Bir hafta sonra tekrar sizlerin huzurundayım. Bu haftaki yazıma başlamadan önce önceki yazılarıma göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı sonsuz teşekkür ediyorum. Bu hafta karşınıza Osmanlı Devleti’nin tarihe damga vurmuş bir padişahtan bahsedeceğim.
YILDIRIM BAYEZİD
Osmanlı Devleti’nin dördüncü padişahı. I.Murat babası Gülçiçek Hatun ise annesidir.1389’dan 1402 yılına kadar hükümdarlık yaptı. Yıldırım Bayezid ‘in birçok kez kırılma noktasına rastlıyoruz. Bunlardan birincisi Sırplara karşı savaşılan 1.Kosova Savaşı diyebiliriz.Savaşta Bayezid,Osmanlı ordusunun sağ kanadının komutanlığını yaptı savaşta büyük kahramanlık gösterdi ve savaşın Osmanlılar tarafından
kazanılmasında komutası altında bulunan Osmanlı sağ kanadının Sırplara bir karşı taarruz ile Sırp ordusunu çökertmesi çok önemli bir katkı sağladı.Babası Sultan Murad,bu savaş sonunda bir Sırp Soylusu olan Milos Obilic tarafından öldürüldü ve devlet ileri gelenleri tarafından Osmanlı Devleti’nin başına Bayezid geçti.Bayezid başa geçtikten sonra düşman askerlerinin peşinde olan kardeşi Yakup Çelebi çağırtılarak çadırda boğdurttu. Bayezid Anadolu işlerini bırakıp Rumeli’deki sıkıntıları çözmek için icraatlarına başladı. Sırplarla olan sorunları çözmek istedi.Yapılan anlaşmalar sonunda Sırplar için yıllık vergi ödenmesi tayin edildi ve yeni kralın kız kardeşi Mara Despina'nın Bayezid ile evlenmesi için anlaşma yapıldı. Yeni bir Hristiyan ittifakını önlemek amacıyla Vidin, Eflak ve Bosna yörelerine Paşa Yiğit, Hoca Firuz ve diğer akıncı beyleri komutasında akıncı birlikleri sevk edildi.Bayazid ,Rumeli de sağladığı başarılara rağmen Haçlı Ordusu da çalışmalarına devam ediyordu.Nitekim 23 Eylül 1396 tarihinde Rumeli'de ilerlemekte olan Haçlı Ordusu'nu Niğbolu Muharebesi ile mağlubiyete uğrattı. Haçlı Ordusu tamamen dağıldı.
NİĞBOLU ASLANI OLMASINA RAĞMEN ANADOLU DA SORUNLAR BİTMİYOR.
Bayezid, Niğbolu da büyük başarı sağlamasına rağmen Anadolu da sıkıntılar daha çok büyüyordu. 1389'da I. Bayezid'e yönelik daha büyük bir tepki Anadolu Türkmen beyliklerinden gelmişti. Sözde Yakup Çelebi'nin öcünü almak üzere, Germiyanlı, Aydınlı, Saruhanlı, Menteşeli, Hamitli beylikleri ve hatta Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin eyleme geçmişlerdi. Amaçları giderek büyüyen Osmanlı devletinin gücünü kırmak ve kaybettikleri topraklar varsa bunları geri almaktı.1390 yılında , hızla hareketederek Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Hamitoğulları beyliklerini ortadan kaldırdı.
BAYEZİD’İN EN BÜYÜK DÜŞMANI VE ANKARA SAVAŞI
Bayezid'in 1398'de Karaman ve 1399'da Dulkadirli topraklarına girmesinden sonra topraklarını kaybeden Anadolu beyleri bu sırada Hindistan seferinden dönen Timur'a sığınarak onu Osmanlı sultanına karşı kışkırttılar. Bu arada Timur'dan kaçan Karakoyunlu ve Celayirli beyleri de I. Bayezid'i Timur'a karşı tahrik ediyorlardı. Bu kışkırtmalar bir yana, Osmanlı için büyük bir tehdit oluşturan Timur ordusu Anadolu'ya ilerlemeye başlamıştı. Timur'un Osmanlılara ait Sivas'ı alması, Osmanlı ve Timur'un ordularının Ankara'da karşı karşıya gelmesi sonucunu doğurdu.
I. Bayezid Çubuk Ovası'nda, Timur'un ordusunu konaklarken buldu, bunun üzerine tüm vezirleri, paşaları ve oğulları hemen saldırmayı önermesine rağmen, mertlik üzere Timur'a toparlanma fırsatı verdi ve konakladı. Daha önce Timur ile anlaşmış olan Menteşeoğulları, Germiyanoğulları, Saruhanoğulları beyleri ve kuvvetleri, ihanet ederek karşı tarafa geçtiler. I. Bayezid'in vezirleri de büyük oğlu Emir Süleyman'ı, Osmanlı Devleti'nin devamı için savaş alanından kaçırdılar. Bu olayı gören Mehmet Çelebi ve Mustafa Çelebi de savaş alanını taht mücadelesi için terk etti. Osmanlı ordusunda yer alan Kara Tatarlar da Timur saflarına geçti. Daha savaşmadan yaşanılan bu bozguna rağmen I. Beyazıt elinde kalan en sadık 10 bin kişilik askeriyle saldırdı. Timur-Tatar ordusuna müthiş zararlar verdirdi. Ordusundan kaçanları savaş alanına geri getirebilmek için, merkezinde bulunduğu kuvvetinin, yanındaki paşalarının "Çıkmayınız akşama kadar dayanırız, gece olunca da geri çekiliriz" uyarılarına rağmen çıktı ve Tatar askerlerine yakalandı, esir düştü.
YILDIRIM BAYEZİD’IN SONU
Timur tarafından esir düşen Bayezid, kendinden emin şekilde dik duruşuyla etrafındakilere iyi örnek oluyordu ki esareti esnasında bazı kaynaklar da ünlü sözü göze çarpıyor. “Yenileceğinden korkan daima yenilir”der. Yenilse de içindeki o azim takdire şayandır .Günümüzde yenilgiyi alıp da yılan kişilere rastlamaktayız. İnsanlara korku verip yenilgiyi sevk etmeye çalışanlarda göze çarpmaktadır. Yıldırım Bayezid 8 Mart 1403'te 49 yaşındayken Akşehir'de nedeni hâlâ bilinmeyen gizemli bir şekilde ölmüştür.