Ah o 80’ler 90’lar yok mu?
Ne güzeldi o yıllar.
Bu gece hangi kanalda kimin dizisi var gibi bir dert yoktu.
Tek kanal otur ne konursa onu izle.
Dallas vardı, Bonanza vardı, Gölge vardı, Pazar sineması vardı, her Pazar kovboy filmi vardı.
Hatırladınız değil mi?
Birde Altın Kızlar vardı.
En çok güldüğümüz ve keyifle izlediğimiz iki dizi vardı.
Sitcom denilen dizi mantığını Cosby Ailesi ve Altın Kızlar’la öğrendik.
Bir evin içinde yapılan harika bir aile komedisiydi.
Özellikle Altın Kızlar yediden yetmişi ekran başına kilitliyordu.
Emekli olup huzur bulmak için Miami’ye yerleşen ve aynı evde yaşayan dört yaşlı kadının komik maceralarını anlatan Altın Kızlar, hayata sımsıkı bağlı ve kalan zamanlarını eğlenceli geçirmek isteyen insanları konu ediniyordu.
Sürekli komik ve ilginç olaylara tanık olan bu dört kadının olaylara bakış açıları, birbirleri ile çekişmeleri ancak içten içe birbirlerini sevmeleri gibi önemli detaylara sahip dizi, yayınlandığı dönem olan 1985-1992 arasında çok önemli bir hayran kitlesine sahipti.
Tam 180 bölüm yayınlanan dizi, 4 Altın Küre ödülünü alarak hak edilmiş bir başarıya ulaştı.
Dizinin kahramanları Rose, Blanche, Dorothy ve Sophia’dan oluşuyordu.
Hatta o kadar sevildi ki o yıllarda çıkmaya başlayan özel kanallar Altın Kızlar’ın yerli versiyonunu çakmasını yaptılar.
2009 yılında Fatma Girik, Türkan Şoray, Filiz Akın ve Nevra Serezli gibi Türk sinemasının en başarılı isimlerini bir araya getirdi.
Ancak kadro ne kadar iyi olursa olsun kalbimize taht kuran sanatçılarda olsa sonuçta taklitti.
O nedenle o muhteşem kadroya rağmen ancak 5 bölüm yayında kaldı.
Neyse biraz geçmişe gittik.
Ama ne güzeldi değil mi o yıllar.
Ne varsa eskilerde var.
Önceki gün Cafelife Vitamin’de Hafize Özmen ve arkadaşlarının meşhur gün buluşması vardı.
Hazırlıklar yapıldı ve gün buluşması için Özmen ve arkadaşlarını beklemeye başladık.
Birçoğunu başka ortamlardan, tiyatroya gelip gitmelerinden tanıyoruz.
Genellikle kısa ayaküstü sohbetlerimiz olmuştu.
Gün toplantıları bitti, oturup birlikte sohbet etmeye başladık.
Öğle saat 13.00’da başlayan gün akşam saatlerinde 19.00’da bitti.
Tam altı saat süren inanılmaz bir sohbete tanıklık ettim.
Ama aslında tam olarak sohbet ettiler, ettik diyemem.
Adı konuşmamış bir ortam vardı.
Kahveler söylendi, Melahat Saraçoğlu ters çevrilen kahve fincanlarının falına baktı.
Bana da baya kısmetli, kalpli, yolculukların olduğu bir fal çıktı.
Fala inanma ama falsız da kalma işte baktırdık bizde.
Bu muhteşem 8 kadınla sohbet ederken biran gözlerimin önüne Altın Kızlar sitcom’u geldi.
Tıpkı onlar gibi sürekli bir biriyle didişiyorlar.
Bir birine laf atmalar sormayın gitsin.
Dışarıdan gören biri kavga ettiklerini sanırlar.
O kadar güzel atışıyorlar ki kahkahalar havada uçuşuyor.
Masanın en kıdemlisi Melahat Saraçoğlu çoğunlukla onunla uğraşıyorlar.
Melahat Hanım o kadar harika karşılıklar veriyor ki hepsine bedel.
Özellikle Nesrin Yavuz ve Mualla Toprakçı’ya karşı verdiği karşılıklar tam bir Altın Kızlar sitcom replikleri gibi.
Aynı saniyeler içinde hem bir birini iğneleyip, hem de nasıl sevgi gösterdiklerini büyük bir keyifle izledim.
Bu sekiz kadın arasındaki dostluk o kadar uzun yıllara dayanıyor ki en yenisi 7 yıllık.
Bir kısmı ise 30 yılı aşmış durumda.
Onların o doğal sohbetlerini gizli bir kameraya alsanız inanılmaz bir izleyici kitlesine sahip olur.
Hani bir zamanlar “Biri Bizi Gözetliyor BBG” evi vardı.
Öyle bir eve bu kadınları koysanız inanın sabahtan akşama kadar kimse başka bir şey izlemez.
O zaman, evlendirme, yemek, gelinim mutfakta falan gibi ne Türk örf ve adetlerine uyan nede topluma hiçbir katkısı olmayan programların pabucu dama atılır.
Muhteşem bir dostluk, dayanışma, arkadaşlık, sevgi, samimiyet ne isterseniz vardı.
Elbette buradan yazamayacağım bazı özel planları da var.
Hatta hedeflerinden biri benim ama onları size anlatamam.
Bire bir birçoğunu tanıdığım bu harika sekiz kadınla inanılmaz güzel ve keyifli bir gün geçirdim.
Bu konuda kıymetli dostum kankam Hafize Özmen’e teşekkür ediyorum.
Beni bu harika kadınlarla tanıştırdığı ve sohbetlerine ortak ettiği için.
Bence gerçek Altın Kızlar onlardı.
Rol yok, yapmacık bir durum yok, doğal, organik.
Teşekkürler Afyon’un “Altın Kızları” Melahat Saraçoğlu, Nesrin Yavuz, Nazan Aksu, İsmahan Nergis, Mualla Toprakçı, Hafize Özmen, Gonca Anıkaydın ve Meral Doğan gibi güzel insanların samimi ve sıcak sohbetlerine eşlik ettiğim içim çok teşekkürler.
Yeniden görüşmek üzere.