Çok değil sadece 8 ay kadar önce siyasetin en hareketli partisi İYİ Partiydi.
Şehrin en gözde isimleri Milletvekili olmak için bir biri ile yarışıyordu.
Bu sadece Afyon’da değil yurt genelinde öyleydi.
Türkiye’de uzun zamandır boşluğu hissedilen merkez sağın yeni adresi olmaya yakın bir parti.
Milliyetçi ve Doğruyol geleneği buluşturan yeni bir model olarak karşımıza çıkıyordu.
Genel Başkan Meral Akşener’de güçlü bir kadın lider profili çiziyordu.
Akşener’i İç İşleri Bakanlığı yaptığı Tansu Çiller’in Başbakan olduğu yıllardan bilen bir gazeteciyim.
Tansu Çiller’in sağ kolu diye bileceğimiz bir isimdi.
O zamanlar bir döneme damgasını vuran meşhur Susurluk kazası sonrası ortaya çıkan skandaldan sonra dönemin İç İşleri Bakanı Mehmet Ağar’ın görevden alınıp Başbakan Tansu Çiller’in gözdesi Meral Akşener İç İşleri Bakanı oldu.
Bu bakanlık bir yıl bile sürmedi.
Benim aklımda kalan bir tek olay var.
Gece yarısı Saat 02.00 İç İşleri Bakanı Meral Akşener, yanına Kemal Çelik’i alarak Başbakan Tansu Çiller’in evine gidiyor.
Çiller’le görüştükten sonra saat 03.00 gibi Emniyet Genel Müdürlüğüne giderek, o zamanki Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel’in kilitli olan genel müdürlük makam odasının kapısını kırdırıp yerine gece yarısı operasyonu ile Kemal Çelik’i genel nüdür olarak oturtmasıyla aklımda kaldı.
Bu asla kabul etmediğim bir olay.
Bakan’da olsanız Devletin Emniyet Genel Müdürlüğünün kapısı kırılarak genel müdür değişikliği olmaz.
Bu ancak darbeci bir zihniyetin eseri olur.
Buna rağmen İYİ Parti ile merkez sağın yeni adresi olmaya aday bir çizgi yakaladı.
Ancak hem kendi partisi içinde, hem de 6’lı masa denilen Millet İttifakı sürecini iyi yönetemedi.
Hatta krizin mimarı oldu.
O zamanki anketlerde %18’lere kadar çıkan oy potansiyeli bir anda % 7’lere kadar geriledi.
Şimdi ne durumda bilmek imkansız.
Seçimden sonrada istifa eden milletvekilleri, belediye meclis üyeleri, il ve ilçe başkanları istifa ederek İYİ Parti kan kaybetmeye devam ediyor.
Bununla da kalmadı taciz iddiaları, kayıp paralar, özel kalem ve Akşener’in oğlunun partinin parasını yönettiği ve dağıttığı iddiaları canlı yanınlar da tartışılır hale geldi.
Durum böyle olunca İYİ Partiye rağbet azaldı.
Hatta uzunca bir süre İl Başkanı Muhammed Mısırlıoğlu’nun belediye başkan adaylığına hazırlandığını herkes biliyor.
Özellikle Muhammet Mısırlıoğlu ve Hakan Şeref Olgun ittifakı bu amaçla kurulmuş, il ve ilçe örgütlerini ona göre dizayn etmişlerdi.
Olgun amacına ulaştı.
Ama Muhammet Mısırlıoğlu’nun hevesi kursağında kaldı.
Geçen hafta Genel Başkan Meral Akşener’le görüşmeye giden Mısırlıoğlu, ne olduysa, “Belediye Başkan adayı olmayacak” diye bir haber paylaşıldı.
Bazı kulislerde aslında Mısırlıoğlu’nun adaylık için gittiği ama Meral Akşener’in, “Kazanamazsın boşuna aday olma” dediği konuşuluyor.
Durum böyleyse çıkacak aday formaliteden öteye geçmeyecek.
Peki Alper Yağcı aday adayı oldu.
İlçe ve bazı belde adaylarını bile Ankara’da gurup toplantısında Meral Akşener tanıttı Alper Yağcı için ise İl Başkanlığında sade bir basın açıklaması yapıldı.
Oysa gösteriş ve şovu seven Mısırlıoğlu yeri göğü inletmesi gerekirdi.
Basın toplantısında da herkesin gayet resmi ve ciddi bir tavır içinde olması neye alamet anlamadım.
Sanki zorla yan yana gelmişler gibi.
Bu süreçten sonra Mısırlıoğlu ve Milletvekili Olgun flaş birilerini bulurlar mı?, işin şovunu sonraya bırakmış olabilirler mi?
Yoksa İYİ Parti’de olup olacağı bu mu? bekleyip göreceğiz.
Ama ortada bir gerçek var.
Yerel seçimlerde İYİ Parti’ye rağbet yok.