Şahanoğlu İBRAHİM, on günlük evli iken, askerlik, vakti gelir. Askerliği’de babasında olduğu gibi, İstanbul’a çıkar. Ancak on günlük evli, Şahinoğlu (Şahanoğlu) düşüncelidir. Sebep bir evin, bir oğlu. Tarla ve mahsul çok. Mahsulde oldukca kuvvetli, bereketlidir...
Allah öğle bereket vermiş ki, bereket üstü bereket. Harman zamanı anam, babam ne yapar... Na sıl harman kaldırır diye düşünceli. Zaman zaman canı sıkkın. Üstadı, hocası Turabi ile durumu da aralarında konuşurlar.
Turabi Hz
-Şahanoğluna (Şahinoğlu) Ne bu hal? Ne bukadar düşünce?.Ne bu dalgınlık! Allah kerim İstanbul’a varınca, (Büyük ihtimal, Kadiri Şeyhinin Halil Efendin Halifesi, Şeyh Ömer Fuadî Sanî)[1] şeyhimi bul. Biçare bulunur, elbet ,‘’ der.’
Şahanoğlu, Askere İstanbul’a gider, Kışlasına teslim olur. Bir vesile ile, Uygun ortam ve zamanda, Kadiri Şeyhi Ömer Fuadî Sanî ile görüşür.
Şeyhin etrafında, müridleri de varmış. Müritleri ile zikre başlayayacaklar. Ancak yabancı genç, asker var diye, başlayamazlar. Şeyhlerine de Saygısızlık yapmak mümkün de değil.
Kadiri Şeyhi müritlerine...
-Siz bugün dağılın. Misafirim var,’’ der’’.
Müridler giderken, Şeyh.
- Gel bakalım, Afyonlu Şahanoğlu İbrahim. Senin şöyle bir muşgilin, sorunun var, öğlemi der.
Şahanoğlu...
-Evet efendim, ‘’ der ’’
Kadiri Şeyhi
- Bir evin bir oğlusun. Harman kavi, bereketli. Babam, anam harmanı nasıl kaldırır diye, düşünürsün. Haydi şu bir aylık izin kağıdını al, cebine koy.
Der, ve devamla...
-Köyüne git onlara yardımcı ol. Bir aylık iznin boyunca, yardımcı ol. Aynı, Afyona ilk vardığın yere var. Oradan birliğine, kışlana ulaşırsın, telaşlanma der ve sonra...
Kadiri Seyhi Şahanoğluna.
-Ya Allah-Ya Bismillah.Allahu Ekber!! Destur, haydi güle güle... der.
Şahanoğlu bir baksa ! Şimdiki Organize, bölgesinin, Anbanaza (Beyyazı) ya yakın yerlerinde, Koca serinli kuyunun yanında, bulur kendini. Oradan yürüye yürüye baba evine gider.
Anne ve babasının ellerini öper.
-Ben bir ay izinli geldim der.
Bir ay harmana yardım eder, harmanı kaldırırlar.
-Benim sürem yarın doluyor. Kışlama birliğime gitmem lazım... der.
Şahanoğluna yolluk için, evden sıcak katmer hazırlarlar. Çıkıya korlar. Şahanoğlu serenli kuyunun yanına varır. Bir baksa! İstanbul’da askeri birliğinin kapısında. Komutanı...
-Geldin mi? Afyonlu İbrahim...der.
-Ne getirdin diye sorar.
Şahanoğlu İBRAHİM dedem.
-Komutanım memleketten, Afyon katmeri, getirdim der...
Çıkıdan komutanına birkaç katmer ikram eder. Katmer halen sıcacık. Yeni yapıldığı belli. Komutanı.
-Şahanoğlu katmerin pek sıcakmış. Teşekkür ederim der.
Şahanoğlu askerliğinden kalan kısmını İstanbul’da kışlasında devam eder. Orada bitirir.
Dedelerimiz den babalarımızdan, böyle bilmekle beraber, halen sağ büyük amcamız, Mustafa oğlu Halil (1944) amcamla mutabık, kalıp yanımızda, Şahanoğlu torunları ile istişare ve onaydan sonra kaleme aldım.
Hz. Muhammed ve ehline, Selat ve Selam olsun. Amin. Amin. Amin
NOT: Bu konu daha iyi anlaşılabilmesi için İslam'da (Tayy-ı Zaman, Tayyı-ı Mekan) konusunun okunmasında fayda var.
1/ Kaynak.T.D. V. İslam Ansiklopedisi.Ek,1,. 2016 .S. 474