Kurtuluş Savaşı yıllarında Afyon cephesinde asker olan Afyonlu Ahmet Çavuş'un hikayesi ise hatıra defterinde aktardıklarına göre şöyle;
"Keşif için üç kişi dağa tırmanmaya başladık. Yanımda saatli, tetikli, fitilli olmak üzere on bir bomba vardı. Arkamızdan da kırk kişi yollayacaklardı. Alacakaranlıkta tepenin bir boyun noktasına vardığımız zaman, beş on zabitin oturduklarını gördüm. Derhal bombalardan birini yakalayarak, 'Davranmayın, teslim olun!' diye haykırdım. Hepsi, ellerini kaldırdılar. Arkadaşlarım da yanıma gelmişlerdi. Ben önümüzde duran bir zabitin atını yularından yakalayarak çektim.
Sordular:
- Ne kadar kuvvetiniz var?
- Üç ordu, dedim. Tamamen muhasara altındasınız. Ya teslim olacaksınız, ya sizi grup ateşine vereceğiz!
- Hangi kıtaya kumanda ediyorsun? dediler.
- Alay kumandanıyım, dedim. Rütbemi sordular?
- Başçavuş... dediğim zaman hepsi hayret içerisinde kalmışlardı. Hayretlerini gidermek için devam ettim:
- Bizde onbaşıdan fırka kumandanı bile var, dedim.
Onlara, torbalarımızdan peksimet çıkarıp verdik. Onlar da bize, bol bol sigara ikram ettiler. Ceplerimizi doldurduk. Biz onları böylece esir aldıktan epey sonra Kaymakam Hüseyin Hüsnü Beyle tabur kumandanımız Fuat Bey geldiler. Hüseyin Hüsnü Bey, esir zabitlerin içlerinden birini, eliyle işaret ederek bana sordu:
- Bu zabitin kim olduğunu biliyor musun?
- Ne bileyim, dedim. Elin düşmanı... Babamın oğlu değil ya!..
Fuat Bey'in gözleri faltaşı gibi açılmıştı:
- Trikopis, Trikopis! diye haykırdı. Yunan Başkumandanı!
Trikopis'i Uşak'a kadar getirdik. Orada bana bir istiklâl madalyası yazdılar. Trikopis'in esvaplarını da bana hediye ettiler. Geçen seneye kadar bu esvapları giyerdim. Şimdi bunlar azıcık eskidi, dışarıya gelmiyor." hatıra defterinden kalanlardan bu günlere ulaşanlar bu şekilde kalırken Ahmet Çavuş, savaştan sonra Afyon'da Başgardiyan olarak çalıştı.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: