Afyonkarahisar Ulu Camii ilk defa 36×24 ebadında bir arsa üzerine 742 hicri yılında taştan inşa edilmiştir.
Rivayete göre bu arsada daha önce bir mescit bulunmaktaymış.
Afyonkarahisar'ın en büyük ve en eski camilerinden birisi olan, Ulu camii.
Anadolu Selçukluları, Devrinde 1272-1277 yılları arasında Sahip' ata Nusretiddün Hasan bey tarafından yaptırılmıştır cami'nin inşaatı 1272 yılında bitirilmiş ancak direk başlıkları kaplamaları ve diğer süslemeleri 1277 yılında tamamlana bilmiştir.
Hattat nakkaş Hacı Murad cami'nin tavan direk başlık ve kiriş bedenlerinde bin bir çeşit çiçekler arasında Kur'an dan ayetler ve Esma'ül Hüsna'yı (Allah'ın 99 ismini ) yazmıştır.
Ne yazık ‘ki bu güzel nakış ve yazılar toprak damın su akıntıları ile harap olmuştur.
Cami'nin doğuya bakan kapısı üzerindeki kitâbe'ye göre, Ulu camii Muzafferüddin Devlet Beyin oğlu Emir Mugniddin İsa bey tarafından (H.742) Miladi 1341'de tamir ettirilmiştir.
Cami'nin mimari değerini artıran husus ise ağaç işçiliğidir kırk ağaç direk başlıklarına kaplanan parçalarla hemen hemen bir birine benzemeyen çeşitli direk başlıkları vücuda getirilmiştir.
Direk başlıklarına bindirilmiş olan kalın ağaç kirişlerin yönü kuzeyden güneye doğrudur direkler beş sırada sekizer tanedir en arka direklerle duvar arasındaki yere yayılan iki katlı son cemaat ve kadınlar yeri ağaç işçiliğinin güzel bir örneğidir.
Cami'nin mihrabı mermerden olup inci oyma ve süslüdür. Mihrabı çevreleyen mermer üzerini Ayet-el kürsi süslemektedir cami'nin her ne kadar minberinde güzel bir işçilik görünse de minberin kapısının haricindeki yerlerin değişmiş olduğu göze çarpıyor minber kapısının ayrı bir işçilik özelliği vardır kapısı halâ o eski orijinalliğini muhafaza etmektedir minber kapısındaki yazıdan öğrenildiğine göre minber kapağının işlemeleri ve Cami’yi 671 Hicri ( 1272). Miladi yılında Dülger Emir Hacı Bey yapmıştır.
Afyonkarahisar'ın en büyük camilerinden olan "Cami-i Kebir" ve "Ulu Camii" olarak anılmakta olan cami, 1033 metre kare arsa üzerine inşa edilmiş bulunmaktadır.
Ulu cami'nin yapılışındaki ilk adı Hoca Bey Camisi' dir (Mescidi) diye geçmekte kayıtlarda.
Büyük olması sebebiyle camii kebir Ulu cami ya da kırk direkli cami olarak kayıtlara geçmiştir.
Cami'nin toprak damı zamanla çatıya çevrilip bakır kaplama yapılmıştır.
O dönemde küçük bir mescit olan Hoca Bey Camisi bir yangın geçirir caminin etrafında bulunan esnaf dükkânlarına da sıçrar yangın yangında dükkânların tamamı hasar görmüştür bu kırk dükkân sahibiyle görüşüp dükkânları camiye bağışlamalarını sağlar Sahipata Nusretiddün Hasan Bey kırk esnafı temsilen camiyi büyütür ve kırk direk diktirir her birisi bir esnafı temsil eder bu direklerin.
Cami'nin yapımında kullanılan direklerin bir özelliği daha bulunmakta her birinin künde kari denilen ağaçların bir birine geçme sistemiyle yapılmış olması.
Cami'nin birisi doğuya birisi kuzeye diğeri de batıya açılan bey kapısı olarak bilinen üç kapısı bulunmakta, Selçuk tarzı oymalı iki kanatlı minber kapakları üzerindeki kitabede sureler ile ilk yapım tarihini belirten yazı vardır.
Cami yedi asırdır orijinalliğini koruyarak günümüze kadar gelmiş Selçuklu eserlerinin önde gelen bir yapıtıdır.
Kıble duvarının ortasında Selçuklu işçiliğini yansıtan taş mihrap yer almaktadır mihrap nişinin ortasında ve üç tarafında iki kitabe bulunmaktadır bu kitabede.
Büyük Serhat zamanında fakir köle Sivastos'un oğlu Ali Bey Mahmud'un oğlu Hacı Murat isimleri okunmaktadır.
Müezzin mahfilinin hemen yanında sonradan ortaya çıkarılan Çil hafız Ali Rıza Efendinin kabri bulunmaktadır.
Afyonkarahisar' da uzun yıllar müderrislik yaptığı söylenir 2005 yılında yapılan tadilatta kitabesi ile birlikte mezar taşı da bulunuyor çil Hafız’ın vefat tarihi 1909 olarak geçmekte.
Kaynak: Yusuf Ilgar. Mustafa Karazeybek: Afyonkarahisar Camiler Mescitler kütüğü Kocatepe üniversitesi yayınları 2021.c.1 s.305.
Ömer Fevzi Atabek. Afyon Vilayeti Tarihçesi ( yayına hazırlayan: Turan Akkoyun). Afyon Kocatepe üniversitesi yayınları 1997.s.155.- 156.
Kalın sağlıcakla…