CHP’nin Gölge Bakanından Hükümet Bakanına Vizyon Eleştirisi
“22 Yıllık Politikalarıyla Yapay Zekayı Bile Memnun Edemediler”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Eğitim Buluşmaları” kapsamında Afyonkarahisar’a geldi. Afbel Otel’de basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i Velivizyon Aile dizisi üzerinden eleştirdi.
Kahvaltı programına, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Eylem Ayar, CHP Parti Meclis Üyesi Yalçın Görgöz, CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Faruk Duha Erkan, CHP Merkez İlçe Başkanı Büşra Dişçioğlu Çetinöz, partililer, eğitimciler ve basın mensupları katıldı.
“ÖNCEKİ BAKANIN BİR ÖĞÜN YEMEK UYGULAMASINI NEDEN KALDIRDINIZ”
Kendisini CHP gölge Milli Eğitim Bakanı olarak atfeden Özçağdaş, “Bakanlık bir dizi yapmış, Aile. Her bölüm başka bir konu ele alınıyor iyi ve kötü örnek üzerinden. Ailelerin bilgilendirmesi için her mecranın kullanılması çok güzel. Gelin görün ki diziyi izlemeye bir başlıyorsunuz Finlandiya'nın bir köyünden kesit gibi. Dizide çocuk okula kahvaltı yapmadan gidiyor, çünkü anne ilgisiz. Sanki bir tek onun görevi gibi, o ilgisiz diye çocuk kahvaltı yapamıyor. Kahvaltı yapmadan, dizide olduğu şekliyle “bir portakal suyu içmeden, bir haşlanmış yumurta yemeden” evden çıkıyorsa çocuk annenin ilgisizliğinden. Peki gerçekte var mı böyle kahvaltı yapamayan çocuk, evet var. Peki gerçekteki sebep ne? Annenin, ailenin ilgisizliği mi yoksa yoksulluk mu? Evet çocuğuna bir yumurta haşlamayan, daha doğrusu haşlayamayan aileler var ama yoksul olduğundan yapamıyor. Aile, 1 yumurta koyamıyor bugünkü ekonomik durumda çocuğunun önüne. Buradan Sayın Bakan’a soruyorum. Madem çocukların kahvaltı yapması, okula aç gitmemesi bu kadar önemli neden bir önceki bakanın okul öncesine koyduğu bir öğün ücretsiz yemeği bile gelir gelmez kaldırdın?” diye sordu.
“ÖRNEKLER FİNLANDİYA, UYGULAMAMA TÜRKİYE”
Velivizyon dizisinde verilen tasvirlerin Finlandiya’da bir okulu çağrıştırdığını ifade eden Özçağdaş, “ Bakanlık tarafından hazırlanan "Aile" dizisi, her bölümde farklı konulara değiniyor ve ailelerin bilgilendirilmesi amacıyla iyi ve kötü örnekler sunuluyor. Bu çabanın her mecrada kullanılması güzel, ancak diziyi izleyince kendinizi adeta Finlandiya’da bir köyde hissediyorsunuz. Bir sahnede, çocuk kahvaltı yapmadan okula gidiyor çünkü anne ilgisiz gösteriliyor. Ancak, gerçekte kahvaltı yapamayan çocuklar var ve bunun sebebi ilgisizlik değil, yoksulluk. Aile, bugünkü ekonomik koşullarda bir yumurta bile koyamıyor çocuğunun önüne. Madem çocukların kahvaltısı bu kadar önemli, neden bir önceki bakanın uyguladığı ücretsiz öğünü kaldırdınız?
Dizide tasvir edilen okul ise gerçeklerden oldukça uzak. Öğretmen çocuğun uykusuz olduğunu fark ediyor, rehberlik öğretmeni hemen aileyi okula çağırıyor, rehberlik servisi çocuklarla birebir ilgileniyor. Bu kadar ideal bir okul nerede? Gerçek sınıflarda öğretmenler, yüzlerce çocukla tek başına başa çıkmak zorunda. Her 100 çocuk için 1 rehber öğretmen ataması yapılacakken bu uygulama neden hayata geçirilmedi? Dizide çocukların temizlik alışkanlıklarına da değiniliyor, ancak okullarda sıvı sabun, tuvalet kağıdı eksik. Temizlik görevlisi olmayan, velilerden temizlik malzemesi için para toplayan bir sistemde çocuklara temizlik alışkanlığı kazandırılmak isteniyor. Başka bir bölümde, ailelerin çocuklarına okuma kitapları alması gerektiği vurgulanıyor. Ancak birçok aile, artan eğitim masrafları karşısında zor durumda. Okul masrafları katlanmışken, çocuklarına kitap alması beklenen aileler bu yükün altından nasıl kalksın? Son olarak, çocukların ders çalışabileceği uygun ortamlar yaratılmasının önemi anlatılıyor. Ancak milyonlarca çocuğun kendine ait bir odası yok, deprem bölgelerinde konteynerlerde yaşamak zorunda kalan çocuklarımız var. Bakanlık, bu koşullarda yaşayan çocuklar için ne yapıyor? Dizi gerçeklerden kopuk, Türkiye’nin eğitim sistemindeki temel sorunları çözmeden yapılan bu tür yapımlar ne kadar anlamlı olabilir?” ifadelerinde bulundu.
“İKTİDAR 22 YILDIR YAPAYZEKAYI BİLE MEMNUN EDEMEMİŞ”
Velivizyon dizisinin Türkiye'nin gerçeklerinden uzak, idealize edilmiş bir aile ve okul ortamı çizdiğini kaydeden Özçağdaş, “Bu iktidarın kadınlar üzerindeki algısı, dizinin ilk bölümünden itibaren net bir şekilde görülüyor. Çayı koyan, kahvaltıyı hazırlayan, çocuk ve temizlikle meşgul olan anne figürü, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiriyor. Çalışan baba, ev işlerini ve çocuk eğitimiyle ilgilenen, yaşlıların bakımını üstlenen ise yine anne, yani kadın. Diziyi daha objektif değerlendirmek için yapay zekaya da sorduk. Farklı kaynaklardan aldığımız cevaplar, dizinin toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirdiği yönünde oldu. Ev işlerinin kadınlara ait olduğu algısı ve annenin evdeki geleneksel rolü yapay zekanın da dikkatini çekti. Ancak bu yapay zekanın Türkiye'de işi zor. Geçenlerde Oğuzhan Uğur yapay zekayla sohbet etmiş ve "Üst düzey bir görev istesen ne olur?" diye sormuş. Yapay zeka ise "Ya Ekonomi ya Milli Eğitim Bakanı olmak isterim, çünkü ikisinde de gerçeklik zemininden kopuldu" demiş. Ekonomi ve eğitimde yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, müfredatın bilimsel niteliğinin zayıfladığını ifade etmiş. İktidar, 22 yıldır yönetse de yapay zekaya bile yaranamamış. Yapay zeka adına da endişeliyiz, çünkü bu durumu eleştirdiği için başına bir şey gelebilir. Yarın bir gün ortadan kaybolsa şaşırmayız! Sayın Bakan ise eğitimle ilgili her sorunda suçu başkalarına yüklüyor. Ancak gerçek şu ki; ne okullar güllük gülistanlık, ne öğretmenler şevkle çalışıyor. Öğretmenler her geçen gün itibarsızlaştırılıyor ve yoksulluk sınırının altında mücadele ediyorlar. Okulların durumu kötü, rehberlik servisleri yetersiz, ailelerin maddi gücü sınırlı. Dizi, Türkiye'nin gerçeklerinden uzak, idealize edilmiş bir aile ve okul ortamı çiziyor. İki aydır il buluşmaları yapıyoruz. Sayın Bakan da nihayet deprem bölgesine ziyaret gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerde ise bizim ziyaret ettiğimiz Sinop'a gitti. Umarız bu ziyaretler bizim gibi bölgenin temel sorunlarına odaklanmıştır ve Bakan, bu sorunlara yönelik adımlar atmayı planlıyordur. Eğer bir nebze bile örnek olabildiysek, ne mutlu bize.” diye konuştu.
“SAYIN BAKANI GÖREVİNİ YAPMAYA DAVET EDİYORUZ”
Genel Başkan Yardımcısı Özçağdaş sözlerini şöyle tamamladı:
“Bakanımızın ve Bakanlığımızın hayalindeki bu diziye bakarak, onların da arzuladığını düşündüğümüz okul-aile-öğretmen-öğrenci profiline ulaşmak için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladık:
1. Çocuklarımıza bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su sağlanması,
2. Okullara yeterli temizlik malzemesi ve temizlik personeli sağlanması,
3. Temiz, bakımlı ve sağlıklı okullar için öğrenci başına okul ödeneği oluşturulması,
4. Her okula bir güvenlik görevlisi ve teknik personel atanması,
5. Okullara ders çalışma alanları, sosyal etkinlik alanları, kütüphaneler ve laboratuvarlar kurulması,
6. Özellikle deprem bölgelerinde birleştirilmiş okul uygulamasına son verilmesi ve ulaşım sorununun çözülmesi,
7. Her 100 öğrenciye bir rehber öğretmen atanması,
8. Öğretmenlerimizin yoksulluk sınırının altında çalışmasının önlenmesi.
Kısacası, ailelere, çocuklara ve öğretmenlere gerçekten faydalı olmak istiyorsa Sayın Bakan'ı görevini yapmaya davet ediyoruz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: