Yeni Yol Grubu Başkanı Akıncı’dan Türkeli’ne Özel Açıklamalar: “Genel Başkanlığı Bırakıyorum”

Türkeli Gazetesi’ni ziyaret ederek 75. yaşını kutlayan Akıncı, Artuk Grup Yönetim Kurulu Başkanı Önder Artuk ile samimi bir sohbet gerçekleştirdi. 
Ziyaretin sonunda Türkeli Gazetesi’ne konuşan Akıncı, Afyonkarahisar’ın sanayi anlamında gelişemediğini ifade etti. Akıncı, “Aslında çok daha gelişmiş olmasını beklediğimiz bir şehir. Ancak maalesef son dönemde, özellikle sanayi anlamında çok fazla mesafe kaydedemediğimizi ifade etmek durumundayım. Sadece termal ve mermer alanında gerçekten yüz akı bir şehir konumundayız. Termalin ve mermerin başkenti konumundayız. Bunun yanı sıra gastronomi alanında da bir mesafe kaydettik. Bunlar Afyonkarahisar açısından sevindirici gelişmeler. Ancak çevre illere baktığımızda, özellikle Eskişehir ve Konya ile mukayese ettiğimizde, bulunduğumuz konum itibarıyla aslında çok daha iyi bir noktada olmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Yeni Yol’a katılımlar olacak mı?

DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin oluşturduğu Yeni Yol Grubu’na yeni katılımlar olacağına dair siyaset kulislerinde konuşmalar sürüyor. Akıncı tüm siyasi odakların güç birliği yapması gerektiğini ifade ederek, “Türkiye’de gerçekten muhalefetiyle iktidarıyla bir arada olmak, güç birliği yapmak bir zaruret. Ancak bugüne kadar iktidar, muhalefeti dışlayarak, Türkiye’nin ihtiyaçlarını giderme ve sorunlarını çözme noktasında bir iş birliği teklif etmedi. Aksine, sadece kendi iktidarını tahkim etmeye yönelik bir siyaset izledi. Muhalefette ise uzun süredir parçalı bir görüntü vardı. Son dönemde DEVA, Gelecek ve Saadet Partileri, Yeni Yol adı altında bir grup oluşturdular. Temennimiz, bu birlikteliğin daha da genişleyerek büyümesi yönündedir. Çünkü birlikten kuvvet doğar. Türkiye’de bu, muhalefet açısından da bir zarurettir. Yeni Yol Grubu’nun Genel Başkanlığını ocak ayı ortasına kadar sürdüreceğim. Bu süreç baştan bu şekilde planlanmıştı. Benden sonra Gelecek Partisi’nden bir arkadaşımız bu görevi devralacak. Bayrağı kendisine teslim edeceğiz” açıklamasında bulundu. 

“Mevcut Anayasanın Uygulanmadığı Ortamda Yeni Anayasanın Neyi Değiştirecek?”

Bir hukukçu olarak yeni anayasa konusunda da bazı değerlendirmeleriniz oldu. Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı? Varsa nasıl bir anayasa yapılmalı? Akıncı bu sorulara, “Türkiye’de anayasa ve hukuk reformundan önce ahlak reformuna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ahlaklı, namuslu, erdemli ve dürüst nesiller yetiştirebilirsek, sorunların kaynağını kurutmuş oluruz. Şu anda yapılan ise maalesef sivrisinek avlamaktır. Yasalarda yapılan değişikliklerle cezalar artırılarak suçun önlenmeye çalışıldığını görüyoruz. Ancak bataklık kurutulmadığı sürece bu yaklaşım kalıcı çözüm üretmez. Bugün cezaevlerimiz yüzde 40’ın üzerinde kapasiteyle çalışmaktadır. Cezaevleri doludur. Bu nedenle son dönemde infaz kanunuyla ilgili düzenlemeler yapılmış ve bir kısım hükümlü tahliye edilmiştir.
Özellikle kamuoyunda “Kovid yasası” olarak bilinen düzenlemede yapılan hatalar bugün düzeltilmeye çalışılmaktadır. O dönemde davası devam edenler, cezaları kesinleşmediği için düzenlemeden yararlanamamıştı. Daha sonra cezaları kesinleşenler açısından ciddi bir eşitsizlik ortaya çıkmıştır. Bu durum büyük bir hukuksuzluğa yol açmıştır.
Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olabilir. Modern bir anayasa yapılması elbette faydalı olur. Ancak mevcut anayasanın uygulanmadığı bir ortamda yeni anayasanın neyi değiştireceği ciddi bir soru işaretidir. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmamaktadır.
Bireysel başvuru hakkı kapsamında verilen ihlal kararlarına rağmen, Can Atalay serbest bırakılmamıştır. Aynı şekilde Tayfun Kahraman hakkında verilen ihlal kararı da uygulanmamıştır. Bu hukuksuzluklar devam ettiği sürece anayasa değişikliğinin bir karşılığı olmayacaktır.
Mevcut anayasa zaten uygulanmıyorken, yeni bir anayasanın uygulanacağına dair bir garanti bulunmamaktadır. Bu nedenle bu yöndeki çabalar bana gerçekçi ve samimi gelmemektedir. Umut ederim yanılırım.
AK Parti döneminde anayasanın yaklaşık üçte ikisi zaten değiştirilmiştir. Buna rağmen hangi icraatın mevcut anayasa nedeniyle yapılamadığı ortaya konulmamıştır. “Darbe anayasası” söylemi gerekçe olarak ileri sürülmekte ancak somut bir anayasa taslağı henüz sunulmamıştır.
Umut ederim ki Türkiye’nin çağdaş bir ülke olması yönünde samimi bir anayasa çalışması ortaya konur. Demokrasi ve kardeşlik temelinde yürütülen çalışmalar somut bir taslakla netleştiğinde, bu sürece destek verip vermeyeceğimize karar vereceğiz. Şu an için ortada yalnızca temenniler bulunmaktadır” şeklinde yanıt verdi. >>Kadir Kaplan- Ali Fuat Güçlüer- Elif Kelem