Allahü Ekberi beyaz kar örttü
Kardelen yerine naaşlar bitti
Kocadağ altmış bin şehidi yuttu
Can veren canları yan yana serdi
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
22Aralık 1914 Sarıkamış..! Sarıkamış.
Değerli gönüldaşlarım
Özet olarak SARIKAMIŞ hadisesi 22 Aralık 1914 tarihinde
Genel Kurmay Başkanı Enver paşa Alman ağa babalarına verdiği söz üzerine SARIKAMIŞ’a çıkartma yapmada inat eder.
Erzurum’u işgal eden Rus ordusunu SARIKAMIŞ’a püskürtmeyi başaran Doğu cephesi üçüncü Ordu kamutanı Hasan İzzet Paşa,yeterli kıyafet ve cephane olmadığı için ben askerlerin donmalarına müsade edemem diye itiraz eder ve istifa eder.
Onun istifasını takiben öteki komutanlardanda istifalar peş peşe gelir.
Bu olaydan sonra Enver Paşa emir komutayı bizzat kendisi alır. 9.10.11.kolordu olmak üzere yaklaşık 70bin askeri Allahü Ekber dağları üzerinden SARIKAMIŞ’a indirmeye karar verir. Soğuk eman vermez.
Üç gün sonra kendiside donma tehlikesi geçirmesi üzerine komutayı Hafız Hakkı paşaya bırakarak kaçar.
Hafız Hakkı Paşada iklimin zor şartlarına dayanamaz bir müddet sonra o da kaçar. Başsız kalan ordular plan proje olmadığından başı bozukluğun verdiği şartlardan dolayı bir kısmı birbiriyle savaşır beşbin asker şehit olur.
Diğer altmış bin askerde düşmana tek kurşun atamadan donarak şehit olurlar.
Geriye beş bin asker sağ kalır.
Ne yazıkki bu savaşın en vahim en hazinli yanıda çöl sıcağı YEMEN,FİLİSTİN ve IRAK ‘dan gelen askerlerin cepheye sürülerek adeta katledilmeleridir.
Bendeniz
Yemenden dönen bir subayın Cehennem kadar sıcak Yemen çöllerinden 4 aylık nakil yolculuğu sonrası, dondurucu havasıyla Erzurum cephesine gelip ALLAHÜEKBER dağlarında tek kurşun atmadan 70 bin askerden 60bininin -35 derecede donarak şehit olmalarını anlatan mektubunu ve;
Yemenden gelen bir sıhhıye askeri de anılarında yemenden buraya sevk edildiğinde revire verildiği ancak revirde ne ilaç ne sargı bezi bulunmadığından eline silah verilerek cepheye gönderildiğini ve soğuktan yetersiz kıyafet ve ayakkabı bulunmadığından donan kangren olan parmakların hiç bir uyuşturucu madde kullanılmadan bağıra çağıra kesildiğini ŞİİR’imle sizlere anlatmaya çalıştım.
SOĞUK VURDU AYAZ VURDU KIŞ VURDU
Allahü Ekberi beyaz kar örttü
Kardelen yerine naaşlar bitti
Kocadağ altmış bin şehidi yuttu
Can veren canları yan yana serdi
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
Yemen cephesinden Sana ilinden
Geçerek Arab’ın kızgın çölünden
Köprüköye vardık Azap el’inden
Erzurum bağrında yürekler birdi
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
Sarıkamış dendi dağ aş,tepe aş
Tek kurşun atmadık bu nasıl savaş
Dizimden çekilir fer yavaş yavaş
Bizi ne vuruşmaktan döğüşmek yordu
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
Revirde nüksetti kabardı derdim
Kangren parmağı narkozsuz verdim
Yinede sağ olsun vatanım yurdum
Ne gözden süzülen acı yaş vurdu
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
Ayaz don soğukla yürekler yandı
Er,çavuş,komutan paşalar dondu
Donan on, yüz değil altmış bin candı
Ne düşman ne moskof ne mermi kırdı
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
İnledi dağ tepe tekbir sesinde
Gazi bu savaşın de neresinde
Allahü Ekber’in tam zirvesinde
Şüheda burcuna dikildi durdu
Soğuk vurdu Ayaz vurdu kış vurdu
Bize atalarımızın vatan için nasıl bedel ödeniri öğrettikleri bu anlamsız savaşta can veren tüm ŞÜHEDA’mıza Rahmeti Rahmana kavuştukları 107 inci yılında Rabbim gani gani rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun.
Saygılarımla.