Alimoğlu Mermer Yönetim Kurulu Başkanı ve Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Afyonkarahisar merkezli üç kuşaklık mermer serüvenini, Afyon mermerinin dünyadaki yerini ve sektörün geleceğine dair değerlendirmelerini Türkeli Gazetesine anlattı.

“MERMERLE DOĞDUK, MERMERLE YAŞIYORUZ” ALİMOĞLU AİLESİNİN MERMER YOLCULUĞU
İbrahim Alimoğlu, mermerle yoğrulmuş üç kuşaklık bir aile geleneğinin mirasını taşıdığını ve bugün hala bu mirası devam ettirdiklerini söyleyerek, “Ben İbrahim Alimoğlu, 1956 Afyonkarahisar doğumluyum. İlkokulu Afyon’da, ortaokulu İstanbul’da, liseyi de Afyon Lisesi’nde okudum. Daha sonra Afyon Eğitim Enstitüsü’nden sınıf öğretmeni olarak mezun oldum. Ama doğduğum günden beri fabrikalarımızda, yani daha yürümezken, emeklerken mermer fabrikalarında büyüdük. Demek oluyor ki mermerle doğduk, mermerle yaşadık, mermerle yaşıyoruz. Ben şu anda üçüncü kuşağım. Sağ olsun dedem, 1940 yılında karo ustalığıyla başladığı mermer işini çocukları, yani babam ve amcalarla beraber daha da büyütmüşler. Biz de üçüncü kuşak olarak amca çocuklarıyla birlikte işi belli bir noktaya getirdik. Ancak maalesef yaklaşık on yıl önce üç amca çocuğu, yani iki amca çocuğumla ben, üç kardeş ayrıldık. Şu an ülkede üç tane Alimoğlu firması var ama hiçbir ailevi sıkıntı yok. Fazla adam çalıştırmaya gayret ediyoruz. Dedemizin başlattığı mermer serüveni hâlâ devam ediyor.” şeklinde konuştu.

“AFYON’DAKİ MERMER OCAKLARI DÜNYANIN EN VERİMLİ VE EN KALİTELİ KAYNAKLARIDIR”
Afyon ve İscehisar’daki mermer ocaklarının dünyanın en verimli ocaklar arasında olduğunu ve teknolojinin gelişmesiyle mermer kesimlerinin daha da kolaylaştığını dile getiren Alimoğlu, “Tabii mermer sektörü de her sektör gibi dünyayla birlikte gelişiyor. Benim dedem, babam saatte bir santim keserken, biz saatte 30 santim kesiyoruz. Şimdi dördüncü kuşak olan bizim çocuklarımız 70 santime kadar kesebilecekler. Teknoloji buraya kadar geldi. Ülkemiz madenler bakımından çok zengin bir ülke. Mermer bakımından da çok zengin; çünkü Türkiye’nin her yerinde 650 farklı renk ve desende mermerimiz var. Tabii mimarların seçtiği taşa göre, modaya göre mermerin kullanımı da değişiyor. Ama Türkiye’deki mermer kaynaklarının en kalitelisi Afyonkarahisar’da bulunuyor. Rengine bakmaksızın dayanıklılık, sağlamlık ve oluşumunu tamamlamış olması açısından Afyon mermeri çok farklı. Mesela Afyon mermerine çay dökerseniz çay işlemez. Ama oluşumunu tamamlamamış mermerlerde mutlaka koruyucu kullanmak gerekir. Bu nedenle Afyon’daki mermer ocakları dünyanın en verimli, en kaliteli kaynaklarıdır. Biz 80 senedir çalışıyoruz, hâlâ bitiremedik. MTA’nın yaptığı araştırmalara göre de yerin 55-60 metre altına inildiğinde dahi mermer olduğu biliniyor. İscehisar’da, Afyon’da ve Türkiye’nin her yerinde mermer çıkarılmaya devam ediliyor.” ifadelerine yer verdi.

“ORTA DOĞU, AMERİKA VE AVRUPA HÂLÂ GÜÇLÜ PAZARLARIMIZ”
İbrahim Alimoğlu, mermer sektöründeki küresel pazar değişimine dikkat çekerek, pandeminin ardından blok satıştan işlenmiş ürüne yöneldiklerini, Orta Doğu, Amerika ve Avrupa’nın ise Türkiye için güçlü pazarlar olmaya devam ettiğini belirtti. İbrahim Alimoğlu, “Taleplere göre dünyanın her yerine işlenmiş taş gönderiyoruz. Çin ve Hindistan bizim blok pazarımızdı. Ancak pandemiden sonra bu pazar biraz azaldı. Şu anda çoğunlukla işlenmiş ürüne yöneldik. Orta Doğu iyi bir pazar, Amerika iyi bir pazar, Avrupa da keza öyle. Bu kaynaklarımızı çok iyi kullandığımızı söyleyebilirim. Ama kendimizi de eleştirmemiz gerekirse, fiyat politikamızla dünyayla yeterince rekabet edemiyoruz. Birbirimizin fiyatlarını kırarak çok değerli taşlarımızı maalesef daha ucuza satıyoruz.” şeklinde konuştu.

ALİMOĞLU’NDAN GENÇLERE MERMER SEKTÖRÜ TAVSİYESİ
Mermerin geleceği parlak bir sektör olduğunu ve Türkiye’nin sahip olduğu zengin doğal kaynaklar sayesinde gençler için önemli kariyer fırsatları sunduğunu ifade eden Alimoğlu, “Mermer, binalarda ve yaşam alanlarında vazgeçilmez bir malzeme. Geleceği olan bir sektördür. Ülkemizde bu kaynakların tamamı mevcuttur. Ben özellikle maden mühendislerimize ve gençlerimize bu sektörü tavsiye ederim. Mermer sektörü onların ihtiyaçlarına cevap verecektir. Tabii bu biraz da sevme işi. Mermeri severlerse, dünyanın en uzak ülkelerinde bile canla başla çalışabilirler.” ifadelerinde bulundu.

“MADEN OLMAZSA HAYAT OLMAZ”
Afyonkarahisar’da madenciliğin stratejik önemine dikkat çeken Alimoğlu, madenlerin çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir şekilde işletildiğini söyleyerek, “Afyonkarahisar halkına şunu söylemek isterim: Ülkemiz Allah’ın bize verdiği en zengin maden yataklarına sahip ülkelerden biridir. Bu madenleri bizim işletmemiz gerekir. Çünkü hayatımızın her alanı madenle ilgilidir. Biz mermerciyiz, mermer çıkarıyoruz ama bunun yanında metalik madenler var, başka madenler var. Maalesef dış güçler tarafından madencilik, çevreyi kirletiyor, toprağı bitiriyor, suyu tüketiyor gibi algılarla çok eleştirildi. Oysa bir elma ağacının kullandığı suyu bile bir mermer ocağında kullanmıyoruz. Maden olmazsa hayat olmaz. Maden mutlaka olmalı. Bunu sadece Afyon halkı değil, herkes bilmeli. Basit bir örnek vereyim: Afyon İscehisar’da 100’den fazla mermer ocağı, yaklaşık 500 mermer fabrikası var. Ama İscehisarlı köydeki kardeşim hem hayvancılığını yapıyor hem tarımını sürdürüyor. Bizim kullandığımız alanlar çok büyük alanlar değil. Yüz hektarlık bir ruhsat alsak bile fiilen kullanılan alan bir-iki hektardır, geri kalanı köylüye bırakılır. Yani biz sürdürülebilir bir madencilik yapıyoruz. Su hepimizin ihtiyacı, buna saygımız var. Ama maden olmazsa olmazdır. Bugün çıkarılmazsa, yarın onların torunları bu topraklardaki kili çıkaracak. O kil, diş macununa kadar her alanda kullanılacak. Allah bu madenleri Türkiye’ye, bu topraklara vermiş; buradan çıkacak. Bu kargaşa ne zaman biter bilmiyorum ama madenin değerini anlamamız lazım. Madenciler bu ülkeye hiçbir zaman zarar vermemiştir, vermeyecektir.” dedi. ÖZEL HABER\ ELİF KELEM – HÜSEYİN ER
Yorumlar
Kalan Karakter: