyle şifa bulup iyileşir.
Babamın eski evi tam Süt Dede Mescidinin karşısında idi. Ben sık sık gelip gittiğim için biliyorum burayı. O dönemde bile çok ziyarete gelen hastalar olurdu o zamanlarda, tutucusu vardı. Şimdi tutmayı yasakladılar. Gelenler burada dua edip suyundan içer ve bir bidona suyundan doldurup evlerine götürürler.
Eskiden bakımsız olan Mescit ve Çeşmesi yenilerde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan restoreyle şimdi güzel ve bakımlı bir hale gelmiştir.
Mescit mahallenin tam kenarında Hıdırlık dağı eteklerinde biraz yokuşta olduğu için daha fazla cemaati olmasa da beş vakit namaz kılınmakta ve ibadete açık bulundurulmaktadır. Bazen bu Mescide Cuma Namazı, Ramazan ayında Teravih Namazı kılmak için başka mahallelerden gelenler vardır. Şehrin değişik semtlerinden gelenler burada bir manevi havanın ve huzurun olduğunu söylemeye çalışırlar. Burada hem namazlarını kılarlar hem de Allah dostlarının türbelerini ziyaret edip onbir ihlâs ve bir fatiha okuyarak dua etmeyi ihmal etmezler. Araştırmacı-Yazar Ahmet KAPLAN (Afyonkarahisar Velileri Ve Evliyaları)
&&&
Yorumlar
Kalan Karakter: