Hafta içi dünya ve bölge devletlerinin iç, iç’e olduğu, 3 önemli olay yaşadık. Birincisi Can Azerbaycanın, 30 sene öncesi Ermeniler tarafından işgal edilen, Dağlık Karabağ Bölgesi topraklarını, Ermeni işgalinden kurtarmasıdır. Şuşanın alınması Ermenileri mağlubiyeti kabul etmelerine yettide, arttı bile.
Türkiye “2 devlet, tek millet” tanımının sözde değil, özde olduğunu tüm Dünya’ya gösterdi. SİHA, İHA, uçak, tank ne gerekiyorsa açık, seçik destekledi. Bölge ülkelerinin, destek itirazlarına rağmen, hak’kı kabul etmeklerini sağladı.
Rusya ile barışı sağlayan ittifak anlaşması, barış sürecinde işbirliği, Sayın Erdoğanın ve Putinin güvene dayalı dostluğun, güzel bir örneğini verdi. Liderlik tanımı bu. Yerine göre füzeden, tankdan çok daha güçlü ve etkili oluyor. Teşekkürler Sayın Erdoğan, Putin ve Aliyev. Bölge size minnetdar. Sonuç AKP dış politikasındaki başarıyı ve istikrarı açık gösteriyor.
***
ABD de seçim nihayet sonuçlandı. Joe Biden koltuğa oturacak. Trupmda İş Merkezine dönecek. Halkın %50 liye yakın ayrışmalı tercihi, her halde son dönemlerin dünya siyasetinde hakim olan, oy dağılımının benzerliğinin açık örneği. Bizde de seçimlerde yakın oranlar alındı. Net bir tercih yapılmadı. İktidar ve muhalefet arası görünen kararsızların oranı, dünya siyasi hayatında çoğalıyor. Hakim oluyor. Tam seçim arifesinde tercihlerini yapıyor kararsızlar.
%50 oranları Ülkeler için siyasi iradeye güç kaybettiren bir gelişme. İktidar, muhalefet oy dengesi. Diliyoruz seçim hayat’ına çoğunluk güç, istikrar tartışmasız bir sonuçlar hakim olur.
Asıl üzerinde durmak istediğimiz konu. ABD’ye Başkan seçilen, Joe Biden’ın yaptığı zafer konuşmasında tesbit edilen özet cümleleridir. Biden “Başkan Trump’a oy verenlerin hayal kırıklığını anlıyorum. Bende iki kez seçim kaybettim. Ama şimdi birbirimize şans verelim. Sert söylemleri bir tarafa bırakalım. Tansiyonu düşürelim. Birbirimizi dinleme zamanı” sözleri çok güzel anlam taşıyor. Trump’ın tutumu merak ediliyor doğrusu. Trump ne diyecek, nasıl hareket edecek göreceğiz.
***
Kıbrıs 1974’de günümüze devam eden tartışmalar ulusal baş sorunumuzdur. Kıbrıs çıkarması zaferini, bir türlü diplomasi zaferiyle taçlandıramadık. Karşımıza haçlı ordusu dikildi. Hele Kıbrıs halkının haçlı ordusu ittifakına karşı, bizimle birlikde hareket etmemesi ne kadar acı verici bir durumdu.
Son seçimler ayakları yere basan bir lider, Ersin Tatar Cumhurbaşkanı oldu. Kuzey Kıbrıs Türk Devletinin tanınmasını Doğu Akdeniz enerji paylaşım gücünü, Türkiye ile birlikde yürütme zorunluğunun adamı olduğunu bölgeye anlattı. Çok da iyi yaptı. Yunani, İsrali, Mısırı, Fransası ve benzerlerinin çanlarına ot tıkadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kutlamalar için Kıbrıs’a gittiler. Muhteşem ilgi ve karşılama oldu. Bizimde 1975 de açık olduğu dönemde göz kamaştıran manzarasını gezdiğimiz, gördüğümüz, sonra amaçlı çöküntüye tert edilen, perişan olan Maraş yeniden inşa edilecek. Anlaşılan eski dönemine kavuşması çalışmaları da başlatılacak. Anavatan-Yavru vatan işbirliğinin, önünde hiç bir güç duramaz. Yeterki biz iri olalım, diri olalım, bir olalım. Kardeş olalım.