KADİM DOSTUM: HACI HAKKI ÖZSOY'UN ARDINDAN
Yayınlanma :
25.04.2022 02:28
Güncelleme
: 25.04.2022 02:28
Bu gün siz okuyucularıma yaklaşık yarım asra dayanan rahmetli hacı ağabeyle dostluğumuz dan bahsederek rahmetliyi yad etmek istiyorum. Yıl 1978 merkez Adeyze camiinde görev yapmaktayım. Dört çocukla kirada oturuyor, zar zor geçiniyoruz. Cami cemaatimiz Afyonun eşrafından rahmetli H. Salim PANCAR, Nihat İZMİRLİ, Ahmet KUNDAK, Nedim HELVACIOGLU gibi imkanı ve siyasi gücü olan insanlardı. Cemaatimiz bizi sever, biz de onları sayardık. Benimde diğer yedek işte çalışan arkadaşlarım gibi bir yerlerde çalışmamı isterlerdi. Allah rahmet eylesin Nihat İZMİRLİ amcam bir gün "Kızılay memuru görevden ayrılıyor. Ben Hacı Hakkı'ya seni önerdim. Git görüş, seni bekliyor" diyerek beni merhum Hakkı Özsoy'a gönderdi. Mağazasındaki ufacık bürosunda beni karşıladı. Anlaştık, Elime bir Daktilo yazı makinası verdi. Evde pat çat yazı yazmayı öğrendim. Yaklaşık üç seneyi geçkin Kızılay binasında hizmetim oldu. Oradan Dört ay kısa dönem askerliğimi yapmak üzeri ayrılıp askere gittim. Daha sonra görevli olarak çalıştığım Kızılay’da Yönetim kurulunda beraber çalışmak nasip oldu.
Aradan yıllar geçti. Biz ek iş tutmaya devam ettik. Bir ara sohbetimizde Türkeli gazetesini aldığını söylediğinde ben de "Hacı ağabey anlamadığın bir iş kolu, zaten işlerin başından aşkın ne yapacaksın gazeteyi" dediğimde "Hocam gazeteden bir kuruş para beklemiyorum. Gazete iyiliğe, doğruluğa, dini İslam'a, Afyona hizmet etsin bana bu yeter. Yeter ki Gazeteyi kötü yöne kullanacakların eline geçmesin. Ben sadece köşemde yazımı yazayım isteğim bu." diyerek cevap vermişti.
Bir ara gazetede elemana ihtiyaç duyulmuş. Bende boştum. Gazete gelir giderine bakmak için gazeteye beni aldı. Bir müddet sonra birkaç sefer gazete müdürleri değişti. Müdür isimleri başka olsa da artık gazeteyi ben çıkarmaya başlamıştım. Beş seneyi aşkın bir süre beraber çalıştık. Hiç bir zaman bizi kırmadı. En ağır sözü "Vah yah efendim. Aman yapmayın" dı. Çalıştırdığı personelin kale gibi arkasında dururdu. Ona diş geçiremeyenler ben memur olduğum için sık sık sudan bahanelerle Daireme şikayet ederlerdi. Her defasında gider beni savunur tatlıya bağlar gelirdi. 1993 yılında Vakıf Öğrenci Yurduna Müdür olarak atandığım için gazeteden şeklen ayrıldım. Gönül bağım devam etti. Atanmam sırasında arkamda durarak bana destek oldu. Benim için hacı ağabey Çınar ağacı gibiydi. Meyvesi olmasa da gölgesi yetiyordu. Protokole bağlı bir müdürdüm. Toplantı ve açılışlara arabam olmadığı için hep rahmetli taşırdı beni. Bu durumu gören Müdür arkadaşlar Hacı hakkının oğulluğu diye bana takılırlardı. On beş yirmi günde yüz yüze görüşemesek telefonla arardık birbirimizi. Çocuklarımdan ikisinin nikah şahidiydi. Telefonda tek tek çocuklarımın durumunu sorar sevinç ve üzüntülerimizi paylaşırdı. Şeker ameliyatı olduğumda sekiz on şeker hastasını benden bilgi almak için benimle buluşturdu. O kadar vefalı, iyiliksever, eşi benzeri bulunmayan bir insandı Hacı Ağabeyimiz.
Ahirete göçen kadim dostum hacı ağabeyime Allahtan rahmet, kederli ailesine, Afyon basınına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: