Dünyanın en eski mesleklerinden birisi öğretmenlik.
Hazreti Ali, “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” demiş.
Bizim öğretmenlerimiz bir harf değil dünyaları öğretiyor.
Benim çocukluğumda öğretmenler o kadar çok kıymetliydi ki 15-20 yıl önce mezun olmuş kişiler bile öğretmenini görünce ceketinin düğmelerini ilikler elini öpmek için yanına koşardı.
Öğretmen, anne ve babamızdan bile daha kıymetliydi.
Onun öğüdü, tavsiyesi çok değerliydi.
Öğretmenimin bir bakışı, yüz ifadesinin değişmesi bile kendimize çeki düzen vermemize neden olurdu.
Ben babamdan hiç dayak yemedim.
Bir kere bir tokat attı, o da istemeyerek, bir çaresizlik ve zor bir anda.
Başkada hiç olmadı.
Ama annemden çok dayak yedim.
Birde okulda öğretmenlerimden dayak yemişliğim var.
Okulda öğretmenden dayak yedin mi gelip evde, “Öğretmen beni dövdü” diye şımarıklık yapamazdık.
Yaptın diyelim, birde evde dayak yerdin, “Ne yaptın da dövdü kim bilir” bizi mahcup ettin diye anne veya babadan dayak yenirdi.
Biz böyle gördük atamızdan.
Sonra biz büyüdük, güya adam olduk, anne baba olduk.
Anne babasından dayak yiyen, öğretmeninden dayak yiyen, kalfasından ustasından dayak yiyen, askerde onbaşıdan, çavuştan, subay astsubaydan dayak yiyerek yetişen nesil anne ve baba oldular.
Benim olmadı çocuğum mahrum kalmasın diye oyuncak, giysi, en bilinen markalılar.
Çocuklarımız marka takıntılı gösteriş budalası olmaya başladı.
Ben yemedim çocuğum mahrum kalmasın diye ne istediyse alınıp yedirildi.
Obezite başta olmak üzere sağlıksız bir nesil yetiştirmeye başladık.
Biz sokaklarda büyüdük.
Şimdiki çocuklar AVM’lerde büyüyor.
Kendi başına okula gidemeyen, sokakta oynamak nedir bilmeyen bir nesil yarattık.
Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum diyen bir nesilden, öğretmen görünce ceketini ilikleyen insanlardan çocuğuma bağırmışsın diye okul basıp öğretmen döven insancıklar olduk.
Hani bazen hep söylüyoruz ya eskiden daha güzeldi bazı şeyler diye.
Eski güzellikleri biz kirlettik bunun hiç farkında değiliz.
En kötü anne baba kuşağı bizim kuşağımız maalesef.
24 Kasım Öğretmenler günü.
Ne kadar güzel benimde iki tane çocuğum var okula giden.
Bir hafta önceden hanım başladı telaş yapmaya.
Sınıf annesiyle birlikte öğrenci velilerinden para toplamaya çalışıyorlar.
Öğretmene 24 Kasım Öğretmenler günü hediyesi almak için.
Çiçekçiler bayram etti, bazı giyim, saat ve hediyelik ürün satıcıları bir aylık satışı bir günde yaptılar.
Öğretmenlerimizi ne kadar çok seviyormuşuz.
Ama sadece 24 Kasım’dan 24 Kasım’a.
Sonra?
Sonra okul basıp öğretmene kemkirmek, hakaret etmek, dövmek serbest.
Ne kadar tezat bir durum değil mi?
30 yıldır Milli Eğitim kurumunun içindeyim.
15 yılı gazeteci olarak, milli eğitim muhabiri olarak.
Geri kalan 15 yılı ise öğrenci velisi olarak.
Özellikle Atatürk İlkokulu ve Şemsettin Karahisari Ortaokulu kendi okulum gibi oldu.
Öğretmenlerinin neredeyse tamamını bilirim.
Bir kısmıyla ailecek görüştüğümüz dostluklarımız oluştu.
Şemsettin Karahisari Okul Müdürü değişti.
11 yıl önceden tanıdığım İbrahim Diyar geldi.
Ben 8 yılda Şemsettin Karahisari Ortaokulunda 6 müdür değiştirmiş bir veli olduğum için okulun kıdemlilerindenim.
Hatta bir ara şöyle bir laf etmiştim.
