(Dünden Devam)
1885 yılında Afyon'da dünyaya gelen Asiye Mülazımoğlu'nun babası Küçük Aşığın torunu olan Mehmet Bahaeddin Efendi, Annesi ise Zakire Hanım'dır Asiye Hanım dedesinden kendisine intikal eden bu cübbenin üzerine yıllarca titrer, istiklal savaşında Yunan işgalinde memleketlerini terk etmek zorunda kaldıkları günlerde bile cübbeyi yanından ayırmaz Sandıklı, Isparta ve Akşehir'e gittiklerinde zaruri eşyaları ile birlikte bu cübbeyi daima yanında taşır.
Asiye Hanım'ın kocası Tahir Bey, Kastamonu hapishanesine Müdür olarak tayin edildiği zaman Mülazımoğlu Ailesi de nihayet Kastamonu'ya gelip yerleşir. işte bu günlerde uzun yıllar dolaştırılan cübbede asıl sahibini bulmuş olur. Babası Bahaeddin ile birlikte Bediüzzamana giden Asiye Hanım, Mevlana Halid'in emaneti olan bu asırlık yadigarı sahibine teslim eder. Cübbenin sahibi," Asiye'nin duası kabul oldu" diyerek uzun yılların iştiyakını hasretini ifade etmiştir. Asiye Hanım'ın ismi ve hizmetleri Risale-i Nur'un lahikalarında yer yer zikredilir.
Mevlana Halid Hazretlerinin bu cübbesi Bediüzzamanın yanında kalmıştır. Yıllar sonra, 1950 yılı son baharında Urfalı Vahdi Gayberi Emirdağ'ına ziyaret geldiği zaman üstad bu mübarek cübbe ile birlikte bazı eşyalarını Urfa'ya götürmesi için verir. Mevlana Halid'in cübbesi bugün Urfa'da Abdulkadir Badilli tarafından muhafaza edilmektedir. Kahir Mahallesinde bulunan Hacı Aşık Mehmet mescidinin ne zaman ve kimin tarafından inşa ettirildiği bilinmiyor. Yazar fikri Yazıcıoğlu, Hacı Aşık Mehmet Efendi'nin Nakşibendi tarikatı Şeyhi Halid efendiden icazet aldıktan sonra Afyonkarahisar'a gelerek Kendi isim ile anılan Hacı Aşık Camisinde ders okutmaya başladığını nakletmektedir. Binanın tekke medrese ve mescit olarak kullanıldığı da anlaşılmaktadır. Mehmet Aşık Efendi vasıtasıyla Nakşibendi tarikatına dahil olan Karahisar-ı sahip muhassılı Dilaver Mehmet Paşa 1839 tarihli vakfiyesinde belirttiğine göre kahir mahallesinde bir arsa üzerine üst katı mescit ve alt katıda bir mağaza, 4 oda 2 tuvalet çeşme ve bir miktar avludan müteşekkil bir hangar yaptırır.
Hacı Aşık Efendi bu mescitte imam ve hatip, ayrıca hangarda ders veren Şeyh olarak görevlendirilir. Dilaver paşanın Hacı Aşık Efendi için yaptırdığı Fevziye adı verilen Cami ve Medresenin 1839 yılında tamamlandığına dair Şair Çizmecioğlu Osman tarafından tarih düşülmüştür.
Zamanla Medrese ile tekkenin yıkılması ve Mescidinin kullanılmaz hale gelmesi ile 1969 yılında 2 katlı olarak yeniden yapılmış, minaresi ise 1978 yılında inşa edilmiştir. Vakıf, Karahisarı muhassılı Dilaver Mehmet Paşa tarafından, Müftü Ali Feyzioğlu Efendi turunç zade Ali Bey, Musa Hocazade Ali Efendi vs. kişilerin şehadetleri ile 1839 tarihinde kurulur. Vakfiyede belirtildiğine göre Dilaver Mehmet Paşa seri mahkemede Hasan oğlu Süleyman efendiyi Mütevelli tayin ederek Karahisarlı sahibi de Kahir Mahallesinde Turunç zadeler konağı, Turunç zade takir ağa evi ve Hacı Aşık efendi evi komşu olan arsa evi üst katı mescit ve alt katıda bir mağaza, 4 oda, 2 tuvalet, çeşme ve bir miktar avludan müteşekkil han gah yaptırılmıştır. Dilaver Mehmet paşa söz konusu yapıyı Şeyh'i Hacı Aşık efendinin bu mescitte imam ve hatip olmasını, ayrıca Han gah da irşat görevini yürütecek şeyhlik görevini üstlenmesini ve han gahın Nakşibendi tarikatı tekkesini şart koşarak vakfetmiştir Hacı Aşık Efendinin vefatından sonra ehil ise erkek evladı nesli, kuşaktan kuşağa mescide imam ve hatip, hangahından şeyh'i olacak, postnişliğine uygun olunmazsa, tarikatı nakşıbendiyeyi halidiyye şeyhlerinden onların uygun göreceği bir kişi postniş olacak.
