KERBELÂ HÜZNÜ
Yayınlanma :
03.09.2020 02:42
Güncelleme
: 03.09.2020 02:42
Müslümanlar için MATEM GÜNÜ olarak bildiğimiz bağrımızı yakan KERBELÂ olayı On Muharrem Aşure gününde olmuştur.
Kısaca bilgimizi tazeleme açısından tarihe göz atacak olursak.
Hz. Muaviye öldükten sonra yerine söz verildiği gibi Hz. Hüseyin değil, Muaviye’nin oğlu Yezid geçmiştir. Fakat Yezid’in halifeliğine tepkiler oldukça fazla olmuştur. Çünkü halifenin demokratik yollardan seçilmesi gerekiyordu ve Yezid’in halifeliği ile halifelik makamı saltanat usulüne çevrilmiş oluyordu. Yezid, halifelik makamına geçer geçmez iktidarını ve otoritesini sağlamlaştırmak maksadıyla Medine valisine, kendisine itaat etmeleri konusunda mektup yazar.
Diğer taraftan, Kûfe halkı ise Hz. Ali’ye sıkı sıkıya bağlı olduklarından Yezid’in halifeliğini tanımak istemediler. Ayrıca, Emeviler dönemi ile birlikte başkent, Şam’a taşınmıştı ve Kûfe’nin gelirlerinde de gözle görülür azalmalar yaşanmıştı. Tüm bu nedenlerden ötürü Kûfe halkı, Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin’e mektup yazarak kendisine bağlılıklarını bildirdiler ve onu Kûfe’ye davet ettiler. Hz. Hüseyin, kendisini Kûfe’de kalabalık bir grubun beklediğini düşündüğünden bu daveti kabul etti ve Kûfe’ye gitti. Küfeye vardığında KÜFE halkı YEZİD’den korkusuna vaadinde durmadılar ve Hz. Hüseyini yalnız bıraktılar. Hüseyin efendimize çöl sıcağında günlerce süren Ekonomik Ambargo uyguladılar. Diclenin suyunu alamaması için su yoluna barikat kurdular.
Kısacası Yanına ailesini de alarak Kûfe’ye giden Hz. Hüseyin’in ordusu ile Yezid’in ordusu Kerbela’da karşılaştı. Hz. Hüseyin’in ordusunda bulunan 70 adama karşılık, Yezid’in ordusunda 4500 kişi olduğundan bu mücadele, Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin ölümüyle sonuçlandı. Sonucunda Şehit olan Hz. Hüseyin efendimizin mübarek başını ŞİMİR denilen alçak gövdesinden ayırdı. Buna şahit olan bacısı ZEYNEP annemizin feryadı arşdan hissedildi. Küfe halkına ve o topraklara huzur yüzü görmesin diye beddua etti. Dikkatinizi çekerse o olaydan sonra günümüze kadar o topraklar huzur yüzü görmemiştir.
Bu olayı şiirimle size anlatmağa çalıştım. Umarım daha iyi anlayabilirsiniz.
Saygılarımla.
KERBELÂ HÜZNÜ
Dünyanın gördüğü böyle bir hüzün
On Muharrem Kerbela’nın bağrında
Dayanamaz buna yüreğin özün
On Muharrem Kerbela’nın bağrında.
Namert Küfe mektubunu yolladı
Saf Hüseyn’im o halkı mert belledi
Vali Ziyad daim fırsat kolladı
On Muharrem Kerbela’nın bağrında.
Komutan Hür kalleş bir ok attırdı
Bebek Abdullah’ı şehit ettirdi
Yezidin buyruğu işi bitirdi
On Muharrem Kerbela’nın bağrında.
Su yolları zalimlere takıldı
Çadırları birer birer yıkıldı
Üste üslük birde yağma yapıldı
On Muharrem Kerbela’nın bağrında.
Hüseyn’im dövüştü kılıç elinde
Yere düştü, yattı secde halinde
Şimir gider şahın başı kolunda
On Muharrem Kerbela’nın bağrında.
Zeynep haykırıyor zulmü, dehşeti
Kainat görmesin böyle vahşeti
Müslüman yiyerek müslüman eti
On Muharrem Kerbela’nın bağrında.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: