Allahu teala yüce kitabımız kur’an-ı kerimin Ali imran suresi 185 ci ayeti kerimesinde “ Her nefis (canlı) ölümü tadacaktır” buyurarak, biz kullarına ömrü hatırlatıyor. Nasıl ki bir yolculuğa çıkarken hazırlık yapıyorsak ölüme de devamlı hazırlıklı bulunmamız için bizi uyarıyor. Sevgili okurlarım. Nasıl olsa ölüm hak. Er veya geç mutlaka gideceğiz diyerek sağlığımızı hafife almamalıyız. Bu hususta Allahu Teala kur’anı Keriminde “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız “ (Bakara 2/195) buyuruyor. Peygamber efendimizde hadisi şeriflerinde “Beş şey gelmeden önce beş şeyin beş şeyin değerini çok iyi bilmelisin. “İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlının, yokluğundan önce varlığının, Meşguliyetinde önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının “ kıymetini bilmemiz öğütleniyor. Peygamberimiz diğer hadisi şeriflerinde “kişi midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe ve diğer üçte birini de nefes alıp vermek için boş bıraksın. (Tirimizi,Züht.47) ,”Kuvvetli mümin zayıf müminden daha hayırlı ve sevimlidir” (Müslim –Kader 34),”Bazen oruç tut, bazen de tutma. Gece hem ibadet et hem de etme uyu. Çünkü vücudunun senin üzerinde hakkı vardır.” buyurarak sağlığın önemini bizlere bildirmiştir. Çünkü sağlık olmadan hiçbir şey olmaz.
Yukarda okuduğunuz ayet ve hadislerden anlaşılan inşa sağlığına dikkat etmeli. Hasta olduğunda hastalığının şifasını bulmak için bütün imkanları zorlamalıdır. Sevgili dostlar hepinizi bildiği gibi dünya unutulmaz bir sağlık sorunuyla karşı karşıya. İki yıldır covit 19 mikrobu dünyayı esir almış durumda. En zengin ülkede en fakir ülkede bu mikrobun tesiri altında inim inim inliyor. Bizlerde bu covit mikrobundan pek çok sevdiklerimizi bu mikroba kurban verdik. Çok arkadaşımızı, hısımı, akrabayı velhasıl pek çok din kardeşimizi bu hastalık sayesinde ahirete uğurladık. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Peygamber efendimize komşu olurlar inşallah
Durum böyle vahimken, Allahu teala “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” dediği halde bazı kardeşlerimiz ayeti kerimeye sanki muhalefet ediyor gibi kendilerini tehlikeye atıyorlar. Bu covit 19 mikrobunun aşısı çıktığı halde, sağ olsun devletimiz de bu aşıyı getirip bedava halka aşı yaptığı halde bir türlü aşı olamayan kardeşlerimiz aşı olmamakta direniyorlar. Şunu iyi bilmeliler ki hem kendilerini hem de yakınındaki insanları tehlikeye atıyorlar. Bu bir kul hakkıdır. Karşısındaki sağlam insana hastalığı bulaştırdığı zaman onun hakkına girmiş onun vebalini almış olursunuz. Korkarak veya dokunur korkusuyla aşı olmayanlar neyse de, hele bu işin ilmini yapmış sağlıkta çalışmış veya eğitim camiasında görev yapan insanların aşı karşıtı olmalarını bir türlü inanamıyorum. Zaman zaman basın yayından duyuyoruz. Adam hastanede doktor, hemşire, okulda öğretmen. Aşıya karşı. Biz kime güveneceğiz. Nasıl hastaneye gidip tedavi olacağız. Nasıl çocuğumuzu okula göndereceğiz. Bu nedenle devletimizin biraz daha işi sıkı tutmalı. En azından görevlinin maaşından bir miktar kesinti, aşı olmayan vatandaşın devletten aldığı yardımları kesiverse bak bakalım aşı olmayan kalırmı.?
Bazı kardeşlerimiz karşılaştığımızda “Müdürüm nasıl olsa öleceğiz. Biz Allaha tevekkül ettik” deyip kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Şunun bilinmesi lazımdır ki İslam da tevekkül bu değildir. Gideceksin tedavini olacaksın, aşını olacaksın sonucunu mevlaya bırakacaksın. Tevekkül bu işte. Buna kendimi örnek verebilirim, dört adet aşımı oldum. Hatta bir de grip aşısı oldum buna rağmen dışarı çıkmamama, misafirliğe gitmememe rağmen covide yakalandım. Demekki bu benim kaderim de varmış, yaşadım. Aşılarım sayesinde covidi evimde rahat bir şekilde geçirdim elhamdülillah.
Sonuç olarak dostlarım, bu hastalığı hafife almayalım. En kısa zamanda kul hakkına girmemek için aşımızı olalım. Allah tüm hastahanelerimizde şifa bekleyen hastalarımıza Şafi ismi şerifiyle şifalar ihsan eylesin. Rabbim bu mikrobu ülkemizden ve tüm dünyadan uzak eylesin inşallah. Aminnn.