Erkek evladı nesli kesilecek olursa şerri mahkeme aracılığı ile tarikatı nakşibendiyyeyi halidiyye halifelerinden birisi tayin edilerek tarikat eğitimi ve kuralları yerine getirecektir. Dilaver paşa Hüdavendigar eyaleti müşiri olduğu sırada zaviyenin bakım ve tamiri dervişlerin yiyecek vs. İhtiyaçlarının karşılanması için çapak köyünde ve dolap önü isimli yerdeki 397.5 dönümlük çayırını yoğurt yemez tımarından 16 Ağustos 1844 tarihinde divanı hümayundan alınan temlik senedi ile Hacı Aşık Efendiye tapu ettirerek zaviye ye vakfeder. Camide İmam ve hatip Medresede Müderrislik görevinde bulunan Aşık Mehmet Efendi'nin (ölümü 27.07.1848) Emine, Fitnet, Nahile, rahime isminde 4 kızı bulunmaktadır vefatından sonra dilaver paşanın vakfiyesinde belirttiği şartlara göre, Şeyh efendinin damadı ve talebelerinden Bekir Kadızade Şeyh Mehmet Fevzi 30 yaşında iken hakim kararı ile hangahın şeyhi Caminin imamı ve hatibi olmuş bununla ilgili beratın gönderilmesi hususu da 17.05.1858 tarihinde arz edilmiştir. Mustafa oğlu Şeyh Mehmed Efendi'nin vefatından sonra Caminin hitabet görevi oğlu Mehmet Halid'e yine Cami'nin imamet ve hangahın Şeyhlik görevi Mehmet Halid ile kardeşi Ahmet Bahaeddin'e intikal etmiştir. Ancak yaşlarının küçük olmasından dolayı çocuklar rüşt oluncaya kadar bu görevler 1860 yılında Şeyhülislam ve evkaf nazili izniyle Afyonkarahisar'ın müftülerinden dönemin Nakşibendi halifelerinden Ömer oğlu yunusa vekaleten verilmiştir. Ancak Mehmet Halid'in vefat etmesi ile yarı hisse hakkı, 1854 tarihinde kardeş Ahmet Bahaeddin'e intikal etmiştir Turunç zade Mustafa oğlu Ali bey, 1854 tarihinde kurduğu vakfın gelirlerinden karşılamak üzere Şeyh'i Hacı Aşık Efendinin hangahında okuyan talebeler için senede 35 vukiyye haşhaş yağının oda sayısına taksim edilmesini Camide kendisinin aldığı avize kandilleri için 6 vukiyye zeytin yağı verilmesini, avize ve kandiller
kırılacak olursa yenisinin alınmasını mihrap önünde ve arkas::ıda olan 1amdanlar için yıllık 12 vukiyye alınmasını şart koşarak vakfetmiştir. Ali bey'in ayrıca bazı kitapları vakfettiği görülmektedir buna göre, basma bir cilt tıp yan, 1 cilt Şerh-i Divani Hz. Ali 1 cilt İsmail Ankaravinin şerhi füsusi hikemi 1 cilt tercümei mevahibi ledünniye, 1 cilt şemaili şerif isimli kitaplarının Hacı Aşık efendinin kitaplarına katılmasını ist'emiştir. Yakın dönemlerde Turunçzade Ali Bey vakfındaki vakıf şartlarından bir kısmını yerine getirilmesi sebebiyle vakfiyesinde belirtilen Hacı Aşık Mehmet Efendi tekkesi odalarına senede 35 kıyye haşhaş yağı yine Hacı Aşık Mehmet Efendi Cami avizeleri için senede 6 kıyye zeytin yağı ayrıca Caminin mihrabına senede 12 kıyye mum temini şartları 1942 yılında idare meclisi kararınca 1943 yılında da muamelat müdürlüğü tarafından imaretlere tahsis edilmiştir.
Harcamaların her yılın raişine göre düzenleneceği belirtilmekte olup vakfiyedeki hizmetler 1944 yılında denkleştirilmiştir. Aşık Mehmet efendinin talebelerinden olan Karahisarı Sahip Muhassılı Dilaver Mehmet Paşa Şeyh için kahil mahallesinde 1 · arsa üzerine üst katı mescit ve alt katında bir mağaza, 4 oda, 2 tuvalet, çeşmeli avlu ihtiva eden bir hangah yaptırmış ve 24.09.1839 tarihinde vakfını kurdurmuştur. Şeyh hacı Aşık Efendi de bu mescide İmam-hatip Hangahada ders verici Şeyh olarak görevlendirilmiştir. 1 dershane 4 odadan müteşekkil olan medrese müderris müftü yunus efendinin 1905 yılında vefatıyla kapanmıştır. Medrese daha sonra tekrar açılmış olmalıdır çünkü 1914 yılında mevcut olan medreseleri gösteren bir mahkeme kaydı da bu medresenin ve müderrisi Müftü zade Bekir efendinin ismide yer almaktadır. Zamanla medrese ile tekke yıkılmış ve mescit kullanılmaz hale gelmiştir eski yapı 1969 yılında yıkılarak mescit kısmı 2 katlı olarak yapılmıştır.
(Son)