Salih Dehşeti, Afyonkarahisar'ın ünlü müderris ve şairlerindendir. Hacı Nuh Mahallesi'nden sübyan okulu öğretmeni, Mehmet Efendi'nin oğludur. H.1228. (M.1813) tarihinde doğmuş, ilk öğrenimini babasında yapmıştır. Afyon'da orta medrese öğrenimini ise, Hasan Ekmel'den aldıktan sonra tamamlamak için. Uşak'a gitmiş, Uşak'ta.
Buğdaycı Hoca'dan ders almıştır. Daha sonra Konya'ya giderek yüksek öğrenimini de orada yapmıştır.
Dönüş'de Hicaz'a gider Hicaz'dan döndüğünde.
Müftü Yusuf Agâh Efendi'ye müsevvid (Yazıcı) olur.
On bir sene bu görevini başarı ile yapar müsevvidliği. Hicri 1270 Miladi 1854 tarihinden, Hicri 1282, Miladi 1865 tarihine kadar devam eder.
Salih dehşeti müsevvid iken, Naib yerine birkaç arazi ve sınır davalarına gönderilmiştir.
Bir defasında Çal ile Denizli arasındaki sınır davasına gitmiş, yerinde tarafları anlaştırarak, bir sınır taşı diktirmiştir.
Son günlere kadar bu taş "Dehşet taşı"diye anılmıştır.
Salih dehşeti, H. Muharrem 1282 (Miladi 1865 Haziran) ayında. Emirdağ Pörnek Köyü'ndeki,
Şeyh şabanlı zaviyesi Vakfı kendisine verilerek müderris olur.
Afyon'da Alaca hamam karşısındaki halk arasında eski, Tekel müdürlüğü binası olarak bilinen, kendi yaptırdığı medresede Hocalık etmeye başlar.
On yıl bu medresede öğrenci yetiştirir burası.
"Dehşeti Medresesi" olarak aınlır.
Bu sırada yeniden idari kuruluş olmuş ve Afyon (Karahisar'ı sahib). Sancağı idari kurulu üyeliğine seçilmiştir.
Bu görevleri ile uğraşmakta iken Hicri 1292 (Miladi 1875) yılında vefat eder.
Salih dehşeti'nin Mehmet Efsa, Mustafa Hami, ve Ahmet Nebil, isminde üç oğlu olmuştur.
Nebil Hoca, İstiklal Harbi sırasında, Afyon Belediyesi Meclisi üyesi olarak seçilmiştir.
Salih dehşeti Coşkun ve Kudretli bir şair dir. Düzenlenmiş divanı Yoksa da cönklerde 30 kadar koşma, gazel, satranç, elfiye, gibi şiir çeşitlerinden bulunmuştur.
Özellikle Konyalı şem' î ' nin elfiyesi'ne benzetmesi ün almıştır.
Salih Dehşeti'nin Harabi Deli Bekir'e, hürmeti muhabbeti, pek fazlaydı.
Bazı aydın geçinen kimseler, Hocam bu adama bu cahile, fazla değer veriyorsun derlerdi.
Dehşeti'de isterseniz bir gün, Bekir'i çağıralım bir imtihan ediniz der, ve toplanırlar o günün az veya çok mürekkep yalayan hocaları.
Hemen ilk soruyu sorarlar, Bekir İslam'ın şartı kaç, Bekir' de kocaman bir cevap "Bir der" Aydın geçinen mürekkep yalamış, hocalar. Salih dehşetiye şöyle manalı, manalı bakıp yarı tebessüm ederler, işte senin adamının hali bu demeye getirirler. Bekir dururmu keskin ve, Kıvrak zekasıyla cevap vermeye devam eder.
Ağlar, Hac ile zekât zenginlerden, Namaz ile Oruç cahillerden kalktı. Ortada bir kelime-i şehadet dikildi kaldı, diye cevap verir. Dehşeti bu cevabı duyunca gülümseyerek gördünüz mü benim, Bekir'imi maşallah sana, Bekirim diyerek orada bulunanlara güzel bir ders verir.
Koşma ve gazellerinden örnekler verecek olursak.
Gazel
Yine bir Dilber- bâlâya düşürdüm gönlüm.
Ser-i zülfü gibi sevdaya düşürdüm gönlüm.
Baku-ben dide-i bi-marına verdim aklım.
Ruh-i gül deste, kaşı âya düşürdüm gönlüm.
Sine-i Ağın gördükte perişan oldum.
Yitirip kendimi gavgâya düşürdüm gönlüm.
Bre! zâhid beni men'eyleme ah-u zardan.
Indelub- veş gül-ü rânâ'ya düşürdüm gönlüm.
Aşk pazarına Dehşet çıkarıp baş ile can.
Terk edip cümlesin yağmaya düşürdüm gönlüm.
DÖRTLÜK
Devr-i gonca gelir başlar efğane.
Bülbüller gülzâre döner dolaşır.
Görünce bir Şem zaif pervane.
Tâ sübhadek nâre döner dolaşır.
Ne çıkar didar-ı yâri görmiye. Çalışıp haşredek vusla ermeye.
Hâk-i pây-ı yâre yüzün sürmeye.
Aşık-ı bir çare döner dolaşır.
Eylemem Uşşaka tedbir-i aşkı.
Boynuna alanlar zencir-i aşkı.
Ezel anlar görmüş takdir-i aşkı.
Ruz-ü şeb âvâre döner dolaşır.
Bu ne sırdır, acep bilmem ne hikmet.
Nasîbi uşşakın âh ile hasret. Sevda-yı aşk ile divâne Dehşet.
Hârem'i kûy-ü yâre döner dolaşır.
Kaynak:
1.Afyon İli Tarihi. Süleyman Gönçer. 1991 C.2 s.158-160.
2.Afyonkarahisar Âlimleri ve Evliyaları. Mehmet Gündoğan. 2019 s. 327- 328.
3.Afyon Evliyaları ve İlim Adamları.Fikri Yazıcıoğlu. 1969. Sayfa. 239- 240.