Deli Bekir, heccav olduğu için; Hacı, Hoca, Vali, Paşa demeden, yanlışını gördüklerini şiirle taşlayan, yerden yere vurup hicv eden, doğuştan şair ruhluludur, Harabi. Deli Bekir hakkında şikayetler çoğaldığı için, Hocası Turabi tarafından, Sinan Paşa Sinir köyüne (Tınaztepe’ye) mecburi ikamete gönderilir.
Çünkü, üstadı Turabi, ‘‘’Nutkun tutuldu artık, bana ve çevreme zarar veriyorsun,’’ der ve tabiri caizse, cezalandırır. Sinir köyündeki, ikisinin de dostları olan, Hacı Ali’nin yanına zorunlu, ikamete tabi tutar, Orada kalmasını ister.
Afyon Kütür Sözlüğü Kitabında ¹ geçen bilgilere göre...
Deli Bekir Sinir köyüne gönderilmeden önce, günün alim ve mevki sahipleri ile dostlukları da vardır.
Örneğin; günün müftüsü Ahmet Muhtar, Mevlevi şeyhi, Kemalettin Çelebi, Mutasarrıf Lütfi Paşa, sonraki müftü müderris YUNUS Hoca ile de dostlukları vardır, Harabinin. Bu dostları Deli Bekir’i koruyup kollamışlardır.
Sinir köyüne sürgün olayından, üç yıl kadar sonra Turabi vefat etmiştir.
Harabi olarak da bilinen, Deli Bekir, Edip Ali Baki’ye göre, ² (Hicri 1296) M. 1878 yılında vefat etmiştir.
Dedelerimizden bize aktarılan bilgilere göre; Mart ayında, kar yağışlı, Cuma bir gün, birinci haş-haş (haşgeş) çapalama zamanı iken, Sinir köyünde vefat etmiştir.
Büyük dedem Şahanoğlu’nun (Şahinoğlu’nun,) cenazeye kar yağarken, kar yağışları altında, Cuma bir gün Anbanazdan, haşhaş tarlasından gider. Deli Bekir büyük dedem Şahanoğlunun, kucağında vefat eder. Cenaze işlemlerinden sonra, aynı gün ikindiye doğru, Anbanaz’a tarlaya geri gelişini, ilerleyen sayfalarda anlatılacak, okuyacaksınız.
Kaynak
1-Tülay, Semih Ahmet,. Afyonkarahisar, Kültür ,Sözlüğü,. Afyonkarahisar Belediyesi Kültür Yayınları,. Yayın, No, 70,.S, 249
2-Baki, Edip, Ali,. Ciloğlu ,Deli Bekir(Harabi),.Doğan Basım, Evi, Afyon, 1945,.S, 28