MİSAFİRİ VE MİSAFİRE İKRAMI SEVERDİ O. 5
Siz kıymetli okuyucularım!
Müjdeye bakınız, siz kıymetli okuyucularım.
Allah Rasulü (S.a.v.) bir sözünde, bir Hadisinde şöyle buyurur: “Üç dua vardır ki kabul olunacağında hiç şüphe yoktur:
1-Babanın, evlâdına duası.
2-Misafirin duası.
3-Mazlumun duası.
(Ebû Dâvûd, Vitr 29/1536; Tirmizî, Birr 7/1905, Daavât 47; İbn-i Mâce, Duâ 11)
Gerek Rasulullah efendimizin sözlü, ifadelerinden olsun, gerekse fili uygulamalarında olsun anlaşılıyor ki misafire ikram ve izzet oldukça önemli, ahlakî bir kural, bir prensip ve dayanışmadır. Misafire ikram kalplerin ısınmasına vesiledir.
Bu nedenledir ki, “Tanrı Misafiri" sözü ayet ve hadislerden esinlenerek ata sözü halini almış hatta devamla, “Misafir on nasibi ile on kısmeti ile gelir, birisini yer , dokuzunu bırakır.” diye dilimize yerleşmiş bir adet, bir görenek halini almıştır.
Ancak misafirliğinde bir usulü, süresi, uygunluk süresi ve caiz olma durumu vardır.
Günün birisinde, Ashabı Kiram Allah Rasulüne soruyor. “Ya Rasulallah misafirin Caizesi usulü nedir?’ diye sordular.
Rasulullah (s.a.v) de; “Misafiri bir gün ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik üç gündür. Misafiri üç günden fazla ağırlamak sadakadır.” (Buhari-Edeb, 31, 85 – Müslim Likata, 14.)
Anlaşılıyor ki, misafiri bir gün, bir gece özenle misafir etmek gerekirken, ikinci ve üçüncü günlerde ev sahibi, diğer günlerde ne yiyip ne içiyorsa, Misafirine ikram edecek. Ev sahibi de daha fazla telaşa düşmeyecek.
Ev sahibinin misafirini kapıya kadar uğurlaması da sünnettir. (İbni Mace. Et’ime 55)
Allah Resûlü Muhammed sav) ashabından aç olanları misafir ederek karınlarını doyururdu.
Meselâ, bir gün Ebû Hureyre aç kalmış ve bitap düşmüştü. Yolda Hz. Ömer’le karşılaştı. Kendisinden Allah’ın Kitabı’ndan bir âyeti kerime okumasını istedi. Gayesi açlığını hissettirmekti. Ancak onun durumunu fark edemeyen Hz. Ömer, sorduğu âyeti ona okumakla yetindi.
Çok geçmeden Ebû Hureyre açlıktan dolayı yüzüstü düştü. Bu sırada bir de gördü ki, Rahmet Elçisi başucunda dikilmiş ve “Ebû Hureyre, Ebû Hureyre!”!” diye çağırıyor.
O da, “Buyur, emrin olur ey Allah’ın Resûlü!” diye karşılık verdi.” Rasulullah efendimiz elini tuttu, onu kaldırdı ve aç olduğunu fark etti ve Ebû Huriye’yi evine götürdü. Hemen onun için büyük bir bardak süt getirilmesini emretti. Sütten bir miktar içen Ebû Hüreyre’ye, “Tekrar iç ey Ebû Hureyre!” diye buyurdu. Bir miktar daha içince yine, “Tekrar iç!” diye buyurdu. O da tekrarlayıp bir daha içti. Artık kendine gelmişti. (Buhârî, Et’ime, 1.)
Unutmayalım ki Rasulullah’ın şu hadisini de tekrarlamakta fayda var. ‘’Misafir ağırlamak istemeyen kişide hayır yoktur.”( İbn Hanbel, IV, 157 )Buyuruyor sav efendimiz.
’Misafir ağırlamak istemeyen kişide hayır yoktur...”
Haftaya görüşmek üzere...
Hoşca kalın, sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: