“Konu vatansa gerisi teferruattır” dedi Mustafa Kemal. Metehan “benden bana ait olan her şeyi isteyin ama toprak vermem çünkü o milletimin” der. En yakın ve en uzak Türk büyükleri arasında kalan zamanda daha nice büyük Türk şahsiyetleri benzer düsturları benimsemiş, bu prensiple devletler kurmuş ve yönetmişlerdir! Bizim için vatan kutsaldır. Askere gitmeyene vatan borcunu ödemeyene kız vermeyiz yani ta o kadar! Vatanını savunmadan kaçanı hoş görmeyiz belki sevmeyiz bile sonuna kadar eyvallah ama düşene de sırt dönmeyiz görmezden gelmeyiz. Bu da vatan sevgimiz kadar bizi Türk yapan özelliklerimizdendir. Ülkesinden kaçan ülkemizde bulunan mülteciler meselesinden ziyade sizlere bu denklemin çocuklarından bahsetmek istiyorum.
Küçük bir yavrunun gözlerindeki korkuyu konuştuk bütün bir hafta sevgili dostlar. Hangi fotoğraftan bahsettiğimi sanırım hepiniz anladınız. Yunanistan’a kaçak yollardan geçmeye çalışan Suriyeli ailelerin botlarla karşıya geçme çabalarının neticesinde yaşanan içler acısı görüntüleri hepimiz dehşet içinde izledik.
Bir çift masum göz bize neler mi anlattı? Doğduğum yeri ben seçmedim; annemi babamı da. Yaşanan savaşlara ben sebep olmadım. İstediğim sizin çocuklarınız için dilediğinizden daha fazlası değil ki! Sıcak bir yatakta uyanıp annemin şefkatli kollarında dalayım uykuya; boğazın serin suları yerine. Karnım doyacak mı diye düşünmek için çok küçüğüm daha. Annemin gözlerindeki çaresizliğe şahit olup erkenden büyümek istemiyorum. Bir oyuncağım olsun; taştan, topraktan ya da basit bir plastik parçasından. Neden olduğu değil ki önemli olan; özgürce oynayabilmek mesele.
Benden yaşça büyüktü mesela yaşa abi derdim ona ve seslenirdim; Bu dünyaya ben de fazlaymışım! Aylan abi bekle beni…
“Vatan” nedir ben de bileyim; ait olmak, bir olmak, ortak bir kadere sahip olmak benim de hakkım değil mi?
Vatan mukaddes diyorsunuz. Uğruna can verilirmiş hani hiç çekinmeden; ama ben daha çok küçüğüm, toprak kabul etmez ki beni!
Ne kadar da güzel söylemiş bir büyüğüm; “çocuklar ölmemeli…”
Hali hazır vaziyyeti, eline hüzün kalemini alarak hikaye etmişsin, bizide o hüzün girdabına çektin, tşk ederim, bize insan olmamız hasabiyle vicdan diye bir menevi azamız oldugunu hatırlattıgın için.
Çok teşekkür ederim Sabri bey, her zaman ki gibi yine güzel ve doğru tespitleriniz için