AKÜ Bilim Kafe'de "Bir Gezegen, Ortak Gelecek: İklimle Uyum Mücadelesi" Masaya Yatırıldı

"Bir Gezegen, Ortak Gelecek: İklimle Uyum Mücadelesi" başlıklı söyleşi, Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi Konferans Salonu'nda bilim insanları, akademik ve idari personel ile öğrencilerin yoğun katılımıyla düzenlendi.

Bilimsel Çalışmalar Toplumla Buluşuyor

Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Bilim İletişimi Koordinatörü Öğr. Gör. Dr. Şerife Özgün Çıtak, koordinatörlüğün temel amacının bilimsel çalışmaları toplumun her kesimine ulaştırmak olduğunu belirtti. Moderatörlüğü üstlenen AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker ise, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) talimatıyla kurulan Bilim İletişimi Koordinatörlüklerinin, bilginin akademisyenlerle sınırlı kalmayıp toplumun tamamına yayılmasını hedeflediğini vurguladı. Peker, Bilim Kafe etkinliklerinin yalnızca merkezde değil, üniversitenin ilçelerinde de sürdürüldüğünü kaydetti.

Sürdürülebilir Kalkınma ve İklim Kırılganlığı Analizi

Etkinlikte söz alan AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Volkan Göçoğlu, Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 13 (SDG 13) üzerinden kapsamlı bir analiz sundu. Sürdürülebilir kalkınmanın, ekonomik büyümeye çevresel boyutu da ekleyerek gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı amaçlayan bir çatı yaklaşımı olduğunu ifade etti. Göçoğlu, ülkeler arasında eşitsiz dağılan iklim kırılganlığına dikkat çekerek, mevcut koşullara bağlı olarak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden farklı düzeylerde etkilenildiğini ele aldı.

İklim Kriziyle Mücadelede Ülke Grupları

AKÜ İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Arş. Gör. Dr. Atahan Demirkol ise, sürdürülebilir kalkınmanın 2015'ten itibaren Birleşmiş Milletler'in (BM) öncelikli gündemi haline geldiğini belirtti. Demirkol, iklim kriziyle mücadele stratejilerini daha iyi anlamak için ülkeleri dinamiklerine göre üç ana grupta incelediklerini açıkladı: Gelişmekte Olan Ülkeler: Ekonomik büyüme baskısı ve iklim kriziyle mücadele zorunluluğu arasında sıkışmış durumda. En Az Gelişmiş Ülkeler: Karbon emisyonuna en az katkıda bulunmalarına rağmen, yetersiz altyapı nedeniyle iklim değişikliğinden en fazla etkilenen gruplar arasında yer alıyor. Ada Ülkeleri: Coğrafi özellikleri (deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı sıcaklık ve yağış artışları) nedeniyle iklim krizine karşı en hassas ülkeler grubunu oluşturuyor.

Ulusal Adaptasyon Planları (NAP) ve Yeni Yaklaşım

Son olarak söz alan AKÜ İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Arş. Gör. Durukan Ayan, Ulusal Adaptasyon Planları'nın (NAP), iklim değişikliğinin etkilerine karşı uzun vadeli yol haritaları olduğunu söyledi. NAP'lerle devletlerin öncelikli hedefinin kırılganlığı azaltmak ve uyum politikalarını kalkınma planlarına entegre etmek olduğunu vurguladı.

Ayan, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında belirlenen hedefleri içeren NAP'lerin, önceki Ulusal Uyum Eylem Planları'ndan (NAPA) farklı bir yaklaşım sergilediğini belirtti: Ayan, "NAP'ler, üç gruba böldüğümüz ülkelerin orta uzun vadeye yayarak sürdürülebilir kalkınma planlanmasına entegre edilen planları oluşturuyor. NAP'ler; ülkelerin, iklim değişikliği etkilerine karşı 'Bugünü Koru, Yarını Planla' hedefine odaklanarak hazırlanan belgelerdir."dedi.