Her milletin ve her dinin kendine has milli ve dini bayramları vardır. Bizim dini bayramlarımız ramazan ve kurban bayramları olurken, Milli Bayramlarımızda Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı, Gençlik ve Spor bayramı, Zafer bayramı ve Cumhuriyet bayramından oluşmaktadır.
Sevgili okurlarım . bu yazımda siz değerli okurlarıma dini bayramlarımızın faziletinden kısaca bahsetmek istiyorum. Önce şunu iyi bilelim ki, bayram günlerinin fazileti çok büyüktür. Niçin bayram yapıyoruz sorusu aklımıza gelebilir. Sevgili dostlar; ramazanın bittiği için, oruçtan kurtulduğumuz için değil, günahlarımızın af olduğu için, büyük sevap ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıyoruz.
Peygamber efendimiz hadisi şeriflerinde “ Rahmet kapıları dört gece açılır o gecelerden yapılan dua, tövbe reddolunmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci geceleri, Berat gecesi ve Arife gecesi”(İsfehani) “ Ramazan ve kurban bayramının ihya eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez” (İbni Mace, Taberani) “ Ramazan ayında özel sevaplar bilinmiş olsaydı, bütün yılın Ramazan olması istenirdi” (Ebu Nasr) buyurmuştur.
Bayramda ne yapmamız, nasıl davranmamız gerekir şimdi de kısaca ondan bahsedelim. Bayram günü erken kalkıp mümkünse gusletmeli, güzel koku sürünüp yeni elbiselerimizi giymeli, sevdiğini belli ederek karşılaştığımız müminlere güler yüzlü selam vermeli, fakirlere sadaka verip, dargınları barıştırmalı, akrabaları ve kimsesiz yardıma muhtaç insanları ziyaret ederek hediye götürmemiz. Peygamber efendimizin sünnettir. Ramazan bayramı namazından önce mümkünse tatlı(hurma) yemek.(bunu da 1,3,5 gibi tek) camiye ayrı yollardan gidip gelmek de sünnettir.
Sevgili dostlar bayram günleri sevinç ve neşe günlerimizdir. Hz Ebu Bekir (r.a) bir bayram günü kızı Hz. Aişe validemizin evine gitti. Orada iki cariyenin tef çalarak oynadığını gördü. Hz. Ebu Bekir “ Rasulullahın evinde böyle bir şey yapılmasını uygun olmadığını bildirerek onların onların oyunlarına son vermelerini” istedi. İki cihan güneşi peygamber efendimize Hz Ebu Bekir’e “onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır. Buda bizim bayramımızdır. Bayram, sevin günlerdir” (buhari) buyurdu. Bu sevinç günleri olan bayramı sadece kendimiz değil tüm komşularımızla yaşamaya çalışmalıyız. Mahallemizde fakir, yoksul ve öksüzleri görüp gözetmeli, en azından imkanlar ölçüsünde yiyecek, giyecek ve ceplerine üç beş kuruş harçlık koyarak onlarında bayramı sevinçle geçirmelerine vesile olmalıyız. Yetim ve öksüzlerin başını okşayarak onların yalnız olmadıklarını bildirmemiz gerekir.
Sevgili okurlar bayram günleri küslerin dargınların birbiriyle barıştıkları, kucaklaştıkları günler olmalıdır. Dargın olanların bayramı dahi beklemeden bir an önce barışmaları gerekir. Allah ve peygamberini seven insanların ufak tefek kusurlarına bakıp ona küsmez hoşgörülü olur. İyi insan herkesle iyi geçinir kendisine yapılmasını istemediği hareketleri başkasına yapmaz. Başkalarına sıkıntı vermez. Onlardan gelen sıkıntılara da Allah’ın rızasını kazanmak uğruna sabreder. Şunu bilelim ki, dargınlık üç günden azla sürmemeli. Bir an önce barışmalıdır. Peygamber efendimiz hadisi şeriflerinde “ birbirine dargın iki kişiden hangisi önce selam verirse günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa melekler alır selam almayana da şeytan sevinçle iltifatta bulunur” (i. Şeybe) buyuruyor.
Bu vesile ile Türk İslam aleminin Ramazan bayramlarını tebrik eder daha nice bayramlara, birlik beraberlik, sağlık ve mutlulukla erişmelerini cenabı Allahtan niyaz ederim geçen sene bayram da aramızda olup bu bayram aramızda olmayan geçmişlerimize, kardeşlerimize Allah rahmetiyle muamele eylesin mekanları cennet olsun peygamber efendimize komşu olsunlar inşallah.