Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesine yönelik istinaf başvurularının karara bağlanarak sanıkların cezalarının onamasının ardından Savcı Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz konuştu. Kiraz, verilen cezanın bir insan olarak kendilerini mutlu etmediğini ancak kimsenin yaptığının yanına kar kalmadığını vurguladı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), İstanbul Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın 31 Mart 2015’te makam odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince sanıklara verilen hapis cezalarını hukuka uygun buldu.
“Bu vatan uğruna bin tanesi de feda olsun”
Olay günü teröristlerle pazarlık yapılmasını istemediğini belirten Kiraz, “Bir tane oğlum vardır, okutmuşum savcı yapmışım, görev yapıyor, Çağlayan Adliyesi'nde görev yapıyor ve 2 tane terörist hiç uğruna gidiyor makam odasında tutuyorlar, 8.5 saat rehin alıyorlar. Size şunu söyleyeyim, Allah’ta şahittir ki tabi benle eşim evde oturuyoruz, çocuklar da yanımızda. Tam otururken benim kız torun 'dede babamla ilgili çok kötü bir haber var televizyonda müdahale et' diyor. Tabi o manzaralar o işte eli kolu bilmem ne ağzı hala daha internette var bunlar. Maalesef kaldırılamıyor da. Ama olsun ne olacak sanki onları öyle gösterince biz pes mi edeceğiz. Biz kadere iman etmişiz. Ve neticede 8.5 saat dediler işte pazarlık yapıyorlar şöyle olacak, böyle olacak falan. En bütün mukaddesatımın üzerine yemin ederim ki pazarlık yapıyorlar dedikleri zaman damarlarım kabardı. Ya bi tane oğlum var oda 2 tane teröristin elinde. Ben ne dedim biliyor musunuz: ‘devlet teröristlerle pazarlık yapamaz. Eğer yapılacak pazarlık sonucu benim oğlum kurtulacaksa yapmayın, kurtulmasın' dedim. 'Ben hani o şekilde yaşamaktansa mertçe ölmeyi, bu vatan uğruna şehit olmayı tercih ederim’ dedim. Nasıl teröristlerle pazarlık yapacak devlet? Ona bile razı olmadım. Ama onlarında gayesi pazarlık ta yapmak değilmiş zaten. E ne için gittiniz ne yaptınız, ne hallettiniz. Ama bizim ki inşallah cennete, onlar da layık oldukları yere giderler. Ama her gün her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Biz hiçbir zaman 31 Mart’ta 1 Nisan’ geçmemişiz ruhen. Biz hep 31 Mart günü 2015’teyiz. Ne hakkınız vardı bunu yapmaya? Demek ki bizimle alakanız yoktu. Sizin bu devletle alıp veremediğiniz vardı. Eğer bu devletle alıp veremediğiniz varsa, bizde bu devletin bir ferdiysek başımız, gözümüz üzerine, hiç vallahi eyvallahımız yok. Bir tane değil, bin tane evladım olsa bu vatan uğruna bin tanesi de feda olsun.” >>İHA
Yorumlar
Kalan Karakter: