Önceki gün akşam saat 21.00 gibi İzmir yolu civarında bir haberden dönüyorduk gazeteci bir arkadaşımla. Yaptığımız haberi acil yayınlamamız gerekiyordu. Hayatımda ilk kez hani şu 1 liralık kahveye sırf bardağının hatırına 18 lira verilen Starbucks var ya oraya girelim dedik. İnsanların neden bu mekanı bu denli özel hissettiğini kapıdan girince anladım. Çünkü pandemi olmasına rağmen tıklım tıklım dolu. İnsanlar havalı ve bir o kadarda zengin gösteren karton bardakta kahve alabilmek için uzun kuyruklar oluşturmuş. Tabi ki bizim bir masaya oturup haber yazmamız gerektiği için yer bulamadık ve haberimiz arabada yazmak durumunda kaldık. Yani sizin anlayacağınız hayatımda ilk kez gittiğim Starbucks’ta yer bulamadığım için oturamadım. Şimdi her gün korona vakalarına ilişkin rakamlar açıklanıyor. Soruyorum sizlere insanlar karton bardakta kahve içebilmek için bir kafeyi hınca hınç doldururken biz bu Koronavirüsü nasıl yeneceğiz? İşte sonuç olarak hergün hastanelere yeni yoğun bakım üniteleri eklenir, yeni yeni sevdiklerimizi virüse kurban veririz. Burada maksadımız bir işletmeyi karalamak yada kötülemek değil. Zaten adamlar dünya çapında bir firma ve bir ticari zekayla insanların özenti çılgınlığını kullanarak bir iş tutturmuşlar. Buna kimsenin diyecek bir şeyi yok. Ancak bir yandan devlet, biryandan ekonomik olarak biz vatandaşlar virüsün etkisini iliklerimize kadar hissederken, sorumsuz insanlar yüzünden her geçen gün sevdiklerimizi ölüme bir adım daha yaklaştırıyoruz.
POLEMİĞE GEREK YOK ÖNEMLİ OLAN SAĞLAM YAPIİzmir’de meydana gelen depremin ardından bu depremle ilgili bizde elimizden geldiğince vatandaşı uyarıcı haberler yapalım dedik. Özellikle İlimizin deprem haritası üzerinde durduk. Haritayı koyduk önümüze ve baktık ki Afyonkarahisar’da bulunan 31 Faydan 9 tane fay aktif konumda. Bunlardan kent merkezini ilgilendiren fay hattı ise Erkmen Fazonu. Erkmen fayında bir hareketlilik direk olarak Uydukent bölgesini ilgilendiriyor. Burada merkez üssü Uydukent olan ve 6,4 şiddetinde bir deprem olması muhtemel. Ancak tabi ki depremin ne zaman ve ne şekilde olacağını hiç kimse bilmiyor. Bilemez de zaten sadece bir tahmin yürütülebilir. Uzmanlar bu yönde görüş bildirirken Erkmen Belediye başkanı biraz bası konuları üzerine alındı ve açıklamalarda bulundu Başkan Kanunlar tüm belediyeleri kapsar dedi. Burada aslında Uzmanlar Erkmen belediyesinde kontrol yapılmıyor demedi sadece biz bilmiyoruz dediler aslında Afyon Belediyesinin zemin iyileştirme kontrollerini görüyoruz ama Erkmen’de yapardır belki de en iyisini ve en sıkı kontrolleri uygulardır ama biz bilmiyoruz demek istediler. Ama bu konu polemik nedeni oldu. Aslında polemiğe gerek yok kimsenin kendisini kanıtlamasına da gerek yok. İzmir depremi gibi depremler bize gösteriyor ki kanunlar ve nizamlar çerçevesinde işi kılıfına uydurmak maalesef yetmiyor. İnsanlar enkaz altındayken asıl kimin işini düzgün yapıp yapmadığı görülüyor. İnşallah Böyle bir felaket yaşamayız ancak bir ihtimalde varsa önlemimizi almalıyız. Erkmen veya herhangi bir belde fark etmez bunu en iyi nasıl yaparızı düşün.
ÖYLE BİNALAR VARKİ MUCİZE ESERİ AYAKTA DURUYORSon günlerde deprem konularına değiniyoruz ve değinmeliyiz de bana göre. Bir 4 yaşındaki ayda 91 saat sonra kurtulunca nasıl sevindik ve hepimizin de gözlerinden yaş geldi adeta. Ama O depremde nice Aydalar can verdi ve geleceklerini, anne ve babalarının hayallerini o enkazın altında bıraktı. Ama onlarca Aydalardan bir tanesi kurtulunca sevinç göz yaşları döktük. Şimdi çocuklarımızı ve geleceğimizi bir moloz yığınının altında bırakmamak için herkes elinden geleni yapmalı. Bizde gazeteciler olarak insanların gerekirse gözüne sokacağız, yanlışları. Bakınız binaların altına özellikle gerçekten oturduğunuz binaların bodrumuna bir inin. Bir marketin, bir cafenin kolonlarına, kirişlerine bir bakın lütfen. Önce kolon ve kirişler yerinde duruyor mu, duruyorsa içinden boru geçirmişler mi, delmişler mi veya kesmişler mi bir bakın lütfen. Öyle ki bazıları 20 santim kazanabilmek için kolonları kaldırıyor ve bina zaten deprem olmasa da ayakta bir mucize eseri duruyor. O Yüzden biz yazmaktan usanmayacağız, sağlam binalar yapılana kadar.