Türkiye'nin Dev Bankası Kazaklara Satılıyor

Bankayı devralmak için harekete geçen Kazakistan merkezli finans devi Kaspi.kz, Türkiye’deki ikinci büyük hamlesiyle finansal hizmetler sektörüne resmen adım atmaya hazırlanıyor.

Kazak Fintech Devi, Türkiye’deki Finansal Lisansını Alıyor

Interfax.com'un aktardığı bilgiye göre, Kaspi.kz CEO'su Mikheil Lomtadze, satın alım sürecinin 2025 sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını duyurdu. Rabobank Türkiye'nin, şube ağı bulunmayan ve 27 çalışanı olan küçük bir banka olduğunu belirten Lomtadze, bu satın alımın asıl amacının "Türkiye'de finansal hizmet sunma lisansı kazanmak" olduğunu ifade etti.

Kaspi.kz'nin Rabobank hamlesi, kısa süre önce Hepsiburada'nın %65,4'lük hissesini 1,1 milyar dolara almasının ardından Türkiye'deki ikinci büyük yatırımı olarak kayıtlara geçiyor.

Hepsiburada ile Finansal Süper Uygulama Yolda

Kaspi’nin Türkiye planı yalnızca bankacılıkla sınırlı kalmıyor. Şirket, satın alacağı Rabobank'ın altyapısını, e-ticaret platformu Hepsiburada’nın operasyonlarıyla entegre etmeyi hedefliyor. Kazakistan’da başarıyla uyguladığı modelini Türkiye’ye taşıyacak olan Kaspi, finans ve alışverişin birleştiği bir "süper uygulama" modeli kurmayı planlıyor. Bu sayede kullanıcılar, tek bir platform üzerinden hem alışveriş yapabilecek hem de kredi, ödeme ve sigorta gibi finansal işlemleri gerçekleştirebilecek.

Türkiye-Kazakistan Ticaret Köprüsü Kuruluyor

Kaspi CEO'su Lomtadze, bu entegrasyonun iki ülke arasındaki ticareti canlandıracağını vurguladı. Lomtadze, "Yakında Türk tüccarların ürünleri Kaspi'de, Kazak tüccarların ürünleri ise Hepsiburada'da satışa çıkacak. Amacımız, Türkiye ile Kazakistan arasında hızlı ve güçlü bir ticaret köprüsü kurmak" açıklamasını yaptı.

Halihazırda Kazakistan nüfusunun yaklaşık %70'ine ulaşan ve 14 milyon aktif kullanıcısı olan Kaspi.kz, 85 milyonluk Türkiye pazarında başarılı modelini yeniden inşa ederek bölgesel büyümesini hızlandırmayı hedefliyor.

Öte yandan, Hollanda merkezli Rabobank’ın Türkiye operasyonundan çekilmesi, bankanın güçlü olmadığı pazarlardan ayrılarak tarım ve gıda finansmanı odaklı alanlara yönelme küresel küçülme stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.