Siyaset biraz hızlanır gibi olmuştu.
Sonra bir anda durdu.
Herkes bir birinin hamle yapmasını bekliyor.
Bekliyor ama ortada hala bir seçim tarihi olmadığı için kimse ne yapacağını bilmiyor.
MHP Genel Başkanı muhalefete, “Cumhurbaşkanı adayınızı açıklayın” diyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Çık karşıma adaylığını açıkla” diyor.
Muhalefettekiler ve 6’lı masa ise “O iş kolay hele bir siz seçim tarihini bir açıklayın bakalım” diyor.
Yani herkes bir birinin hamlesini bekliyor.
Satranç oynar gibi.
Daha önce böyle bir durum pek olmamıştı.
Her şey büyük bir gizlilik içinde ilerliyor.
Örnek vermek gerekirse, 6’lı masa 8 kez bir araya geldi, alt birimler 45 defa toplandı ama havanda su dövüyorlar diye eleştirilmeye başlanmıştı.
9. toplantıda havanda su dövülmemiş.
Seçimi kazanırlarsa nasıl bir yönetim sergileyeceklerinin yol haritası çıkmış.
Bir anayasa taslağı hazırlanmış.
Önemli bir çalışma.
Düşünün bu güne kadar yapılan birçok anayasa bir bilemedin 2 parti tarafından yapıldı ya da yaptırıldı.
Oysa 6 siyasi parti, CHP, İYİ Parti, Sadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti bir araya gelerek hazırladı.
Üstelik hepside bir birinden farklı görüşteki partiler.
CHP’yi sol kesimin temsilcisi olarak sayarsak, İYİ Parti Milliyetçi Merkez parti diye biliriz.
Demokrat Parti tam anlamıyla merkezin orta direği olarak söyleye biliriz.
Sadet Partisi muhafazakar ve İslam tabanlı.
Deva ve Gelecek partileri ise muhafazakar merkeze kayan bir yapısı var.
Yani yıllar önce Turgut Özal’ın dört eğilim dediği mantığa yatkın bir oluşum var karşımızda.
45’den fazla alt komisyonların bir araya gelip çalıştıkları ve 6 genel başkanın da 9 kez bir araya gelip saatler süren çalışmasından sonra yeni bir Anayasa taslağı hazırlamışlar.
Elbette bu hazırlık çok güzel ama.
Ama yeterli değil tabi ki.
Bunun halka sunulması, onların görüş ve yaklaşımları önemli.
Bu dosya anayasa uzmanları bilim adamlarına sunulmalı.
Onların fikri ve önerileri alınmalı.
Yapılmak istenen anayasa lokal sadece bize özgü olmamalı.
Yapılması planlanan anayasa Avrupa ve dünya normlarına uyumlu, çağdaş ve modern bir anayasa olmalı.
Türk tipi, bize has gibi olmamalı.
Ve elbette diğer partilerinde öneri ve görüşleriyle toplumsal mutabakat sağlanacak bir anayasaya ihtiyacımızın olduğu bir gerçek.
Bir hatırlatmaya daha izin verin.
12 Eylül 1980 Askeri Cuntası tarafından yapılan son anayasayı Turgut Özal’dan bu yana her genel başkan, her hükümet, her başbakan değiştirmek ve yeni bir anayasa yapmak istiyor.
Muhalefetteyken isteyenler koltuğa geçince unutuyorlar.
Çünkü o anayasa hükümetlerin işine yarıyor.
Kendilerine uymayan yerleri değiştirip duruyorlar o kadar.
Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan ve AK Parti hükümetleri anayasanın çeşitli bölümlerini defalarca değiştirdi.
Ama hiç birisi yeni bir anayasa yapmadı.
Neyse asıl konumuza dönelim.
Ortada henüz bir seçim tarihi olmadığı için herkes bir birinden hamle bekliyor.
Seçimler Haziran’da mı olacak?
Yoksa Mayıs’ta mı?
Haziran’da okulların kapanma dönemi, sınavlar ve hatta Kurban Bayramı var.
Bu kadar telaşa birde seçim eklenir mi?
Yoksa bir ay öne çekilir mi?
Tüm bunlar cevap bekleyen sorular.
Bu sorular cevap bulamadığı için ne 6’lı masa Cumhurbaşkanı adayını açıklıyor.
Ne de milletvekili olmak isteyenler ortaya çıkıyor.
Afyonkarahisar’da AK Parti, İYİ Parti ve CHP’den çıkacak olan aday adayları beklemeye geçmiş durumdalar.
MHP’de derin bir sessizlik var.
Diğer partilerde ufak tefek kıpırdanmalar var ama onlardan da bir hamle yok.
Gözler ve kulaklar Ankara’da.
Daha doğrusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da.
Onun vereceği karara göre seçim startı verilecek.
Birçok kişi parasını hazırladı.
Milletvekili adayı olabilmek için partiye yatıracağı parasını, afiş, kalem, çakmak, ajanda, reklam bütçesi oluşturdu.
Küçük adımlar dışında kimse öne çıkmıyor.
Herkesin aklı seçim takviminde.