Günlük hayatımızda kalabalıklar içinde zamanla yarışırcasına geç kalma endişesiyle koşuşturmalar, telaşlar, alelacele meşgalelerin stresleri, sendromları, depresyonları … Bir yığın sebepler, Saikler, mazeretler iç dünyamızda ve çevremizde dikkatimizden kaçırdığımız onca zenginlikler, değerler, güzellikler ve insan hikâyeleri var mıdır? Diye düşünürüm. Görebildiklerimize hayret ederiz. Önemli olan detaylı bakmak, nazaran görmek ve şuurla anlamak…
Aynı mahallede yaşadığımız İhsan Amcayı geç tanımışım. Rahmetli Eşinin rahatsızlığında küçük bir katkımız vesilesiyle tanıştık. O’nun bana olan muhabbetini, samimiyetin, iltifatını hesaba katmazsak; ben seksen yaşını aşmış bir ibadet duayeni, hak aşığı, sabır ve tevekkül kahramanı bir şahsiyeti tanıma fırsatım oldu.
Halkın içinde sıradan bir insan yaşantısı gibi görünse de O’nun ibadetlerle, dualarla, teslimiyetiyle sade ve gizemli bir dünyası var. Hayatın bütün sıkıntılarına, zorluklarına, acılarına imanından aldığı güçle metanet göstermiş. Herkes O’nu Ehliz, olarak bilir. Tam karakterine münasip nam ile tanınmış. Gerçekten uslu, sakin, ağırbaşlı, edepli muhterem bir insan, halis bir Müslüman’ı temsil ediyor.
Yaz- kış her seher vakti bisikletiyle beş asırlık Mısri Sultan Camii’ne sabah namazı kılmaya gider. O tarihi mabette sabah namazından sonra tesbihatlar, zikirler, ilahiler okunur, dualar edilir.
Afyonkarahisar’ın tarihi camilerinden olan Mısri Camii yaptıran Kasım Paşa, Abdurrahim Karahisari’ye tövbe almak ve mürit olmak için gider. Abdürrahim Efendi: “Demiryalayan namıyla bilinen yoğurtçuluk yapan kişiye git. Yoğurt almak için pazarlık et. Yoğurdu aldıktan sonra bir bahaneyle yoğurdu kafasına geçir. Bakalım ne diyecek.” Der. Kasım Paşa, denilenleri yapar. “Çok pahalı insafsız adam!” Diyerek yoğurdu kafasından aşağı geçirir. Demiryalayan, sükûnetle ve sabırla: “Af edersiniz efendim, hiddetlendirerek size zahmet verdim!” Diyerek özür diler. Olanları Abdürrahim Efendi’ye anlatan Kasım Paşa’ya “Karar senin aynı tahammülü gösterip sabır edebileceksen Mısri Camiindeki Dergâhımıza buyurun.” Der.
Hayat yükünün tüm ağırlıklarının, rahmetli engelli Eşinin ve yaşlılığın sıkıntılarının zahmetlerini ibadetin verdiği huzurla aşan Ehliz’in sabrı, saflığı, hüsnü niyeti ve sade yaşantısı Her zaman ibadet ettiği Mısri Camii Müritlerine benziyor!
O’nun sofiyane hali, iyi niyeti ve gönül insanı olması hırsızların dikkatlerini, iştihasını celp etmiş olmalı… Bir zaman işyerindeki imalat malzemelerini yüklenip gitmişler, başka bir zaman ev eşyalarını toplayıp götürmüşler. Başka bir zamanda da telefon dolandırıcıları, hile ve ikna yöntemiyle Onun parasını almışlar. Kendine polis süsü vererek parayı alıp güya savcıya götürmek üzere ayrılırken: “Öğleden sonra savcı beyden gel, paranı al.” Diyorlar. Adliyeye vardığında o isimde savcının olmadığını öğrenmiş!.. O zaten iyilikleri tebessüm, kötülükleri sabırla karşılardı.
Her görüştüğümüzde hoşbeşten sonra dua etmesini isterdim. O da özel dua ettiğini söylerdi. Onu en son akşam vakti camide gördüm. Ezan vakti gelmediğinden henüz ışıklar yanmamıştı. Bir köşede boynunu bükmüş, kederli bir mülahazaya dalmış, tespih çekiyordu. Hangi marifet iklimlerine daldı, muhabbet sekrinin hangi engin boyutunda seyran ediyor bilinmez…
Selam vermek üzere önünde bekledim. Bir süre sonra ayaklarımı gördü. Aşağıdan yakarı süzdü. Gözlerime baktı, baktı… Nurlu yüzündeki aydınlık, tereddüt meçhul bir istifamı sorguluyordu! Yaşlanmış bir ömrün sonbaharında gibiydi. İhtiyarlığın emareleriyle alnında çizgiler, gözündeki mor halkalardan yanaklarına inmiş gözyaşı yolunda yılların izi vardı. Bir süre yüzümü baktı, baktı… Ayrılığı anımsatan hüzün dolu sesiyle selamımı aldı.
Umreden yeni gelmişti. İnancı, ibadeti, ihlası ile güler yüzlü mübarek bir gönül insanıydı. Ondaki Peygamber(asm) sevgisi bambaşkaydı. Tevekkül ve takvasıyla ermiş bir kişiye, bir veliyi andırıyordu. Manevi atmosferinden feyiz almak istercesine yanına oturdum.
Bana şefkatle yaklaştı, kolumdan tuttu. “Ama çok dualar ettim, oralarda ismen dualar ettim sana. Efendimize (asm) selamını, söyledim, dedi.” Selamlaşmamızdan sonra Camide, ezan vaktine kadar kendi halinde sessizce mırıldanarak yaptığı dualara içimden âmin, dedim.
Umre ziyareti sonrasındaydı. O’nu her günün seher vaktinde Mısri Camiye sabah namazına götürün emektar bisikleti, bu sefer ecele götürmüştü. Tarihler 21 Eylül 2019’ü gösterirken hazan mevsiminde Afyonkarahisar gönül erlerinden birini kaybetmişti. Ehliz insan, İhsan Demiral, Hakkın rahmetine kavuşmuştu. Mekânı Cennet olsun…