“En iyi müdür 1 yıl kalan müdür” diye.
Bu Atatürk İlkokulu ve Şemsettin Karahisari okul müdürleri için söylediğim bir şeydi.
Maalesef bu gerçek oldu ve her yıl müdür değişikliği ile talihsiz bir dönem yaşadık.
Umarım bu yanlıştan dönülür.
İbrahim Diyar Göreve geldikten sonra Okul Aile Başkanı olmam konusunda teklifte bulundu.
Bu güne kadar farklı şekilde okul aile birliklerinde bulundum, bulunmasam da Atatürk ve Şemsettin için elimden gelen her türlü desteği yapmaya özen gösterdim.
Tamam dedik ve iyi bir yönetim oluşturarak göreve başladık.
İlk icraatımız 24 Kasım Öğretmenler günü için ne yapalım oldu.
İbrahim Diyar Müdür zaten bazı hazırlıkları yapmış ve bir yerle anlaşmış bile.
Öğretmenlerimiz için el yapımı deri birer isimlerinin yazılı olduğu cüzdan yapıldı.
24 Kasım Öğretmenler günü için hep birlikte bir yemekte buluşmaya karar verdik.
Biz okul Aile Birliği olarak gecenin tüm masraflarını karşılamak istedik.
Ancak bizi duygulandıran ve mutlu eden bir yaklaşım karşımıza çıktı.
“Okulun ihtiyaçları için toplanan parayı, bizim yemeklerimiz için kullanmanız hiç doğru değil.
Biz kendi yemek paralarımızı öderiz” dediler.
Olaya bakar mısınız?
Şemsettin Karahisari Ortaokulunda idarecilerle birlikte 90 kişi var.
Birçoğu eşi ve çocuklarıyla gelerek tam kadro katıldılar.
Harika bir birliktelik oldu.
Ve herkes 24 Kasım Öğretmenler günü için, onlar için yaptığımız gecede kendi paralarını ödediler.
Bu öğretmenlerin elleri öpülmez mi?
O zaman benimde bir sürpriz yapmam gerekiyordu.
Okul Müdürünün bile haberi olmadan Afyon Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetçi’yi aradım.
24 Kasım Öğretmenler günü için Şemsettin Karahisari Ortaokulu Öğretmenleri ile gece yapıyoruz.
Sizi de aramızda görmek istiyorum dedim.
Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetçi, “O gece çok program var ama gelmeye çalışacağım” dedi.
Her ihtimale karşı müdür beye bile söylemedim.
Gece başladıktan 1 saat sonra Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetçi kapıdan içeri girdiğinde herkes çok şaşırdı.
Müdür beyle karşıladık bir süre sohbet ettikten sonra Miraç Sünnetçi 90 öğretmenin tek tek ellerini sıkarak 24 Kasım Öğretmenler gününü kutladı.
Kısa bir konuşma yaptıktan sonra mekanın terasında ayak üstü kısa sohbetler yaptı.
Okul müdürü, öğretmen ve milli eğitim müdürü yan yana.
EGO yok, kapris yok, üstünlük yok.
Çünkü hepsi öğretmen.
Teşekkür ediyorum Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetçi’ye.
O gece ondan fazla program olmasına rağmen bir saatini bize ayırdığı için.
O bir saat Şemsettin Karahisari Ortaokulu yönetimi ve öğretmenleri için çok önemliydi.
Yıllardır böyle bir ortam olmamış.
Yapılan o geceye katılım ve birliktelik çok kıymetliydi.
Bir takım ve aile ortamı çok önemliydi.
Bunu taçlandıran Miraç Sünnetçi’ye teşekkür ediyorum.
Bazen küçük bir dokunuş ve jest çok önemli başarıların yolunu açar.
Şemsettin Karahisari’nin harika öğretmenleri başta olmak üzere tüm öğretmenlerin 24 Kasım öğretmenler gününü kutlarım.
Ayrıca Şemsettin Karahisari’nin asil öğretmenlerinin, “Okulun parasıyla bize yemek verilmesini kabul etmiyoruz biz kendi paramızı kendimiz öderiz” diyen güzel yürekli insanlar sizi seviyorum.
İyi ki sizin gibi kıymetli bir ekibin parçası olmuşum.
Yorumlar
Kalan Karakter: