ÜÇ YAPIM
Bu aylarda televizyoncularımızın bazıları coştu.
Milli ve manevi duygularımızı okşayan, zaman zaman kamçılayan öylesine hoş diziler yapmaya başladılar ki, yüreğimize yeni enerjiler pompalamaya başlayarak, yaşlı genç pek çoğumuzu coşturuyorlar.
Ertuğrul.
Başlı başına bir destanın cüzü.
Ertuğrul, bize kim olduğumuzu, nereden gelip, ne zahmetlerle nereye ulaştığımızın bir bölümünü ekranda anlatmaya çabalıyor.
Karlı dağların başından sis, pus ve dumanın hiç eksik olmadığını, kahraman devleti devlet yapan Alaaddin Keykubat’ı ve dahili bedbahların, çirkinliklerinin yaptıklarını Saadetin Köpek adındaki vezirin şahsında, ihanetin büyüklüğünü anlatıyor.
Ertuğrul’da inanç ve imanla neler yapılabileceğini görüyoruz.
Bu tür milli ve manevi yapımlara başka bir örnekde, özel bir kanalın ilk defa büyük bir projeye imza atma başarısını gösterdiği “Vatanım Sensin”de görüyor, aylardır Ertuğrul gibi Vatanım Sensin’i de büyük bir keyifle izlemeye devam ediyoruz.
İşgal yıllarında, Yunan Subayı kılığına bürünmeyi başarmış, bir Türk çocuğunun ne büyük fırtınalardan geçtiğini ibaretle “Bunlarda olurmu? İnsan yüreği buna nasıl dayanır” psikoloji içinde izliyoruz. Dolayısıyla duygularımız doruğa çıkıyor.
Şimdide Milli kanalımız TRT Kut’ül Amare’de yapılan, tarihin tozlu sayfalarında unutulup gitmiş kahramanlık ve başarılarla bir sayfayı yeniden gün yüzüne çıkardı.
Buradaki vatan, bayrak, toprak aşkını işleyenlerin beyinlerine sağlık. Süleyman askeri gibi tarihi kişiliklerin su yüzüne çıkarılması önemlidir.
Evet!
Sıkıntılı geçen bu aylarda bu tür yapımlar milletimize moral veriyor. Cephedeki Mehmetime yürek dolusu selamlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: