Ticarette dürüstlük doğruluk Kur’an’ı Kerimde 10 yerde geçen ayetler ile peygamber efendimizin pek çok hadisleri ile tavsiye edilmiş, İslama göre Müslümanlarda olması gereken ticaret ve alışveriş kriterleri, ticaret ahlakı, tespit edilerek biz kullarına bildirilmiştir.
Allahu Teala Kur'an'ı Keriminde "Eğer hile yapıp seni oyuna getirmek isterlerse bile hiç endişe etme Allah sana yeter! Kendi yardımıyla ve müminlerle seni destekleyen yalnız odur (Enfal 62) Buyuruyor. Peygamber efendimiz de bir hadislerinde "Bize silah çeken bizden değildir. Bize hile yapıp aldatanda bizden değildir (Müslim) buyuruyor.
Sevgili okurlar dürüst, hakkıyla ticaret yapanların başımızın üzerinde yeri var. Amma alışverişlerde pazarlarda hep şahit oluyoruz. İki tane çürük meyveyi nasıl poşete koyarım derdinde bazı insanlar. Sattığı malı nasıl tarttığına gözün ilişmiyor. Daha terazi kendine gelmeden hemen malı alıp alıcıya veriyor. Buradan kaçırdığı 3-5 gramı da kardan sayıp, helal kazancına haram katıyor. Şunu tüccar kardeşlerimizin bilmesinde fayda var Peygamber efendimiz "Doğru sözlü dürüst ve güvenilir tüccar, Nebiler, sıdıklar ve şehitlerle beraberdir buyuruyor. Tüccar kardeşlerimizin ticaretini yaparken daha dikkatli olmaları için asrı saadetten bir örnek verelim.
Ebu Hüreyre (RA) dan nakledilen bir hadisi şerife göre Peygamber efendimiz pazarı dolaşırken bir buğday satıcısına rastladı. Buğdaya elini koyduğunda buğdayın altının ıslak olduğunu gördü ve "Ey zahireci bu ıslaklık nedir" diye sordu. Zahireci Ey Allah’ın Rasulü yağmurda ıslandı" dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz de "İnsanların görüp aldanmaması için o ıslak kısmı buğdayın üstüne çıkarsaydın ya. "KİM BİZİ ALDATIRSA, BİZDEN DEĞİLDİR" diyerek asırlarca sürecek ticaret ahlakının temelini atmış oldu. Müslümanları hile yaparak aldatmak bir Müslümanın yapacağı bir iş değildir. Buna rağmen hileli mal satarak vatandaşı kandıran tüccarın ahretteki durumunu da hatırlatmak için asrı saadetten yaşanmış diğer bir olayı siz değerli okurlarıma hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Tefsir ve fıkıh alanında otorite sayılan, çok sayıda hadisi şerif rivayet eden, Peygamber efendimizin amcasının oğlu sahabei kiramdan Abdullah Bin Abbasın yanına bir topluluk geldi ve "Biz, haccetmek için yola çıktık. Zatü's Sifah denilen mevkie geldiğimizde bir arkadaşımız orada öldü. Onu yıkayıp kefenledik. Defnetmek için bir kabir kazdığımızda kabrin içinde kabri dolduracak büyüklükte siyah bir yılan gördük. Kazdığımız yeri bırakıp başka bir kabir daha kazdık. Onun içinde de aynı büyüklükte siyah bir yılan gördük. O kabri de bırakıp üçüncü kabir kazdık fakat orada da aynı şekilde siyah bir yılan olduğunu görünce her şeyi bırakıp, size geldik" dediler.
Abdullah bin Abbas (RA) gördüğünüz o yılan, arkadaşınızın işlemiş olduğu kötü amelleridir. Kazdığınız kabirlerden her hangi birine arkadaşınızı defnedin. Allaha yemin ederim ki bütün yeryüzünü de kazsanız o yılanı göreceksiniz. Arkadaşınızın bu halini, kavminize de haber veriniz ki ibret alsınlar" diyerek onlara öğüt verdi. O topluluk, ölen arkadaşlarını defnedip beldelerine döndüklerinde ölen arkadaşlarının eşyalarını vermek ve onun halini anlatmak için ailesinin yanına gittiler. Hanımına kocanız "Ne işle meşgul olurdu. Bunun sebebi ne olabilir diye sual ettiler. Ölen adamın hanımı "O, Buğday satardı. Her gün buğday çuvallarının içerisinden bir miktar buğday alır aldığı belli olmasın diye de çuvalların boşalan kısmına saman doldururdu. Böylece insanları aldatırdı" diye cevap verdi.
Evet, sevgili okurlarım insanları kandırıp aldatmanın şakası yok. Belki bu dünyada insanları kandırıp haksız kazanç elde edebiliriz. Amma şunu iyi bilmemiz gerekir ki kıyamet gününde bu yaptığımız yolsuzluklar bize geri döner. Allah korusun bu aldatmalar, Cehenneme gitmemize sebep olur. Mezhebimizin kurucusu İmamı Azam Ebu Hanife efendimiz dükkânından söylenmeden hatalı bir kumaşın satılması nedeniyle dükkânında bulunan bütün kumaşları fakirlere dağıtmıştır. Allah şeytana uymadan, kimseyi aldatmadan hakkıyla ticaret yapan kullarından eylesin.